Isodyne Çeviri Fransızca

Amerika'nın tatlı kızı Isodyne Enerji'nin arkasındaki dehaymış.

La chérie de l'Amérique est le cerveau derrière Isodyne Energy

Kaynağımıza göre, nüfuzları Isodyne örtbasını karşılayabilecek düzeyde.

D'après notre source, leur influence va bien au-delà de ce que dissimule Isodyne.

Pasadena'daki Isodyne Enerji'de var.

Il y en a un autre à Pasadena à Isodyne Energie.

Isodyne Enerji kendini 20. yüzyıldaki yakıt girişimlerine adamış bir geliştirme laboratuvarıdır.

Un laboratoire de recherche dédié aux énergies fossiles du XXe siècle.

Isodyne'de kaç yıldır çalıştığınızı bilmem için arama emrine ihtiyacım var mı?

Ai-je besoin d'un mandat pour savoir combien de temps vous avez travaillé à Isodyne?

Şöyle söyleyeyim, Isodyne Enerji'nin sahibi Calvin Chadwick ile çok yakın bir ilişkisi vardı.

Disons juste que... Qu'elle était assez proche du propriétaire de Isolyne Energy... Calvin Chadwick.

- Saklayacak bir şeyiniz yoksa Isodyne Enerji'nin tüm işçi listesini verirsiniz.

Si vous n'avez rien à cacher, procurez-nous une liste complète de vos employés.

Vatanseverimdir ve yardım etmeyi isterim ama Isodyne Enerji gizli Amerikan anlaşmaları ile işlemler yapmaktadır.

Je suis un patriote et j'adorerai aider, mais Isodyne Energy fait dans le top secret et les contrats confidentiels pour le gouvernement Américain.

Isodyne'in yakınlarında bile değiliz!

Nous sommes très loin de l'Isodyne!

- Isodyne Enerji'de de var bir tane.

Il y en a un autre à Isodyne Energy.

Son olayları göz önünde bulundurunca konsey, Isodyne Programı'nı ve ona ait olan her şeyi yok etmeye karar verdi.

À la lumière des récents événements, le conseil a décidé que notre meilleur manœuvre consiste à fermer le programme Isodyne et utiliser tous les atouts.

Atomik enerjide henüz çok gelişme bile kaydedilmemişken Isodyne onu tarihe gömmeye yakın.

L'énergie atomique n'a pas encore été réglementée, et Isodyne est déjà sur la voie de la rendre obsolète.

Thompson bize Isodyne'a arama emrini çıkarmış.

Thompson nous a obtenu le mandat pour Isodyne.

Merhaba, Isodyne'a hoş geldiniz.

Bonjour. Bienvenu chez Isodyne.

Isodyne bir şeyler çeviriyor ve ne olduğunu öğreneceğim.

Isodyne mijote quelque chose et je vais découvrir quoi.

Isodyne Atomik Programı.

Projet : Programme Isodyne Atomic Test 1-47

Bana bütün iyi niyetleriyle Isodyne'da yaptığımız çalışmaların doğasını hatırlattılar ve hıyanet, hapis, idam gibi kelimelerden bahsettiler.

Ils m'ont très gentiment rappelé la nature hautement secrète des activités d'Isodyne et ils ont évoqués quelques mots tels que "trahison", "prison"... Et "pendaison".

Isodyne'in bu olaya dâhiliyeti konusunda daha çok şey biliyorsun değil mi?

Vous en savez plus que vous le dites sur l'implication d'Isodyne dans tout ça, n'est-ce pas?

Isodyne ırkımı işe alan tek şirketti bu yüzden onlarla olan ilişkimi direkt mahvetmeme sebebimi anlamışsındır.

Isodyne était la seule qui a accepté d'engager quelqu'un... comme moi dans un laboratoire. Vous comprenez pourquoi je n'avais pas envie de saboter ma relation avec eux.

Fakat Isodyne'i koruyarak başarmak için çalıştığınız bunca şeye ihanet ediyorsunuz.

Wilkes, mais potéger Isodyne trahi tout ce pourquoi vous vous êtes battu.

Savaş sırasında Isodyne, alanındaki diğer şirketlerle beraber başarılı bir atomik reaksiyon için çalışıyordu.

Pendant la guerre, Isodyne, avec l'aide de toutes les sociétés majeures du secteur, travaillais sur une réaction atomique.

Isodyne Fat Man veya Little Boy'u yaratmadı ama araştırmaları savaş bittikten sonra atomik testlere devam edecek kadar ilerledi.

Maintenant, Isodyne ne construit plus "fat man" ou "little boy", mais leurs recherches sont allées bien plus loin pour continuer les essaies atomiques après la guerre.

Isodyne bu yanlışın arkasındaki bilimi anlamak için gece gündüz çalıştı ama bak. Kendin gör.

Isodyne a payé des heures supplémentaires pour déterminer ce qui est derrière cette anomalie, mais... voilà.

Isodyne buna sıfır madde diyor. Muhtemelen periyodik cetvelde buna uygun bir şey olmadığı için öyle diyorlardır.

Isodyne l'appelle la matière zero, surêment parce qu'il n'y a pas de place pour ça nulle part dans le tableau périodique.

Çünkü bu gece Isodyne'e gidecek ve onu çalacağız.

Parce que vous et moi allons le voler cette nuit chez Isodyne.

Bence projeyi tamamen silmeleri için Isodyne'den emir alıyorlardır.

Je parie qu'ils agissent pour Isodyne pour effacer le projet.

Isodyne'e.

- Isodyne.

Dr. Wilkes ile Isodyne Enerji'ye aşağı yukarı gece 4 : 30 sularında girdik.

Dr Wilkes et moi somme rentré chez Isodyne Energy vers 4H30.

Isodyn'daki patlamada Dr. Wilkes şüpheli olarak görülüyor mu?

Dr Wilkes est-il suspect dans l'explosion à Isodyne?

Isodyne'ın Sıfır Madde ile ilgili çalışmalarından bir şey var mı?

Rien sur le travail d'Isodyne autour de la matière zéro?

Bence Isodyne, Dr. Wilkes'a komplo kuruyor ve kukla olarak da bizi kullanıyor.

Je pense qu'Isodyne essaye de piéger le Dr. Wilkes et ils veulent qu'on fasse leur sale boulot.

- Isodyne'ın Dr. Wilkes'ı komünist olarak göstermesine çabalattıracak kadar önemli olduğu kesin.

C'est assez important pour qu'Isodyne invente une histoire soi disant que le Dr Wilkes serait communiste.

Isodyne çaresizce dünyaya Jason Wilkes'ın komünist olduğuna inandırmaya çalışıyor.

Isodyne tient absolument à ce que tout le monde croit que Jason Wilkes est un communiste.

- Isodyne'daki kaza tutanağında...

Votre rapport sur l'accident à Isodyne...

Isodyne, Wilkes'ı kurban olarak kullanıyor.

Isodyne utilise Wilkes comme bouc-émissaire.

Isodyne dosyası hakkında bilgi verildi mi sana?

Vous avez été briefé sur la situation d'Isodyne?

- Bildiğim kadarıyla Wilkes'ın Isodyne'dan çaldığı her şeyi geri aldık.

Nous avons récupéré tout ce que Wilkes avait volé à Isodyne.

Isodyne'daki kaza nasıl ulusal güvenlik tehdidi oluyor?

Comment est-ce que l'accident à Isodyne peut être une brèche dans la sécurité?

Doktor Wilkes, geçen gece Isodyne Enerji'de size olanları hatırlıyor musunuz?

Wilkes, vous souvenez vous de ce qu'il vous est arrivé. l'autre soir à Isodyne Energy?

Isodyne Enerji'nin sahibi ve milletvekili adayı Calvin Chadwick'in karısı oluyor.

Et la femme de Calvin Chadwick, candidat au Sénat et propriétaire de Isodyne Energy.

Aslında size Isodyne'daki olay hakkında bir şeyler sormaya gelmiştim.

En fait, je voulais vous questionner à propos de l'accident d'Isodyne.

Isodyne'in çalışmaları hakkında ne biliyorsunuz?

Que savez-vous des travaux menés par Isodyne?

Evet, Isodyne Enerji'yi araştırırken gizli silahlarını buldum.

Oui, j'ai farfouillé du côté d'Isodyne et ça a payé concernant leur arme secrète...

Savaş sırasında Isodyne onun sayesinde ün kazanmış.

Son travail a permis à Isodyne de se faire connaître pendant la guerre.

Amerika'nın en sevilen kızı Isodyne Enerji'nin beyniymiş.

La chérie de l'Amérique est le cerveau derrière Isodyne Energy.

Idodyne'de çalışanların yardımından dolayı ne kadar mutlu olduğunu tahmin edemezsin.

Je ne peux vous dire à quel point tout le monde à Isodyne apprécie votre aide.

Konsey Isodyne Programını iptal etmekte kararlı.

Le conseil a décidé d'arrêter le programme Isodyne.

Isodyne'ın testinde kullanılan bomba.

Les bombes utilisées lors du test Isodyne.

Isodyne'da kontaminasyon araştırmalarında görevliydin.

Votre travail à Isodyne était en confinement de recherche.

Isodyne Enerji ne ya?

C'est quoi Isodyne Energie?

- Isodyne filmini izle.

Regardez le film d'Isodyne.