Jules Çeviri Fransızca
3,566 parallel translation
İlk önce Jules'u çıldırttım. Sonra da Thane'in inancını kaybetmesine sebep oldum, ki bu ücretimize mal oldu. Gus'ı da ağlattı, kaldı ki bu çok sıradan bir şey.
Ensuite j'ai fait perdre confiance à Thane, ce qui nous a coûté nos frais, ce qui a fait pleurer Gus, ce qui n'est pas si extraordinaire.
Elmasların dilinden hiç anlamıyorum, ama Jules konuşunca birazcık korkutucu geliyor.
J'ai rien compris à cette discussion sur les diamants, mais ça m'effraie un peu qu'elle, elle ait compris.
Carl'ın kaçmasına izin verdiğime inanamıyorum.
je ne le crois pas, j'ai laissé Carl partir jules
Jules! Duyar duymaz geldim.
Hey, hey, hey Hey je suis venu aussitôt que j'ai su, tu va bien?
Evet, haksız yere mahkum olduktan sonra sonunda adalete kavuşmasına memnun oldum.
après avoir été accusé à tort. C'est une des choses merveilleuses chez toi, Jules
Bu sadece sendeki harika şeylerden birisi, Jules. Tüm soruşturma boyunca rekabetçilikten hiç geri kalmadın.
Pendant tout ce procès, tu n'as jamais eu une once de compétitivité.
Şimdi de kırmızı da geçti.
Allez, Jules.
Yapma, Jules.
Il t'a donne le chèque?
Sağol Jules.
Merci Jules.
Ayrıca Jules, ben yarın çalışmak zorundayım.
En plus, Jules, je dois travailler demain.
Beni dinle taşralı, sen ve buradaki herkes Jules'in Şükran gününe gelecek.
Ecoute, hillbilly, toi et tout le monde ici allaient venir au Thanksgiving de Jules.
Jules ile Ellie zaten bir takım.
Jules et Ellie... Elles forment déjà une équipe.
Merhaba, Jules.
Hey, Jules.
Grayson, Hatırlaman gereken şey, Jules ile evlendiğin zaman hayatındaki herkesle evlenmiş oluyorsun. Ayrıca Jules, ne yapman gerektiğini biliyor musun?
Alors, Grayson, vous devez vous rappeler que quand vous épouserez Jules, vous épouserez tous les gens présents dans sa vie, et, Jules, vous savez sur quoi vous devez travailler?
Jules... Üzeirni mi çıkarıyorsun?
Jules, est-ce que... votre T-shirt est enlevé?
Jules buraya gelip senin moralini bozmamızı söyledi.
Jules nous a dit de venir ici et de t'embêter.
Jules Kiki Cobb, hemen bruaya gel!
Jules Kiki Cobb, viens ici!
Jules'in merdivenini getirmiştim.
Oh, je, uh, redonne l'échelle de Jules.
Jules aslında Ellie'nin nedime olmasını istiyordu.
Jules ne voulait qu'Ellie en tant que demoiselle d'honneur.
Jules beni gerçekten çok üzdün.
Tu sais, Jules, tu m'as vraiment blessée.
Şuan Jules bana çok kızgın, ve bende nikotin sakızı bağımlısı oldum.
Maintenant Jules est super énervée contre moi, et je suis accro au chewing-gum à la nicotine!
Hepsi Jules'in hatası.
Tout ça, c'est de la faute de Jules.
Keşke bu konuda Jules'in hatasını üstlenmesini sağlamanın bir yolu olsa.
Je souhaite qu'il y ait un moyen pour que Jules reconnaisse avoir une part dans tout ça.
Jules, beni gerçekten çok üzdün.
Tu sais, Jules, tu m'as vraiment blessée.
Jules, beni gerçekten çok üzdün.
Tu sais, Jules, tu m'as vraiment blessée
Yürü be, Jules.
Ramène le à la maison Jules
Jules, sana şaka yapıyoruz.
Jules, on se fiche de toi.
Ayrıca, Jules'in mutfağında benim sandalyeme oturamazsın, ben orada olmasam bile.
De plus, dans le cuisine de Jules, tu n'es jamais autorisé de t'asseoir sur ma chaise, même si je ne suis pas là.
Tabi, Jules.
Bien sur Jules.
Affedersin, Jules.
Désolé Jules.
Jules'in mutlu olmasını istemiyor gibisin.
C'est comme si tu ne voulais pas que Jules soit heureuse.
Jules, bu aldatmaya girer mi?
Jules, honnêtement, est-ce que c'est trompé?
Jules da bana öyle yapmıştı.
Jules m'as fait ça.
Ondan sonra, Jules'i aklımdan bir türlü çıkaramadım.
Après ça, je ne pouvais plus m'arrêter de penser à elle.
Jules, not mu tutuyorsun?
Jules, est-ce... Est-ce que tu prend des notes?
Sen Grayson, kızım Jules'i karın olarak, alıp onunla ilgileneceğini yoksa canına okuyacağımı kabul ediyor musun?
Accepte-tu, Grayson, de prendre ma fille Jules pour épouse et de prendre soin d'elle ou je te botte le cul?
Harika hissediyorum Jules, yalan dolu bir evde yaşadığım için.
Oh, c'est génial, Jules, tu sais, de vivre dans la maison des mensonges.
Çünkü senin yüzünden ben de Jules'in koltuğunda şarap içemiyorum.
A cause de toi, je ne peux pas avoir Jules dans mon canapé
Ben, Jules.
Je suis Julie.
Kimsin sen, Jül Sezar mı?
Tu te prends pour Jules César?
Jül Sezar da kim?
C'est qui, Jules César?
- Tedaviye kimse inanmıyor artık, Jules.
- Personne ne croit plus à une guérison, Jules.
Emirlerimiz var, Jules.
Nous avons des ordres, Jules.
Ondan iki gündür haber alamıyorum, Jules.
Je n'ai pas entendu parler de lui pendant 2 jours, Jules.
Bize Julius Sezar, Napolyon lazım.
Nous avons besoin d'un Jules César, Napoléon a.
Hatta Jules Verne'in eşinin saç kurutma başlığıyla.
Même un sèche-cheveux avec lequel la femme de Jules Verne séchait ses cheveux.
Gerçek bir Jül Sezar'sın.
Tu es un vrai Jules César.
- Jül Sezar'dan mı?
- Jules César?
İyi işti, Shawn.
Bon travail, Shawn. merci, Jules.
Teşekkürler, Jules.
Je pense qu'il est clair qu'on travaille mieux ensemble.
Merhaba, Jules.
Quoi de neuf? Hey, Shawn.