Kafayı yemiş Çeviri Fransızca
998 parallel translation
Bu adam kafayı yemiş! Asistanım olsun diye tuttuğum aç gözlü bir öğrenci.
C'était un étudiant affamé, que j'ai engagé comme assistant. "
O kadınlar kafayı yemiş olmalı.
Ces femmes doivent être folles.
Laf mı bu, kafayı yemiş olmalısın!
Es-tu fou de parler ainsi?
Kafayı yemiş.
Ce type est un tendre.
Kafayı yemiş olmalıyım.
J'étais complètement stupide.
Tahtası eksilmiş. Kafayı yemiş.
Il a perdu la raison.
- Konuştu. - O kafayı yemiş.
Il a débloqué.
Yaşlı adam seni buraya gönderecek kadar kafayı yemiş olmalı.
Le vieux doit être dingue pour l'avoir envoyé ici.
Bana sorarsan o herif kafayı yemiş.
À mon avis, il a perdu la tête.
Buddy'yi, senin gibi... bir Kazanova için terk ettiğime göre ben kafayı yemiş olmalıyım.
J'ai dû perdre la tête en rompant avec Buddy pour un Casanova dans ton genre.
Kafayı yemiş her kaçığı dinlememelisin.
Tu ne devrais pas écouter ces appels de fou.
İhtiyar kafayı yemiş, görmüyor musun?
Il débloque, le vieux.
- Kafayı yemiş sanki. - Böyle cakayı hiçbir yerde bulamamıştır.
C'est une vraie planque.
Kafayı yemiş olmalı!
II est tombé sur Ia tête!
Herkes kafayı yemiş!
Nous finirons tous fous!
Bu adam kafayı yemiş.
Ce type est bizarre.
- Michele'den haberim olsun! - Hepsi kafayı yemiş.
Donnez des nouvelles de Michele.
Lanet bir şırfıntı, kafayı yemiş bir büyücüsün!
Vous êtes... une sorcière lubrique!
Dediklerine göre Ruslar kız kardeşinin ırzına geçmiş.. ... ve kendine silah doğrultunca çocuk kafayı yemiş.
Il paraît que ce garçon est devenu fou car il a vu... les Russes violer sa sśur.
Böyle bir şeye bulaştığıma göre, kafayı yemiş olmalıyım.
Je devrais me faire soigner. Faire ça, c'est de la folie.
Çok rahatlıkla kafayı yemiş diyerek suçlanabilirdi!
Aurait-il perdu sa raison?
Fena değil, ha? Bana sorarsanız, o klinik kafayı yemiş.
Pour moi ce ne sont que des sottises.
Dediğim gibi, o klinik kafayı yemiş.
Ce que tu disais avant ce sont des bêtises avocat.
Cortman arabamı parçalayarak beni yakalayabileceğini sanıyorsa iyice kafayı yemiş demektir.
Si Cortman pense pouvoir m'énerver en détruisant ma voiture, il se met le doigt dans l'œil.
Şu ihtiyar... O zaten kafayı yemiş.
Il est cinglé de toute manière...
O kafayı yemiş! Delirmiş!
Il est malade.
"Bu kız kafayı yemiş." diye düşünüyorsunuzdur ama kafayı yemedim Dr. Hill, tüm azizler üstüne yemin ederim.
Vous devez croire que j'ai perdu la tête, mais c'est faux. Je vous le jure.
Bana soracak olursanız kafayı yemiş bu kız.
Elle est folle, à mon avis.
Belli ki kafayı yemiş.
Je crois qu'il a pété un câble.
Bir savaş filmi seyrettikten sonra kafayı yemiş.
Mais après avoir vu un film de guerre, il perdait la tête.
- Siz kafayı yemiş olmalısınız!
Ça va pas dans votre tête. Ouais, ouais.
Yarış ayarlamak için bir yerlerini yırtıyor. Kafayı yemiş lan.
Il doit préparer une course.
Lanet olası kafayı yemiş bir kaçıksın!
Vous êtes complètement cinglé!
Oğlum, o kafayı yemiş!
Il est furieux, mec!
Kasabada herkes kafayı yemiş. Kimse bir şey bilmiyor.
En ville, personne ne sait ce qui se passe.
Sana söylüyorum, kız kafayı yemiş.
La gamine, elle est pas nette.
Tamamen kafayı yemiş biri gibi davranıyor!
On dirait qu'elle a perdu la tête!
Fred'imiz kafayı yemiş gibi.
Notre ami semble avoir perdu la raison.
- Kafayı yemiş.
Fou.
- Bu adam... - Kafayı yemiş.
- Cet homme est...
Anan kafayı yemiş.
Ta mère a une case en moins. Vraiment.
Şu kadınlar yok mu, hepsi kafayı yemiş!
Ces femmes, toutes des cinglées!
- Bir tane daha ver! - Tümüyle kafayı yemiş.
II est complètement fou.
Sanırım ikimizden biri kafayı yemiş.
J'ai le sentiment que l'un de nous est est dingue.
Kafayı yemiş olmalısın.
Ça va pas, non?
Kafayı yemiş!
- Il est fou.
Ben bir şey yapmadım. Adam kafayı yemiş.
J'ai rien fait!
Her kimseler, kafayı yemiş olmalılar.
En tout cas, c'est des cinglés.
Derdi ne? Kafayı falan mı yemiş?
Que cherchons nous?
Kafayı yemiş, adamım.
Pauvre gars...
Sanırım ikimizden biri kafayı yemiş.
L'un de nous deux est certainement fou!