Jelly Çeviri Fransızca
196 parallel translation
Jelly Roll'un opera gibi okunduğunu duymuş muydun hiç? Yapma.
"Jelly Roll" chanté façon opéra...
O şarkı Jelly Roll değil, dostum. Bir balat. Güzel bir tane.
Arrête, ce n'était pas "Jelly Roll", c'était une belle ballade.
.. bir fikir ortaya attığında, Jelly Roll senden nefret ederdi.
Jelly Roll pourrait t'en vouloir.
O, Jelly Roll'e gidiyor.
C'est Jelly Roll, qu'il va retrouver.
Bu Jelly Roll ne gibi bi'şey?
Quel genre de type, ce Roll?
Onların üçünü de, tam kaşlarının arasından mıhladı. Ama silahı bana O fırlattı, Jelly Roll.
C'est lui, il les a tous tués d'une balle.
- Ona güvenebilirsin Jelly Roll ; o benimledir.
Il est avec moi.
- Jelly, kendisiyle konuşanın kim olduğunu söyledi?
Roll vous a dit son nom?
Jelly Roll, "sizin elleriniz ona dokunamaz", demişti.
Roll dit qu'il est insaisissable.
Jelly Roll mu dur, nedir o bize kazık attı ;
Joe n'a rien à voir là-dedans. C'est Jelly Roll qui t'a doublé.
Bizim Jelly Roll, bozkırda adımlıyor.
C'est un homme à nous. Ça va.
O, Jelly Roll ve adamlarıyla hesaplarına geçirmişlerdir.
Roll et ses assistants vont régler nos comptes.
Sen de burdasın, Jelly Roll.
Voilà pour toi, Jelly Roll.
Jelly! Aç çabuk!
Jelly, ouvre!
Jelly!
Et montez aussi de la sauce tartare!
Seni seviyorum Jelly.
Je t'aime, Jelly.
Jelly Roll, buharlı bir gemi ile Avrupa'ya yolculuk yapmanızın nedeni nedir? Üstelik asla Mississippi nehri gemilerinden, daha büyüğüne hiç binmediğiniz halde?
Jelly Roll, pourquoi ce voyage en Europe quand on n'a connu que les bateaux du Mississippi?
Diyorlar ki, "Hey, Jelly Birisi senden daha iyi piyano çalıyor."
On m'a dit : "Jelly, y a un type qui joue du piano mieux que toi!"
Hey, gözünü sevdiğim, Jelly Cazı sen icat ettin.
"Bon Dieu, Jelly, tu as inventé le jazz!"
Umarım bu Jelly Roll Morton dedikleri kadar iyidir.
J'espère que ce Jelly sera à la hauteur.
Jelly Roll Morton çalmadı notaları okşadı.
Jelly Roll Moon ne jouait pas, il caressait les touches.
Hadi, Jelly Roll caz nedir göster bize.
Allez, Jelly, montre-nous ce qu'est le jazz!
Jelly, bir gemi nasıl batırılır göster onlara.
Jelly, montre-lui comment on coule un navire!
Jelly Roll Morton bu yolculuğun geri kalanını kamarasında geçirdi.
Jelly Roll Moon passa le reste du voyage dans sa cabine.
Jelly! Gidelim.
Jelly, viens.
Jelly, dinle. Bir dost olarak senden birşey isteyeceğim.
J'ai besoin que tu me rendes un service, en ami.
Jelly, dışarıda bekle.
Jelly, attends dehors.
Hayır. Şişko Jelly ve ortağı Jimmy Boots yanında.
Non, il a Jelly et Jimmy avec lui.
Jelly, şurada kal. Konuştuklarımızı dinleme.
Jelly, attends là et nous écoute pas.
Jelly bunu bedavaya yapabilir.
Jelly ferait ça gratis.
Jelly'i kullan.
Allez chercher Jelly.
Jelly, not buldunuz mu?
On l'a retrouvé?
Jelly... şey yapmalıyım, bilirsin...
J'ai besoin de faire...
Jelly, bunu ben mi yaptım?
C'est moi qui ai fait ça?
- Jelly, bu benim düğünüm.
- Je me marie.
Jelly, toplantıya falan gitmeyeceğim.
Pas question d'aller à la réunion.
Jelly, bunu yapamam.
J'y arriverai pas.
Jelly'nin yanındaki kim?
C'est qui avec Jelly?
Tek gördüğüm ; adamı Jelly ve kimsenin tanımadığı itin teki.
Je ne vois que Jelly et un corniaud archi inconnu.
Kalbimi kırdın, Jelly.
Tu me fends le coeur, Jelly.
Bir sabah altıma bağlanmış bir bezle uyanacağım pipetle bir jöleyi emerek beslenirken hayatımı nerede geçirdiğimi merak edeceğim.
Je vais me retrouver un beau matin... en couche-culotte à siroter de la jelly à la paille. Ma vie aura filé.
Hayır. Jelly beni bir saat içinde alacak.
- Jelly passe me prendre.
Jelly'nin patronu mu?
De Jelly?
Jelly, burada ne işin var?
Jelly, que faites-vous ici?
Dinle Jelly, sen sadece sayı seç.
Jelly, choisis des numéros au hasard.
Jelly, Paul nerede?
où est Paul?
Jelly bana pek yardımcı olmuyordu.
Jelly jouait un peu perso...
Jelly nerede?
Où est Jelly?
Çörek. Şeyden... Çörekçiden...
Ils viennent de chez Jelly...
Allah cezanı verecek, Jelly Roll.
Dieu va te punir un jour, Jelly Roll.
Jelly'nin evi.
- Chez Jelly.