English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kasar

Kasar Çeviri Fransızca

611 parallel translation
Benim dövdüğüm demiri Kazar bile bükemez.
Même le puissant Kasar ne peut tordre le fer forgé par Sorgan.
Yavaş Kazar, gücünü sonraya sakla.
Voyons, Kasar. D " autres sports sont plus adéquats pour ta force.
Kazar, sen atlara bak, oğlum.
Kasar, va chercher mes feuilles cicatrisantes et mes onguents.
Kazar. Sende Camoka ile git.
Kasar, va avecJamuga.
Hemen yola çıkalım, Kazar.
Mettons-nous en route, Kasar.
Camoka ve Kazar, Timuçin'in elinden kaçtığını söylediler.
Jamuga et Kasar nous annoncent que Temüjin a échappé à Kumlek.
Boşuna uğraşma. Nasıl olsa çıkamazsın, Kazar.
Il nous faudra plus que des muscles pour cet ennemi, Kasar.
Kardeşlerim nerede? Camoka ve Kazar.
Qu " en est-il de mes frères, Jamuga et Kasar?
Birkaç francala Maryland'in kıyılarından gelen yarım porsiyon ızgara ıstakoz kızarmış istiridyeler uzaklardaki güneşli Rusya'nın havyarı ve güzel Fransa'nın dağ manastırlarının kaşar peyniri.
Des petits pains. La moitié d'un homard. Du caviar, venu de Russie.
Seni ıslahevi kaşarı!
Garce de maison de correction!
İsviçre kaşarı gibi delik deşik olmuş olarak.
Troués comme du gruyère.
Biraz tütsülenmiş ton, belki biraz eritilmiş kaşar biraz da az pişmiş biftek.
Du saumon fumé et un assortiment de pâtés, peut-être. Un petit rôti de boeuf. Des légumes.
Sonora'ya gelen altı Fransız kaşar için para biriktirin!
Gardez votre argent pour ces putes qui arrivent à Sonora!
Gringo kadınımı kaşar sandı. Ona yanaştı senyor ve yatmak...
le gringo... je voulais bien lui donner ma femme, mais pas les chemises... pas mes chemises.
Ona birkaç kaşar bul ve birlikte iş yap.
Mets 1 fille ou 2 sur le tapin... Partages les bénefs avec elles!
Janette'e kaşar gözüyle bakıyorlar.
Ils pensent que c'est une pute.
Sabah, kaşarın üstündeki... küfü kazımayı unuttum, şefe hatırlatırsın.
Et j'ai oublié de retirer la moisissure du cheddar ce matin, alors dis-le au chef.
- Kaşarın teki olduğunu da duydum.
On dit aussi qu'elle a circulé.
Kaşar, mavi Danimarka peyniri, edam?
Cheddar, bleu, edam?
Salam... kaşar...
Jambon... fromage...
- O Galli kaşarını bırak.
- Lâche cette pétasse.
Şeftali konservesi... Kaşar peyniri. Mımm.
Deux poulets rôtis, des pêches au sirop, du fromage de Hollande,
Kendi türünle takıl, ucube. Şu küçük kaşar gibi.
Reste avec les tiens le monstre, comme cette petite pute.
Seni yaşlı, kırışık, eski kaşar.
Espèce de vieille bique!
Yani bu kırışık eski kaşar sana birşey söylüyor, sende ona inanıp bizi tehdit ediyorsun.
Cette espèce de vieille salope de moucharde te raconte ça et je devrais te suivre?
- O bir kaşar. - Evet, öyle.
- C'est un vieux routier.
ve birazcık kaşar.
Votre chien va adorer le bon goût de foie et de thon, agrémenté d'un peu de fromage.
Bu böyle olmaz, Benny. Tostun arasında ki kaşar gibi eriyorum!
Ce soda ne sert à rien et je crève de chaud, moi!
- Tek istediğimiz bu kart kaşar.
- C'est tout ce qu'on veut.
Bana kaşar şapka almışsın!
Chic, un chapeau-nacho!
Orada olacağım. Ve bu sefer, kaşar adam sen olabilirsin.
J'arrive, mais cette fois, c'est toi le "Nacho Man"!
O zaman o işi yap. Ama yakında, kaşarı senden daha iyi dilimleyecek biri gelecektir.
Même si tu fais ca... un autre tranchera toujours un meilleur gouda!
Ben bir kaşarım!
Je suis une jeunette!
Şehirde görüştüğü bir kaşar var.
Il a une jeunette en ville.
Baba, o kaşar benim.
C'est moi!
- O kaşar sen misin?
- C'est toi?
- O, kaşar falan değil!
- C'est pas une jeunette.
Çok güzel bir kaşar peyniri aldım ve biraz da şu sevdiğin krakerlerden.
J'ai du cheddar et des biscottes finlandaises que tu aimes bien.
Chip'in beni o kaşar Nancy Branson yüzünden terk etmesine inanamıyorum!
J'arrive pas à croire que Chip m'ait larguée pour cette garce!
Nancy'nin kaşar olduğu söylentisi her yere yayılmış.
Nancy ne couche pas aussi facilement qu'on le dit.
Soya aroması. Kaşar peynir.
Ersatz de soja, tofu...
- Kaşar seni.
- Salope.
Sağ ol Kronk. Kaşar peyniri iyi olur.
- Du gruyère, ça ira.
Dürüst kaşar sürtük.
Oui, une franche salope.
Sana bu kaşar kızları anlatmıştım.
Je t'ai mis en garde contre les pétasses.
Kaşarı Burger King'e götürdüm.
- Je l'ai emmenée au Burger King.
O kaşar yüzünü incitmeyeceğim... çünkü bay Morell seni sikerken güzel görünmeni ister.
J'ai pas intention de ruiner ton beau visage bronzé... car M. Morell veut que tu sois beau quand il t'encule.
Yuvarlak bir hamurun üstüne kaşar koymuşlar.
Ils ont mis du fromage sur un pain rond.
Kaşar.
Traînée!
Bal hardallı jambon ve kaşar peynirli, mini portakallı bisküviler.
Biscuits aux mini-oranges avec jambon moutarde et miel et fromage.
Bu kadın tam bir kaşar.
C'est une vraie pute, celle-là.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]