English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kalp krizi

Kalp krizi Çeviri Fransızca

3,512 parallel translation
- Kalp krizi geçiriyor!
Il fait un infarctus!
Kontrole gittiğinde birkaç kez kalp krizi geçirdiği öğrenilmiş.
Elle est allée se faire verifier, et a découvert qu'elle avait eu plusieurs crises cardiaques.
Kalp krizi geçirdi.
Crise cardiaque.
Kalp krizi geçirdiğine neredeyse eminim ama. Eve bedavaya geldim.
Je suis presque sûre qu'il a eu une attaque cardiaque, alors je veux juste être libre de rentrer à la maison.
Ama iyidir eskiden yaptığımızdan kalp krizi geçirinceye kadar birbirimize bağırmamızdan.
Mais c'est mieux que ce qu'on faisait. Crier jusqu'à la crise cardiaque.
Kurban D.O.A.'in kalp krizi geçirdiğini söylediler.
Ils prenaient une personne victime d'une crise cardiaque... mort à l'arrivée
O zamandan beri kalp krizi geçirmedim.
Je n'ai pas eu d'attaque cardiaque depuis.
Wesley, bana kalp krizi geçirtmeye mi çalışıyorsun?
Wesley, tu veux que j'aie une attaque?
Baba, bu kadar yersen yine kalp krizi geçireceksin.
Non, papa, tu vas refaire un arrêt cardiaque si...
Başkan kalp krizi geçiriyor.
Le président est en train d'avoir une crise cardiaque.
Seni öldürürken kalp krizi geçirmeden önce çık git buradan.
Tire-toi, ou je fais une attaque en te tuant.
- Az daha bana kalp krizi geçirttiriyordun.
J'ai failli avoir une attaque.
Sanırım kalp krizi- - İşte!
Je pense qu'il est en train d'avoir une Oula, et voilà.
Kalp krizi falan geçiriyor gibi.
Il est en train de faire une crise cardiaque ou quelque chose - -- JE ne sais pas
İnterferon tedavisi sırasındaki kalp krizi ensefalit olasılığını dışlıyor. Fakat hala nöral semptomlar konusunda haklı olduğumu düşünüyorum.
Cette crise écarte l'encéphalite, mais il y a les symptômes neuronaux.
Kulaklarımda bir sorun olduğunu sandım. Uçağa bindiğimizde olan tarzda bir şey gibi düşündüm. Ama tam dükkândan çıkarken tezgâhtaki adam kalp krizi geçirdi.
Je pensais que quelque chose n'allait pas avec mes oreilles, comme, vous savez, parfois après que vous avez pris l'avion, et puis, quand nous sommes sorties, l'homme derrière le comptoir a eu une crise cardiaque.
Adam kızı öldükten sonra kalp krizi geçirdi.
Il a fait une attaque suite à la mort de sa fille.
Bunun çok saçma olduğunun farkındayım ama kalp krizi geçirdikten sonra bile içmeyi bırakamadım.
Je sais, c'est ridicule. C'est conseillé d'arrêter après une attaque.
Bugün Bayan Slatterly geldi. Hafif kalp krizi geçirmiş
Eh bien, Mme Slatterly est arrivée aujourd'hui, une légère crise cardiaque.
Kalp krizi geçiriyorum.
- J'ai une crise cardiaque.
Kalp krizi gibi geldi bana.
Cela ressemble à une crise cardiaque pour moi.
Eğer kalp krizi geçiriyor olsaydın, yükselirlerdi.
Si tu avais eu une crise cardiaque ils auraient été élevés.
Kalp krizi geçirebilir.
Il pourrait avoir une crise cardiaque.
Kızgın tehditlerle onlara bir kalp krizi yaşatmayalım.
Ne leur donnons pas une crise cardiaque avec des menaces de mort.
Yeni bir emboli, kalp krizi ya da sinir felcine yol açabilir.
Une nouvelle embolie pourrait entraîner un arrêt cardiaque ou un AVC.
- Sen al. - Eğer bunu istersen, şişede kalp krizi gelir.
- Ça marche.
Her saniye kalp krizi geçirebilirsin yani.
Parce que je pense que tu vas avoir une crise cardiaque dans quelques secondes maintenant.
Altı yaşımda olmama rağmen şimdiye dek üç kalp krizi geçirdim, kızlar!
et j'ai déjà fait trois infarctus!
Geçen sene kalp krizi geçirmiş.
Il a fait une crise cardiaque l'année dernière.
Bir Noel partisinde kalp krizi geçirdim.
J'ai eu une crise cardiaque à la soirée de Noël.
Paul bir kalp krizi daha geçirirse veya klinik deneyim bir fayda vermemeye başlarsa Adam'ın vasisi olmanı istiyoruz.
Si Paul avait une autre crise cardiaque Ou si mon essai clinique ne fonctionnait plus On voudrait que tu sois le tuteur d'Adam.
Sadece sigorta faturalarınız bile kocana kalp krizi geçirtmeye yetti zaten.
Tes factures d'assurance à elles seules ont provoqué la crise cardiaque de ton mari.
Bu arada aklında bulunsun, kalp krizi geçireceksen bir sigorta şirketinin yılbaşı partisinde geçir mutlaka.
Il se fait que, si tu fait une crise cardiaque, en faire une à la fête d'une compagnie d'assurance est une bonne idée
Sen yokken babam kalp krizi geçirdi ve bir süreliğine öldü.
Oh, oui, pendant que tu étais parti, papa a fait une crise cardiaque et est mort pendant quelques instants.
Onu şahsen tanımıyorsun, ama bilirsin işte. Hani sırtından bıçaklayan, sevgilini ayartan tarzını kopyalayan, ağzında sakızı eksik olmayan kocasına kalp krizi geçirten türden.
C'est une sale voleuse de mec qui te poignarde dans le dos, une mâcheuse de chewing-gum, qui a attaqué le cœur de son mari...
Hayır, el krampı bu, kalp krizi değil.
- C'est une crampe, pas une attaque. - Aide-moi.
Ufak bir kalp krizi geçiriyorsun sanırım.
Non, je pense que tu pourrais souffrir d'un léger arrêt cardiaque.
Roberta, kız arkadaşın kalp krizi geçirmiş.
Roberta, votre petite amie vient d'avoir une crise cardiaque.
Kalp krizi.
Crise cardiaque.
Kalp krizi olmadığını söylediler, ama birkaç gün onu izlemek istiyorlarmış.
Ce n'est pas une crise cardiaque, mais ils veulent le surveiller quelques jours.
3. sınıf tıp öğrencisiyken babam kalp krizi geçirip öldü.
Quand j'étais un étudiant de troisième année med, Mon père a eu une crise cardiaque et en est mort.
Doktor hafif bir kalp krizi geçirdiğini söyledi. İyileşecekmiş.
Le docteur a dit que c'était une petite crise cardiaque et qu'il allait se rétablir.
- Bana neredeyse kalp krizi geçirtecektin. - Nazikçe, iki kere seslendim.
- tu m'as presque causé une crise cardiaque - j'ai demandé gentiment, deux fois
Kalp krizi gibi bir şeyi var ve bize söylemedi mi acaba.
Et s'il a eu une crise cardiaque et ne nous a rien dit?
Bunun kalp krizi olup olmadığını bilmiyorsun.
Tu sais pas s'il en a eu une.
Belki soygun sırasında kalp krizi geçirmiştir ki bu da cinayet anlamına gelir.
Peut-être qu'il a fait un arrêt cardiaque pendant le cambriolage, ce qui pourrait en faire un meurtre.
Bay Cooper, üzüntü duyarak size bildiriyorum ki ortağınız Milo bugünkü soygun sırasında kalp krizi geçirdi ve öldü.
M. Cooper, je suis désolé de vous annoncer que votre partenaire, Milo, est mort d'une crise cardiaque aujourd'hui, pendant que votre magasin a été cambriolé
Milo'nun kalp krizi geçirmesine neden olan ve dükkanınızı soyan adamlar, şu an sikkeleri onlar satmak üzere.
Ceux qui ont provoqué la crise cardiaque de Milo et qui vous ont volé se préparent à les revendre eux mêmes.
Ama başka bir ağır suç esnasında geçirilen kalp krizi.
Une crise cardiaque durant la commission d'un crime.
Kalp krizi geçiriyorsun.
Tu fais une attaque.
- Kalp krizi gibi görünüyor.
- le rythme cardiaque suggère une sympathicotonie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]