Izzy Çeviri Fransızca
734 parallel translation
Izzy Kotzwinkle diye birini tanıyoruz ama o çok yaşlı.
- On connaît le vieux Izzy Kotzwinkl.
Izzy 80'lerinde olmalı.
Izzy a au moins 80 ans.
Izzy siz misiniz?
Vous êtes lzzy?
Annem, Izzy ve Susannah için de bir şeyler getirdim.
J'ai d'autres cadeaux pour mère, petite lsa et Susannah.
Merhaba Izzy.
Bonjour, lsa.
Izzy'ye söyle bir psikiyatr lazım.
Demandez un psy.
Izzy Mandelbaum.
Izzy Mandelbaum.
- Izzy'den daha fazla kaldırabileceğini düşünüyor.
Il se croit plus fort qu'Izzy.
lzzy, çocuk senden daha fazla kaldırabileceğini söylüyor.
Izzy, ce gamin se croit plus fort que toi.
lzzy 50lerde Charles Atlas ile birlikte idman yapardı.
Izzy s'entraînait avec Charles Atlas dans les années 50.
Izzy'i sırt uzmanında görmeye gittin mi?
Tu es passé voir lzzy?
Tanrı aşkına Izzy.
Bon sang, Izzy!
Bana "ne" deme Izzy yoksa çizgi roman fuarına gidemezsin.
Change de ton ou adieu ton festival de la BD.
Fazla hatırlamıyorum ama üç gün sonra oğlum Izzy'e hamile olarak uyandım.
Je me suis réveillée trois jours plus tard enceinte de mon fils Izzy
Izzy sizin ve bir tür davetsiz misafirin birleşiminin ürünü mü?
Izzy est le fruit de votre union avec un intrus?
Izzy'nin kafası o kadar çalışır.
Izzy n'est pas aussi bête que ça.
Oğlumun yarattığı bir çizgi roman kahramanı.
C'est un personnage de BD créé par mon fils Izzy
Izzy Berkowitz kendini göster!
Izzy Berkowitz. - Ramène tes fesses!
- Onun adı Izzy Berkowitz!
C'est Izzy Berkowitz.
Tamam. Izzy'nin adamları, Küçük Tony'nin tayfasına KT'nin kodeste olduğunu ve yeni bir iş için beklemek zorunda olduklarını söylediler.
Ils proposaient à ceux de la bande de P'tit Tony du boulot...
- Oh, Izzie.
- Oh, Izzy.
En iyi dostum izzy'yi kaybettikten sonra ve Eloise'i bulduktan sonra.
Quand j'ai perdu mon grand ami, Izzy, et... que j'ai trouvé Eloïse.
izzy bana, "Dilencilerin Uşağı" derdi.
Izzy m'appelait le Majordome des Mendiants.
ölen adamın odasına, israil Goldkiss'ın. - izzy.
Le mort, Israel Goldkiss.
- Neyin izzy?
- Izzy. Ici quoi?
- izzy... onun adı...
- Izzy, là...
Burası izzy'nin odası ve sen de izzy değilsin.
C'est celle d'Izzy et tu n'es pas lui.
izzy kuş olup uçtu dostum.
Izzy s'est envolé. Attends!
- izzy'yle ilgili bir durum mu var?
C'est pour une histoire?
izzy'nin katilini bulmaya geldiğini söyleyip herkesi uyarmalıydık.
Qu'il fallait prévenir tout le monde qu'il voulait l'assassin d'Izzy.
Konu bu değil. izzy'yi kimin öldürdüğünü bulmaya çalışıyor.
Il veut savoir qui a tué Izzy. Il a sauté, non?
Çavuş, neyle kafa buluyorsun bilmiyorum, ama izzy bir hayalperestti.
Sergent, je ne sais pas à quoi tu marches, mais Izzy était un rêveur.
Güzel. Güzel. Bunlar izzy'nin yazdığı şiirler.
C'est les poèmes d'Izzy.
Onu korumak istedim hep, ama izzy şöyle dedi :
Je voulais la protéger, mais Izzy disait. :
izzy'nin konuşmasından okula gittiğini anlardınız ama serseri gibi yaşardı.
Izzy parlait comme un intellectuel, mais il vivait comme un clodo.
izzy'nin babası milyoner bir medya kralıymış.
Le père d'Izzy est un milliardaire, un roi des médias.
Geride hiçbir iz bırakmadan, kaldırıma gömülüp giden hayatlar, kültürler... anlar hakkında bu tablolar. Tıpkı izzy gibi.
Il s'agit de toutes les vies et cultures enterrées dans les pavés et perdues à jamais.
Geronimo, babasının mirasını reddederek, gettodaki kayıp ruhları tuvallerde yakalamaya çalışan Kaliforniyalı Altın Çocuğu anlattı bize.
Comme Izzy. Geronimo parlait du Golden Boy qui a rejeté une existence dorée pour peindre les âmes perdues du ghetto.
Çünkü izzy...
Parce qu'Izzy est...
Çünkü izzy öldü gitti ama sen televizyona çıktın.
Il est mort, mais toi tu passes à la télévision.
Aslında o çok özel dedektif Skinner'ın Elois'i tutuklamasından korkuyorum çünkü izzy ölmeden hemen önce Eloise onun yanındaydı ama...
Je m'inquiète pour l'Agent... l'Agent Spécial Skinner qui va interroger Eloïse, car elle a vu Izzy juste avant qu'il meure, mais...
Bu, izzy'nin Geronimo'ya yazdığı bir borç senediydi.
Une reconnaissance de dette d'Izzy pour Geronimo.
Bu kağıtta, kirayı hep o ödediği için, Geronimo'nun izzy'nin her türlü malına sahip olabileceği yazıyordu.
Disant qu'Izzy cédait tous ses biens à Geronimo en compensation pour avoir payé le loyer.
izzy ölüp meşhur olmadan önce bu kağıt parçası beş para etmezdi.
Avant sa mort, ça ne valait rien, mais là, sa valeur était immense.
Geronimo, kendi lanet katran resimlerini bir servete satıp ganimeti bizzymle paylaşabileceğini anlamıştı. Eğer herkes bunları izzy'nin yaptığına inanmaya devam ederse tabii.
Geronimo comprit qu'il pouvait vendre ses tableaux et partager avec nous, pour peu que chacun croie qu'Izzy les avait peints.
Bazen izzy'ye odamı verirdim.
Je prêtais parfois ma chambre à Izzy.
Alo lzzy?
Izzy?
Izzy.
Izzy.
Kayıt cihazın var mı Izzy?
Vous avez un magnétophone?
Izzy demek istedin...
Vous voulez dire Izzy?
Anladım.
Izzy.