Katharine Çeviri Fransızca
97 parallel translation
Ben, Katherine Cooper.
Je m'appelle Katharine Cooper.
Bette Davis her zaman kendinden emindi. - Katharine Hepburn da öyleydi.
Bette Davis a toujours eu de l'estime personnelle.
- Müthiş bir kadın.
Comme Katharine Hepburn. Une femme super.
Bette Davis, Katharine Hepburn, Joan Crawford.
Bette Davis, Katharine Hepburn, Joan Crawford.
Merhaba. Ben Katharine Parker.
Je suis Katherine Parker...
Evet Katharine.
Oui, Katherine.
- Ve bana Katharine de. - Tamam.
Et appelez-moi Katherine.
Haydi Katharine. Ne diyorsun?
Alors, Katherine, qu'en dites-vous?
Merhaba Katharine.
Bonjour, Katherine...
Birleşme ve devralmada Katharine Parker ile çalışıyorum.
Je travaille avec Katherine Parker.
Evet, Katharine Parker adına davetinizle ilgili arıyorum.
J'appelle de la part de Mlle Parker au sujet de votre invitation...
Hemen Katharine'in ofisine ihtiyacım var.
Mon ordinateur est en panne, j'ai besoin de ce bureau.
Katharine Parker'ın ofisi.
Bureau de Katherine Parker.
Katharine...
Katherine!
Katharine, gerçekten konuşmak için iyi bir zaman değil.
On ne peut pas parler maintenant!
Katharine sana bir şey söylemem gerekiyor.
J'ai une chose à te dire.
- Katharine, ne... - Jack, güven bana ve otur.
Jack, fais-moi confiance et assieds-toi.
Adım Katharine Parker. Petty Marsh'ın birleşme ve devralma sorumlu ortağıyım.
Je suis Katherine Parker, associée chez Petty Marsh.
- Üzgünüm Katharine.
Je regrette, Katherine.
Güzel Katharine'e, bir o kadar narin... bir askere bir hanımefendinin... kulağına yakışacak sözlerle aşkını... onun yüreğine ulaştırmasını öğretebilir misiniz acaba?
Belle, très belle Catherine... Voudriez-vous apprendre à un soldat... des mots qui puissent pénétrer l'oreille d'une dame... et plaider son amour auprès de son doux coeur?
Güzel Katharine, beni o Fransız... kalbinizle kayıtsızca sevecekseniz... bunu bozuk İngilizcenizle... anlatmanızı duymak beni sevindirir.
Belle Catherine, si vous voulez m'aimer avec votre coeur français... je serai heureux d'entendre cet aveu dans un anglais boiteux.
Romantiğimsi bir film istiyorum.
J'ai envie... d'un truc genre Katharine Hepburn... Cary Grant, voyez.
Yaz Zamanı'ndaki Katherine Hepburn gibi.
Comme Katharine Hepburn dans Summertime.
Niye Katherine Hepburn olamıyorum?
Pourquoi ne suis-je pas Katharine Hepburn?
Dustin Hoffman, Anne Bancroft, Katharine Ross, 25 yıl sonra.
Dustin Hoffman, Anne Bancroft, Katharine Ross, 25 ans plus tard, et les personnages aussi.
- Robert. Burada biri var, genç bir İrlandalı kadın- - Katharine.
Nous avons ici une irlandaise infortunée, Catherine.
Katharine, bu bizim yeni arkadaşımız Robert.
Catherine, c'est notre nouvel ami, Robert.
Belki Katharine uykuda o zamanlarına dönerse, neşeli zamanlarına, ve bu yolla deliliğin... basamaklarını keşfedebiliriz.
Peut-être que le sommeil ramènera Catherine à son autre temps qui pouvait être de joie... de cette manière, peut-être pouvons-nous découvrir les empreintes de ses pas vers la démence.
Ve Katharine'ni de beraberinde götürecek.
- Et emportera Catherine.
Şey, belki de sevgiyi tanımıyorumdur, Katharine.
Peut-être ne sais-je reconnaître l'amour.
Ve seni kaybetmek istemiyorum, Katharine.
Je ne veux pas te perdre.
- Bu Sharif Al Fouad, antik Mısır uzmanımız. - Bu da karım, Katharine.
- Sharif AI Fouad, egyptologue.
Katharine'in ailesinin düğün hediyesi. Ona Rupert Bear diyoruz.
Cadeau de mariage des parents de Katharine, baptise "Rupert Bear".
ya da Katharine Clifton?
Ou Katharine Clifton?
Özellikle size teşekkürler Geoffrey ve Katharine.
Et un grand merci a Geoffrey et a Katharine.
Katharine Geoffrey'nin Kahire'ye geri dönmek zorunda olduğunu mu söyledi?
- Geoffrey doit rentrer au Caire. - Pour leur rendre la pareille.
Sen delirdin mi? Katharine burada olmaktan çok memnun.
- Mais non, elle est ravie.
- Katharine'i 3 yaşından beri tanırım. Biz karı koca olmadan önce abi kardeştik.
On se connaissait depuis longtemps avant detre maries.
Katharine, Katharine, o tarafa geçmem gerek, çabuk ol.
Je dois sortir de votre cote. Vite!
Katharine'in K'si.
C'est Katharine.
Katharine Aman Tanrım Bir sandalye getirin.
Allez chercher une chaise.
- Katharine'i gördün mü? - Efendim?
- Vous avez vu Katharine?
"Seni seviyorum Katharine. Seni çok seviyorum." diye bağırıyordu.
Il criait : " Je t'aime, Katharine!
Beni dinle Katharine.
Ecoute-moi.
Dinleyin beni Katharine
Ecoutez-moi!
Sonra çöle geri döndüm. Katharine'e.
Puis, je suis retourne dans le desert rejoindre Katharine.
Bu akşam çok özel bir misafirimiz var. Katharine Susannah Prichard.
Notre invitée d'honneur, Katherine Prichard!
Bir hikaye anlat, Katharine. Acıklı bir hikaye.
Racontez-moi une histoire, Katherine.
- Merhaba.
- Ma femme, Katharine.
Katharine. Aman Tanrım, Katharine burada ne işin var?
Katharine, que fais-tu ici?
Üzgünüm, Katharine.
- Je suis desole, Katharine.