English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iţe

Iţe Çeviri Fransızca

139 parallel translation
Hayatýný mahvet, iţe yaramaz bir herif için her ţeyden vazgeç. Benim yaţýma gelince önünde bir gelecek olmasýn.
Gaspille-la avec ce minable voyou... et finis à mon âge avec ton futur derrière toi.
Ţu iţe bakýn... Ýçeri makineli tüfek sokmadýđýnýzdan emimsiniz, deđil mi peder?
Vous ne cachez pas d'arme, mon père?
İte bak!
Oh, le vaurien!
Yerinde olsam hindin için endişelenirdim yoksa Gray seni ite kaka götürecek.
Á ta place, je me ferais du souci pour le coucou que Gray et toi pilotez,
- Kutusu bile daha çok eder.
La bo îte a l'air de valoir plus.
Bunu yapmak hoşuna gidiyor, her kimsen. - Benimle dalga geçilmesini sevmem.
Vous vous amusez bien, sans doute, mais je ne supporte pas qu'on me mette en bo îte!
Burada olmak içimi daraltıyor.
J'en ai marre de cette bo ^ ^ ite.
Çikolatalı bisküvi nasıl fikir?
Une bo ^ Ite de guimauve au chocolat?
- Çoğul, çoğul. lte. lte.
- Pluriel. Ite.
- lte.
- Ite.
Kimse! İte bu kadar!
Le médicament de Timmy!
Hırsız gibi ite kaka götürdüler.
Ils l'ont bouclé comme un voyou.
O iğrenç ite dokunmam.
Je touche pas à ce fils de pute gluant.
O ite bir ders vermem gerekirdi...
Je savais bien que j'aurais dû faire quelque chose à ce putain...
Jack Conroy ve Alexander Larson'un... madeninde bulunan altının kalitesi ağustosun on birinde Klondike City'deki ayarcı tarafından yüzde doksan sekiz saf olarak tartılmış ve test edilmiştir.
"La"... "qual... ité"... "de l'or trouvé sur la concession"...
Vurun şu İrlandalı ite!
Bottez-lui le cul!
Sonra başka bobinler gelecek kutulayıp dağıtımını yapacaksın.
D'autres viendront. A mettre en bo îte, à embarquer.
- Kutuladıktan sonra?
Après la mise en bo îte...?
Eminim bir televizyon stüdyosunda büyük sorumluluk gerektiren ikinci bir iş bulduğuma çok sevineceksiniz.
Vous allez être ravie : j'ai deux boulots, maintenant. Le premier dans une bo îte de films et de télé, poste important...
Jonathan Lundy. Genel müdür, stüdyo sahibi.
Le PDG, le propriétaire de la bo îte?
Sonra ite kaka geniş bir koridordan geçirilerek... kapılarında Davut'un Yıldızı... ve "Banyo ve Soluma Odası" yazısı bulunan binalara doldurulmuşlar. SS'ler onlara sabun vermiş.
Ensuite, ils les ont conduits à travers un long couloir... dans des bunkers avec des étoiles de David sur les portes... et des écriteaux disant "bains et inhalation".
Bam güm dalarım ite.
Juste bang, bang, bang jusqu'à son cul.
"Bir an önce gelmenizi bekliyoruz."
"Attendons otre arriée au plus ite."
Acelen ne?
Pas si ite.
Adamım, şu ite baksana. Ezilmiş ve kızarmış.
Regardez-moi ça, il est tout rouge et gêné.
İTE. Bilirsin, işi takip ediyorum.
Je fais ce que j'ai à faire.
Sandukada da hainin kellesi bulunuyor.
La bo ^ ite... contient la tête du traître.
Şu teorik deneyi vardı : Bir kutuya bir kedi koy, bir kutu zehirli gaz ekle... gaz bir radyoaktif atomun çözünmesi... ile harekete geçiyor olsun, ve kutuyu kapat.
Il avait conçu une expérience théorique... qui consistait à mettre un chat dans une bo ^ ïte... ajouter un gaz toxique activé par la désintégration d'un atome... radioactif, et fermer la bo ^ ïte.
Brad Pitt olma saplantıların mı var?
Tu nous fais une crise de Brad Pitt-ite?
Pekâla, bu odada oturanlar arasında sadece annem olması gerektiği gibi "Shabbat shalom" dedi. Daha iyisini yapabiliriz sanırım. Bayım, ayrılıyorsunuz?
Ma mère a été la seule à approcher le niveau de shabbat shalom-ité que j'espèrais.
Çünkü teslim edebileceğimi söyleyen it bendim. Sence ite benziyor muyum?
J'ai l'air d'un connard?
Eskargo, ite burada.
Des escargots...
Müptela bir ite iyilik yaptım.
J'ai passé le relais à un enfoiré de junkie
O ite nasıl bir iz sürücü takmazsın?
Pourquoi n'avez-vous pas marque Ie chien?
Bu şeyi sürüyor muyum giyiyor muyum belli değil.
C'est comme une bo îte de conserve.
Çamaşır kurutucunun üstüne koyunca bir süre sonra biraz ıIınıyor.
J'ai des nouilles en bo îte. Si on les met sur le sèche-linge, elles seront tièdes.
- Şu ite bakın. - Arkadaşın mı?
- Regardez-moi ce débile.
Evet, özellikle de Lurite İblisine.
Oui, et un démon Lur-Ite, en plus
Bu arada, Gunn, teknik olarak o bir Lurite değildi, Muriteydi. Lurite'nin alt türlerinden.
A propos Gunn, techniquement, ce n'etait pas un Lur-Ite, mais un Mur-Ite, une sous-espèce de Lur-Ite.
- İte neden bu...
- Et voilà, tu sais pourquoi.
İte yarıdediğin böyle olur...
Vous croyez qu'il pourra courir?
- İte sana Picasso.
- La chambre de Picasso.
- Bu ite bi tala, iki kuvurabiliriz.
Mais alors que je visitais cet endroit, quel que soit son nom, - j'ai eu une épiphanie.
Kaç kii geldi? Bir kaç kii var ite.
Qui savait que Philippe était devenu Philippa?
Burada buluup gideriz ite...
Pourquoi crois-tu que je t'ai fait venir ici?
Ne ödedi? Birkaç kurualdım ite.
- J'espère que t'en as eu un bon prix.
Biliyorsunuz ite.Kadın oldu.
Tu sais, il est devenu Philippa.
İte buna fantezi denir...
Pas si fantaisiste que ça.
İte benim zeki kızım...
C'est rusé ma jolie.
İte bu kadar...
Oui!
Bu ite iyi olacaksın Çaylak.
Bien joué, bizut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]