Kamarot Çeviri Fransızca
68 parallel translation
Güzel. Eğer o kamarot sağır ve dilsizse... - burada olduğunuzu asla anlamaz.
Si ce steward est sourd il ne saura jamais que vous êtes là.
- Kamarot.
- Le steward.
- Kamarot.
- Steward.
Bu kamarot embesilin teki.
Ce steward est un imbécile.
Kamarot, kamaranda uyuduğunu söyledi.
Le steward m'a dit que vous dormiez.
Kamarot Joe. Eşyalarımı filikaya taşımama yardım etmişti.
Joe, le steward, il m'a aidée à monter et à rassembler mes affaires.
Kamarot.
C'est le serveur!
Evet kamarot?
Serveur, vous n'avez rien?
Broome kimmiş öğrendim. Sana söylemeye çalıştım. O bir kamarot değil.
J'ai découvert que Broome n'était pas steward.
Yani evinizde uşak, yatınızda kamarot olarak çalışan... sonradan da öldürülen adam.
Celui-même qui était majordome chez vous... et steward sur votre yacht, et qui a été assassiné?
Bu kamarot çocuk.
- Le mousse!
Keşke bir kamarot olsaydım, o zaman denize kaçabilirdim.
Je voudrais être garçon de cabine pour naviguer.
Kamarot, çantam.
Commissaire! Ma malle!
Kamarot, çanta hakkında bana söylediğini kaptana da anlat.
Commissaire, répétez au Capitaine ce que vous m'avez dit sur la malle!
Bu kadar kamarot.
- Ce sera tout, commissaire.
Kamarot, geminin limana varmasına daha ne kadar var?
Commissaire de bord? Quand atteindrons-nous le port?
Kamarot.
Commissaire?
Kamarot, kuafördeki randevumu iptal ettirin.
Annulez mon rendez-vous chez le coiffeur.
Her koridora kamarot yerleştirip durumu açıkla...
Placez des stewards dans les couloirs. Et si je...
Sence, kamarot hangi odayı hazırlamıştır?
Où croyez-vous que le valet l'ait mis?
Southampton'a gidebilirsem bir gemide kamarot olarak iş bulabilirim.
Comme steward sur un bateau depuis Southampton.
- Kamarot!
- Steward!
- Kaptan, kamarot meyveli turta yaptı.
Le steward vient de faire un strudel.
Bu size fazla geliyorsa kamarot yemeğinizi kabininize getirir.
Le steward vous servira les repas dans votre cabine si c'est trop pour vous.
Bu kamarot da nerede kaldı?
Où est ce steward?
- Kamarot, lütfen bana gemi amirini çağırınız.
Steward, voudriez-vous faire venir le commissaire de bord?
Kamarot, efendim.
- Le steward, monsieur. Bonjour, monsieur.
- Kamarot, efendim.
- Le steward, monsieur. - Oui, monsieur?
- Baş kamarot, efendim.
- Le steward en chef, monsieur.
- Teşekkürler, kamarot.
- Merci à vous.
Kamarot, kalacak yerleri karıştırmış görünüyorsunuz.
Il y a dû y avoir une erreur dans les réservations.
Kamarot Azad!
Steward Azad.
Ekipten bir diğer kişi ve bir kamarot patlamada öldü.
Un autre démineur et un steward morts dans une explosion.
Spah gene gövdeye girmiş, kamarot da bunu odasında bulmuş.
Spah était dans la coque et l'hôtesse a trouvé ceci dans la cabine.
- Kamarot?
- Steward!
- Ayağa kalk, yenge. Sana şöyle bi bakayım. - Kamarot.!
Levez-vous, ma jolie, montrez-vous.
Allah bağışlasın! Kamarot, gidebilirisin.
- Vous pouvez partir.
Kamarot!
Garçon!
Kamarot olarak bir gemiye girdim.
Je me suis engagé sur un navire à l'âge de 12 ans.
Kamarot Smith efendim.
Le garçon de cabine Smith, monsieur.
Sen kamarot muydun?
Vous étiez chauffeur?
Sen, Hawkins, kamarot olarak gemide olacaksın.
Vous, Hawkins, vous embarquerez comme mousse.
- Hey, sen, kamarot aşağı inip aşçıya yardım et.
- Toi, le mousse, descends aider le coq.
Kamarot gemi yanaşmadan önce yerde yatarken bulmuş.
Le commissaire de bord l'a trouvée dans sa cabine.
Poker oynadığını bildiğim bir kamarot için... masayı tuzak olsun diye böyle hazırladım.
J'ai disposé la table ainsi... pour attraper les stewards qui, je le sais, jouent au poker.
Bu arada, halatların arasında aylak aylak dolaşan sizin yeni kamarot değil mi?
En passant, vous ne croyez pas que votre second n'a pas autre chose à faire que grimper sur les haubans?
Son arzun nedir kamarot?
Un dernier mot, moussaillon?
Sizin şu kamarot çocuk, emniyet iplerini çok iyi bağladı.
Je pense que votre second a fait un bon travail avec ces sécurités.
- İyi bir kamarot değil.
- Ça se voit.
Hawkins, sen de geleceksin! Çok ünlü bir kamarot olacaksın, Hawkins!
Tu feras un très bon mousse.
- Kamarot.
- Steward?