English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ J ] / Jardin

Jardin Çeviri Fransızca

6,894 parallel translation
Komşusu camdan dışarı bakınca, bahçesindeki tüm mobilyaların uçtuğunu söyledi.
Le voisin a regardé par la fenêtre. Les meubles du patio volaient partout dans le jardin.
Arka bahçesinde böyle sinsi sinsi gezebileceğimizden emin misin?
On peut s'immiscer ainsi dans son jardin? C'est habité.
Doug Newberg'in arka bahçesindeki dinozor gerçekten dikkatimden kaçmış.
Le dinosaure dans le jardin de Doug Newberg m'a effectivement échappé.
Arka bahçesindeki dinozor hariç.
Mis à part le dinosaure dans le jardin.
Fosil arkadaşın Doug'ın arka bahçesine nasıl geldi?
Comment le fossile est-il arrivé dans le jardin de votre ami?
Ama hep onu öldüren kişinin kayayı aldığını düşündüm.
Mais je pensais que l'assassin avait aussi pris la roche. Vous ne saviez pas qu'il était dans son jardin?
Bahçede niçin bir dizüstü bilgisayar yaktığınızı açıklayabilir misiniz?
Pouvez-vous m'expliquer pourquoi vous avez brûlé un PC dans le jardin?
- Bahçeden ya da ormandan garip bir şey mi yedi?
A-t-elle mangé quelque chose d'étrange venant du jardin ou des bois?
Bir yıl önce bugün, 16 yaşındaki Aaron Kasden, Michael ve Linda Bennett çiftinin bahçesinde ölü bulunmuştu.
Il y a un an aujourd'hui, Aaron Kasden, 16 ans, a été trouvé mort dans le jardin de Michael et Linda Bennet.
Soylu, soysuz, orta soylu bahçedeki çitleri onaran adam, her ne olursa.
Nobles, serviteurs, garçons d'étable, l'homme qui coupe les haies dans le jardin, ce n'est pas grave.
Botanik Gardens'daki kamera kayıtlarında kendini tanımış.
Identifié par les vidéos des caméras du jardin botanique.
Delta konuşuyor, hedef Lisburn Road'a geçti,...
De Delta. La cible traverse la Rue Lisburn pour le jardin botanique.
Hedef Botanik Bahçeleri'ne giriyor.
La cible entre au jardin botanique.
Stranmillis'de Botanik Bahçeleri'ndeyim.
De Huit, dans le jardin botanique à Strandmill.
Yedi konuşuyor, doğudaki köşedeyim.
De Sept, à l'est du jardin.
O benim kreşten beri en yakın arkadaşım.
Elle est ma meilleurs amie depuis le jardin d'enfant.
O benim anaokulundan beri en iyi arkadaşım.
Elle est ma meilleure amie depuis le jardin d'enfant.
Bir kızın sihirli bahçesinden bir bebeğin çıkışını gördükten sonra her şey kolayca kabul edilebiliyor.
Ben, une fois que tu as vu un bébé sortir du jardin magique d'une fille, tout devient facilement acceptable.
Bahçem yok.
Je n'ai pas de jardin.
Doğduktan sonra bir ay boyunca başka bir ailede kaldın. Hala bahçe sandalyesinde yemek yiyorsun ve sana jöle salatası yapmak için 10 yıl beklettiler.
Tes parents t'ont laissé avec une autre famille pendant un mois après ta naissance, tu dînes dans une chaise de jardin, et ils t'ont fait attendre 10 ans avec de te donner une salade de gelée?
Bahçeye çıkıp arayalım.
Allons dans le jardin et cherchons-le. Attention.
Bahçenden çıkmana rağmen şok tasman çalışmamış.
Tu as quitté ton jardin et tu n'as pas ton petit collier.
- Bahçemiz berbat.
- Notre jardin craint.
Sebzelerden, geri dönüşümden ve iğrenç bahçemizden konuşacağız. Seninle özel meselelerimi konuşmayacağım.
On va parler de légumes et recyclage et notre jardin qui craint, et je ne vais pas parler de ma vie personnel avec toi
Marketten 200 dolarlık sebze fidesi aldım...
J'ai laissé 200 dollars sur les plantes de légumes au jardin central, donc...
Yeşil Haftası'na ve bahçenize hoş geldiniz.
Bienvenue à la Semaine verte et dans votre jardin. Ouais, whoo!
Nora'nın rahmetli Sally'nin kıyafetlerini kermeste satması iyi bir şeydi.
Oui, c'est une bonne chose que Nora se soit dépêché de vendre la garde-robe de Sally en chair et en os dans le jardin...
Ön bahçeden acayip negatif göründü, değil mi ya?
Il était vraiment négatif à propos du jardin, non?
Will Hendricks'in domuzu ağılından kaçmıştı. Kudurdu ve annemin sebze bahçesini yolmaya başladı.
Le cochon de Will Hendrick s'est échappé, est redevenu sauvage, a commencé à ravager le jardin de ma maman.
Başı dertte olan kardeşlerimizi, yalanlarıyla baştan çıkartan bir hain var.
Il y a un serpent dans notre jardin, celui qui a séduit nos frères et sœurs inquiets avec ses mensonges.
Bakalım, eğer bu vekiller bizimkilere benziyorsa kalabalıkta ve gündelik mekanlarda buluşacaklardır, kahvecide, T.G.I Friday yada Olive Garden'da.
Bon, s'ils sont comme nos Régents, ils se retrouvent dans un lieu public, Hum, comme dans un café ou les vendredi T.G.I, au jardin des oliviers.
- Olive Garden'dalar.
- Ils sont au jardin d'oliviers.
Oh, gerçek bir zeytin bahçesi.
Oh, un vrai jardin d'oliviers.
Bir süre arka bahçede ot yetiştirdi.
Il cultivait de la marijuana dans le jardin pendant un temps.
Frank, kasabanın yarısı bizim arka bahçede olacak... -... ve nasıl içtiklerini sen biliyorsun.
La moitié de la Colline sera dans notre jardin et tu sais qu'ils aiment boire.
Arka bahçede dikilip, mangalda etlerini yemeyi severler. Ve John Philip Sousa dinlemeyi severler.
Ils aiment rester dans le jardin à manger des grillades et écouter John Phillip Sousa.
Arka bahçeyi kazıyordum. Onları arabaya binerken gördüm.
Je creusais dans le jardin, je les ai vus monter dans leur voiture.
Garaj ve arka bahçe.
Garage et jardin.
Tüm sabah Conner'ların bahçesinde çukur kazdım.
Je creusais des fossés dans le jardin des Conner pendant toute la matinée.
- Arka bahçede kazı yapıyorduk.
On était dans le jardin en train de creuser.
İçimizde, yalanlarıyla kardeşlerimiz baştan çıkaran bir hain var.
Il y a un serpent dans notre jardin qui séduit nos frères et soeurs avec ses mensonges.
İşte orada. Çatı bahçesi olan, gördün mü?
Juste là, avec le jardin sur le toit, tu vois?
Annesinin altı çocuğu, bir ineği, arka bahçede de kocasının mezarı vardı.
La mère avait six enfants, une vache et la tombe du père au fond du jardin.
Takımlarını giydireyim de rahat koştursun.
Je le laisse s'habiller et courir dans le jardin.
Ne yani hem öldürüp hem de kendi bahçeme mi gömdüm?
J'aurais enterré un cadavre dans mon jardin?
Sizin bir süre önce arka bahçedeki çimleri kazdığınızı ve tekrar ektiğinizi fark ettim.
J'ai vu que vous avez creusé un trou dans votre jardin il y a un moment et tout remis en ordre.
Arka bahçemize çukur açtığından beri mi?
Depuis qu'il a creusé un trou dans votre jardin?
- Kızlar, arka bahçeye gidin babanızla biraz konuşmak istiyorum.
- Allez dans le jardin les filles Je veux parler à papa 1 minute.
Botanic Gardens'da.
Le jardin botanique.
Adam burayı almak istiyor kulübeme baraka diyor.
Il a dit que ma grange était "une cabane de jardin"
Onun Cennet Bahçesi'nde günahkarlar azizleri oynuyor.
Dans son jardin d'Eden, la pécheresse joue les saintes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]