English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Işbirliği

Işbirliği Çeviri Fransızca

3,994 parallel translation
Oğlumuzun suçunu gizlemek için o sülükle işbirliği yapmam.
Je ne veux pas être complice de cet être sordide pour couvrir les fautes de notre fils.
Marge, işbirliği yapmadığını söyledi.
Marge ici dit que tu ne coopères pas.
Sana yardım edebiliriz ama bizimle işbirliği yapmalısın.
Nous pouvons vous aider. Mais vous allez devoir travailler avec nous.
Kardeşliğin orduyla işbirliği yapması gerektiğini söylüyor.
Avant que le peuple ne la détruise tout seul.
"Liberallerle işbirliği yaptığını itiraf etmezsen seni keseriz."
Pour ta sœur et ton frère. Pour que tu puisses écrire l'Histoire.
Şimdi, eğer işbirliği yapmak istiyorsan bize ne biliyorsan anlat.
Maintenant, si tu veux coopérer, dis nous ce que tu sais.
Polisle işbirliği içinde olacağım.
Je coopérerai pleinement avec la police.
Bu kadar akıllı bir adamın, neden bu kadar aptalca hareket ettiğini ve teröristlerle işbirliği içinde olduğunu merak ettim.
Je veux juste savoir pourquoi un mec aussi intelligent agit aussi stupidement et s'associe avec des terroristes.
Bundan böyle, suçlularda ya da.. özgür kılmaya uğraştığımız insanlardan çalan ya da onları kullanan insanlarla işbirliği yapmıyoruz.
Nous ne nous associons plus avec des criminels, ou ceux qui sont prêts à voler, ou exploiter le peuple que nous voulons libérer.
Hepimiz o iblisle işbirliği yaptık.
Nous devons protéger des secrets.
Buradan canlı ayrılmanın tek yolu işbirliği yapmak.
La seule façon de partir d'ici vivant est de coopérer.
Evet, çalışabilmemiz için süreç içerisinde işbirliği içinde olmalıyız.
Ok, ouais, nous avons vraiment besoin de travailler sur notre processus de collaboration
Gillian Cole onlarla işbirliği yapmıyormuş.
Ils ont dit que Gillian Cole ne se montre pas coopérative.
Seninle en başta işbirliği yaparak asıl hatayı ben yaptım.
C'est moi qui ai commis une erreur en m'associant avec vous.
Annen, düşmanımla işbirliği yapman konusunda seni affetmemi söylüyor.
Tu sais, ta mère pense que je devrais te pardonner d'avoir été conspiré avec l'ennemi
Wo Fat'le işbirliği yaptığını itiraf etti.
Il a admis qu'il était complice avec Wo Fat.
Dokunulmazlık karşılığında FBI ile işbirliği yapıyor.
Il est en train de coopérer avec le FBI en ce moment, en échange de l'immunité.
"Hey, işbirliği için teşekkür ederiz, Bay Lambardo."
"Hey, merci pour votre coopération, M. Lombardo."
Peki işbirliği yapmamı nasıl sağlayacaksınız?
et comment vous allez l'obtenir?
Size haberlerim var her şeyi yapabileceğini sanan iki gerzek federal polisle işbirliği yapmak zorunda değilim...
J'ai du nouveau pour vous. Je n'ai pas à coopérer avec deux glands de la police fédérale. qui pensent qu'ils peuvent ju...
Sadece biraz işbirliği yapmanı istiyorum, tamam mı?
J'ai besoin d'un peu de coopération, OK?
Komşuluk ve işbirliği ruhu ortaya çıktı bütün garip ve sinirli insanlar ayrıldı.
Et l'esprit de coopération du voisinage est rompu comme si tous les gens bizarres et en colère étaient partis.
Sanırım Bay Presto pek işbirliği yapmayacak.
Je pense que M. Presto ne sera pas très coopératif.
Kaçağımız, seri katil Red John ile işbirliği içinde olduğu bilinen biri.
Notre fugitive est une associée connue du tueur en série John Le Rouge.
Bunu bir çeşit işbirliği ilişkisi gibi düşün.
Vois ça plutôt comme une collaboration.
Soru bir, " Çalışan diğerleriyle işbirliği yapıyor mu ve... Bunların hepsine cevabım, Kesinlikle Katılmıyorum.
Ah, là c'est "Pas du tout d'accord" partout.
Sence bizimle işbirliği yapar mı?
Tu penses qu'il coopérera?
Pek işbirliği yaptığı söylenemez ama tüm bunlar değişmek üzere.
Tu sais, elle n'est pas vraiment coopérative, mais ça va changer.
Bu dava sağlam, güzel bir polis işbirliği ile çözülecek bir profesörün yarım yamalak çıkarttığı psikolojik profil ile değil.
On résoudra ce cas avec un vrai travail de police, pas avec des docteurs en psychologie et leur profil à la noix.
Polis ile işbirliği içindeyim.
Je coopère avec la Police.
Bunu mutlulukla yaparım. Tabii benimle işbirliği yaptığını farz edersek.
Je suis heureux de le faire si tu coopères.
Başından geçenlere saygı göstermek istiyorum ; her şeyin bitmesini istemesine falan, onun da işbirliği yapması gerek.
Je veux respecter ce qu'elle a traversé, qu'elle veuille juste que tout ça s'arrête.
- Siz de onunla işbirliği mi yaptınız?
- Et vous avez comploté avec lui?
Sayın Yargıç, Bayan Lockhart Eli Gold ile Greengate hizmetlerine indirim yapmak için işbirliği yapmış.
Votre Honneur, Mme Lockhart a conspiré avec Eli Gold pour offrir des services moins chers à Greengate
Ama onlarla işbirliği yapmalısın.
Mais tu dois aider ces gens.
Eğer bizimle işbirliği yaparsan herkes için işleri daha kolaylaştırırsın.
Si vous coopérez avec nous, on peut rendre les choses plus faciles pour tout le monde.
Bizimle işbirliği yap Donnie bize her şeyi söyle ve böylece kızlarını tekrar görebilirsin.
Coopérez juste avec nous, Donnie, dîtes-nous tout, et vous aurez une chance de revoir vos filles un jour.
Gerald Lydon adında bir adamla işbirliği mi yapıyorsun?
Etes vous familier avec un homme nommé Gerald Lydon?
Ama siz sonuçları aldığınızda birinin, muhtemelen Carter Lydon'ın Norveçli bir genetikçiyle işbirliği içinde çalışıp şimdiye kadar var olmayan bir bileşimle Gerald Lydon'ı zehirlediğini ve olanları öğrendiği için de Natasha Kademan'ı öldürdüğünü kanıtlamaya yaklaşmış olacağım.
Mais, le temps que vous ayez ces résultats, je serai très près de prouver que quelqu'un, très probablement Carter Lydon, qui travaille de concert avec un généticien norvégien, a empoisonné Gérald Lydon avec un composé jusqu'alors inconnu et a ensuite assassiné Natasha Kademan quand elle a découvert ce qui s'était passé.
İşbirliği yapmak mı?
- Collaborer?
İşbirliği yap, ve Dedektif Wisnefski'yle yaşanan bu olayı unutalım.
Coopère et ce petit incident avec le détective Wisnefski est oublié.
İşbirliği yapsanız iyi edersiniz.
Vous feriez mieux de coopérer avec moi, ok?
- İşbirliği yapacağını düşünmemişti hiç.
Il n'a pas pensé que tu serais si coopérative. Qui?
İşbirliği yaparsan seni öldürürler.
Coopérez, et ils vous tueront.
İşbirliği yapman hoşuma giderdi.
J'apprécierais votre coopération.
İşbirliği önermiyorsunuz, nüfusunuza geçirmek istiyorsunuz.
Vous ne proposez pas une coopération, vous imposez une tutelle.
İşbirliği yaparsınız diye ummuştum.
J'espérais votre coopération.
İşbirliği yapacağım.
Je vais jouer le jeu.
İşbirliği edeceksin.
Tu vas jouer le jeu.
İşbirliği yapman için benim ölümle burun buruna mı gelmem gerekiyordu?
Donc ça m'a presque trainé jusqu'à la mort pour ta coopération?
İşbirliği yaparım ama bir anlaşma istiyorum.
Je vais coopérer, mais je veux un accord.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]