Kayalar Çeviri Fransızca
1,021 parallel translation
Tatlım, o kayalar senin de en az benim kadar hoşuna gidiyor.
Chéri, vous aimez ces rochers autant que moi.
Kalasları ve kayaları taşıyacağız böylece bütün yerin üzerimize çökmesini önleriz.
à bouger ces lourdes plaques et ces pierres afin que la hutte n'écrase ni lui ni nous.
Bütün o kayaları mı deleceğiz?
en coupant à travers toute cette roche?
Bu adam Şerif Kretzer ve gönüllülerden oluşan kurtarma ekibiyle geçit vermeyen kayalar ve hızla azalan zamana karşı savaşarak bir hayat kurtarmaya çalışıyor.
Lui, le Shérif Kretzer et une équipe de secouristes et de volontaires, luttent sans relâche contre la roche et le temps qui passe. La vie d'un homme est en jeu.
Sert kayalar ardından da yumuşak toprakla karşılaşabilirsiniz.
On creuse la roche et ensuite les couches d'argile schisteuse.
Kayaların arkasında kayboldular.
Nous les avons perdus derrière ces rochers.
Çok iyi. "Kayaların ardında var bir hıyar orada"
Répétez : "Règne, Roi, et régis ces reîtres rageurs."
Kayaları yuvarlayan bir kaçak mı?
Un meurtrier qui jette des cailloux?
Kayaların arkasında
Plus loin sur la colline.
Umarım gelirler, şimdi şu atları kayaların arkasına gizle.
Je m'en suis douté. Maintenant, va cacher les chevaux derrière ce rocher.
İlerideki kayalık yapıyı görüyor musun? Şu komik görünüşlü kayaları?
Vous voyez ces drôles de formations rocheuses?
Ana kazık şu iri kayaların arasına sıkışmış.
Il s'est coincé entre les rochers.
Ben kaldırınca o taşı takoz olarak alttaki kayaların üzerine koy tamam mı?
Il est calé? Il pourra la soulever?
Kayaları kim yer ki?
Qui mange des cailloux?
Şimdiye kadar, görmek istediğimiz tüm kayalar buradaydı. Hepsi, ama taş ve kum.
Mais nous n'avions pas vu la queue d'un, juste de la roche et du sable...
Kayalar 1000 yıldır burada, sadece kımıldamış olmalılar. Başka bir şey olduğunu sanmıyorum.
Les rochers sont immobiles depuis des millénaires, puis ils se déplacent, sans raison.
Bu kayaların arasına sıkıştım.
Je suis bloqué entre ces rochers. C'est ce qui m'a sauvé.
Kayaların arkasına girelim!
Derrière le rocher.
O konumda, iki kıyıda sert kayalar olur.
On aurait de la roche solide sur chaque rive.
# Kayaların karşısında yollar var
Les rails traversent les Rocheuses
- Kayalar arasındaki ipi gördün mü?
Tu vois la corde entre les deux rochers?
- Kayalar mı yani?
- L'union des rochers?
Şu kayaların oraya gidiyorum.
Je fais le tour de ces rochers.
Kolunu sıva. Cochepaille, teşekkür edilsin istemem ama taş ocağında düşen kayaları hatırladın mı?
- M. le Président, Jean Valjean, l'ancien bagnard, c'est moi.
Kayalar arasında dar bir kanal var.
Il y a un passage entre les rochers.
"Kilisemi taştan, kayaların üzerine kurun, ben içinde olacağım."
"Tu es Pierre et sur cette pierre je bâtirai mon église."
Liman sakindi. Kayaların arasındaki çakıllı patikadan geçerek devam etti.
La plage était silencieuse, et il aborda sur les galets, sous les rochers.
Ama civardaki irili ufaklı kayaların da, bu patlamadan etkilenmeyeceğini bilemem.
Mais j'ignore si les rochers qui sont autour resteront en place.
Görülmemiş büyüklükteki kayalar, denize fırladılar. "
"Des rochers gigantesques sont projetés dans la mer."
Kayaların arkasına dağıldılar.
Ils sont partout dans les rochers.
Bir üçüncü bir adam olduğunu, bazı kayaların arkasından ateş edildiğini söylemiştiniz.
Vous disiez qu'un troisième homme avait tiré, de loin.
Losworth için tek çıkış yolu var. O da bu kayaların üzerinden geçiyor.
Pour aller à Lordsburg, ils doivent passer ici, là-haut ou là-bas.
Kayaları temizlerim, daha çok ekim alanınız olur.
Je vais enlever les rochers, vous aurez des champs.
Kayaların üzerinde uyumaktan ya da o sıkış tepiş vagondan daha iyidir.
C'est mieux que de dormir sur les rochers ou dans les voitures.
Ateşler göz kamaştırıyor ve Patlayarak kayaların yok ediyor
Les flammes crépitent et brillent tout en rongeant la pierre.
Şu kayaların olduğu yere gitmeye çalış.
Essaye d'atteindre ces rochers.
Zamana güvendim ve kayaların aşınmasını bekledim.
Faisant confiance au temps... j'attendis que la roche s'effrite.
Kapının önüne kadar kayalar gelmiş.
Notre corniche s'est effondrée!
Kayalar, kayalar ve şuradaki sarp dağlar!
Des rochers et ces saletés de montagnes! On est sur une vraie boule de billard.
Kayalar ve tepeler. Belki yıldızlara bakarak bir şeyler çıkarırım dedim.
Il n'y a que des rochers et des montagnes ici.
Kızgın kayalar uçağa tak tak vurdu.
Les pierres brûlantes martelaient l'avion.
Deniz, kayalar. Doğa.
Une île à l'état sauvage.
"Yaşlı kayalar, benim için yarılın."
Roc séculaire frappé par moi
Şu andan itibaren kayaların üzerinde kalın, mümkün olduğu kadar.
À partir de maintenant, restez sur la roche autant que possible.
Amacım yukarıdaki kayalar.
Vise les rochers au-dessus.
Kayaların daraldığı, güneydeki sırtın ötesinde.
Au-delà de la crête vers le sud, là où les roches sont éffilées.
Burası'Kara Kayalar'oteli... en iyi otel burasıdır, ancak 15 Eylül de kapandı..
Ça, c'est les Roches Noires, ce qu'il y a de mieux, seulement ils ferment le quinze septembre.
Yaşlı Gus Ritter, orayı sahiplenmişti. Kayaların arasında patates yetiştirirdi.
Ce vieux Gus Ritter, l'ancien propriétaire, il pouvait faire pousser des patates sur de la roche.
En uçta, kayaların birbirleri üstüne yığılı olan yer.
La pointe de l'île, là où il y a tous ces rochers éboulés.
Deniz, ağaçlar, kayalar, tekneler...
The sea, the trees, the rocks, the boats.
Kayaların orada bize pusu kurmaya kalkabilirler.
Ils vont se mettre en embuscade.