Içmem Çeviri Fransızca
1,538 parallel translation
İşte buna içmem gerekir.
Je trinque à tout ça.
Bira içmem.
Je ne bois pas de bière.
Ben içmem.
Je ne bois pas.
Ben içmem, belki istersin.
Je ne le boirai pas, et j'ai pensé que vous le voudriez.
Gerçek dünyada akşam 5'ten önce bira içmem ve içecek olursam birayı komple bırakırım.
Dans le monde réel, Je ne bois jamais avant 17 : 00 et si ça m'arrive, je suis sur les rails de la vie.
Genelde içmem.
D'habitude, non.
Özür dilerim, biraz içmem gerekiyor.
Attendez, j'ai besoin d'un petit...
- Kahve içmem gerek de.
- J'ai besoin d'un cafe.
- Asla içki içmem ve uyuşturucu kullanmam.
- sens-toi, Nancy Drew. - Sauf du Valium.
Çok teşekkürler, ben içmem.
Merci beaucoup.
Alkol kullanmam, içki içmem.
Je ne bois pas. Je bois pas d'alcool.
Ben içmem, içmem, içmem.
Je bois pas, je bois pas...
Normalde çok fazla sigara içmem.
J'ai eu moi aussi mon époque pétards.
Shack, Ben içki içmem.
Shack, je ne bois pas.
Antibiyotik içmem lazım, alerjim var da.
Il faut que je prenne ma pilule. J'en ai marre de ces trucs.
Umarım alınmaz, ama ben pek içki içmem.
J'espère qu'il ne sera pas vexé. Je bois peu.
Ben içki içmem.
Je ne bois pas.
ama oraya gidip ne planladıklarını öğrenmeni istiyorum. - ben içki içmem efendim.
Juste une excuse pour boire un verre, je suppose, mais allez y faire un tour et dites-moi ce qu'ils manigancent.
Ben içmem.
Je ne bois jamais.
Hayır, içmem tabii ki!
Pas question, je ne boirais pas ça!
Babamın önünde içmediğim gibi senin önünde de sigara içmem.
Je vais fumer dans ton dos, comme avec mon père.
Sigara içmem gerek.
J'ai envie d'une cigarette.
- Arabasından daha değerli! - Ben içmem.
- Le carburateur coûte plus cher que le char.
- Gündüz içmem.
- Je ne fume pas la journée.
Ben hayallerle konuşmam. Ben hayallerle şarap içmem.
Ce n'était pas une vision, compris?
Erkekler ve flört konusunda çok katı olduğunuzu biliyorum. Ama ben iyi biriyim. Sigara içmem.
Je sais que vous avez des règles strictes dans ce domaine, mais je tiens à dire que je suis quelqu'un de bien.
- Sharona, ben içmem.
- Sharona, je ne bois pas.
Ben kahve içmem.
Je ne bois pas de café.
İçki içmem.
Je ne bois pas.
Aslında sigara içmem.
Je ne fume pas vraiment.
- Genelde tek başıma içmem.
D'habitude, je ne bois pas seule...
İşini de gücünü de, benim içmem lazım.
Ca suffit, vous me faites chier. J'ai besoin d'un verre.
Cheng-Shin buradaki. Şaoksin şarabı içilir buna! Normalde içmem onu ama...
C'est pour Chenshin, prends du saké!
Ben ot içmem. Ve Pam gerçekten hamile.
Je ne fume pas de joints et Pam est enceinte.
Ama bayanlar, Iütfen bunu yanlış anlamayın, ama ben şarap içmem
Mesdemoiselles, ne le prenez pas mal, mais je ne peux pas boire de vin.
Dinle, ben aslında pek içmem ama ailem beni terk etti ve işten kovuldum. Bir içki istiyorum.
Je ne bois pas d'habitude, mais ma famille m'a quitté, j'ai perdu mon boulot et je veux un verre.
Sadece biraz su içmem lazım.
Il me faudrait juste un peu d'eau.
Ben ot içmem.
Je ne fume pas d'herbe.
- Ben sigara içmem.
- Je ne fume pas.
Büyükannemle çay içmem gerektiğini hatırladım.
Je dois prendre le thé chez ma grand-mère.
Ben pek içki içmem.
Je ne suis pas buveuse.
Normal zamanda içki bile içmem.
Je veux dire, je ne bois même pas.
Sigara içmem.
Je fume pas.
- Benim çişimi içmem gerekli mi?
- Est-ce nécessaire de boire mon urine?
İçki içmem gerek.
J'ai soif.
Ben asla merlot içmem!
Je boirai pas de putain de merlot!
Sanırım, bir içki daha içmem gerek.
Je maigris pas. Je boirais bien un autre verre.
- Hayır, teşekkürler, ben içmem.
- Non merci, je ne bois pas.
Ben içki içmem.
- Je bois pas.
Ben kahve içmem.
- T'as pas touché à ton café.
- Ben içmem Hubert.
Je bois pas, Hubert.