Kaç kere Çeviri Fransızca
2,645 parallel translation
Sanırım zamanı makinenin kaç kere çalıştığıyla ölçüyorlar.
Ils mesurent le temps en lessives.
Kaç kere doktorculuk oynadık?
Combien de jeu de Docteurs et d'Infirmères? Chut!
Daha kaç kere söyliyeceğim?
Combien de fois encore?
Kaç kere kaybolan bir çocuğu aramak için çağrıldık?
Combien de fois a-t-on cherché des enfants disparus?
Lori, kaç kere hayatını kurtardı?
Combien de fois t'a-t-il sauvé la vie?
Kaç kere söyle.
Je veux savoir combien de fois.
Kaç kere söyledim, çocuğu dışarı bırakmayın diye!
Je vous ai dit de ne pas le laisser dehors!
böyle aptalca şeyleri kaç kere duyduk, veya daha kötüsünü?
Combien de fois a-t-on entendu ce genre de bêtise? Ou même pire?
Sana kaç kere dedim, misafir havlularını kullanma diye!
Combien de fois je vais le dire? Pas les serviettes d'amis.
Ben kaç kere kaçmak istemiştim...
Pense à toutes les fois où j'ai disparu.
- Evet. kaç kere evden kaçtığını söyleseydim- -
Si je te disais... combien de fois celle-ci a fugué...
Kaç kere söy- -
Combien de fois je vais devoir...
Kaç kere gittik zaten.
Nous y avons été tellement de fois.
Casey yıllardır Bartowski Takımı'nda alnı ak şekilde görev yapmıştır. Kaç kere de hayatımı kurtarmıştır.
Casey fait partie de l'équipe Bartowski depuis des années.
Bak, benim doğumumla ilgili hikâyeyi bana kaç kere anlattın?
Combien de fois tu m'as raconté ma naissance?
Kaç kere söyleyeceğim belli olmaz.
Combien de fois nous avons dit que vous ne rien de prévisions,
Frida kaç kere söyledim sana biri şu arabaya baksın diye?
Frida, combien de fois, je t'ai demandé de faire vérifier ce véhicule?
Sofia, bunu kaç kere daha yapacağız?
Ça va continuer longtemps, Sofia?
Daha kaç kere söylemem gerek, önce parayı al.
Combien de fois je dois te le dire? Demande d'abord l'argent.
Kaç kere daha söylemem gerekiyor?
Combien de fois dois-je vous le dire?
Bir storm trooper'ın kaç kere ateş ettiği yeri vurduğunu gördün?
T'as souvent vu un Stormtrooper toucher ce qu'il visait?
Kaç kere diyeceğim size!
Combien de fois faut le dire?
Ve Mel bizi kaç kere dümene getirdi?
Combien de fois Mel nous a plantées?
Kaç kere daha özür dilemem gerekiyor?
Combient de fois vais-je devoir te dire que je suis désolé?
Buldum. Kaç kere basmam gerekiyor?
Je multiplie par le pourcentage?
Daha kaç kere benim için genç görünmen gerekmediğini söyleyeceğim?
Combien de fois je dois te le dire? Je me fiche que tu paraisses jeune.
Bunu bana daha kaç kere söyleyeceksin?
Combien de fois encore auras-tu à me dire ça?
Bunu sana kaç kere söylemem gerek?
Je dois te le répéter combien de fois?
Kaç kere teslim süreni uzattın?
T'as repoussé ta deadline combien de fois?
Evet Anne evet, daha kaç kere aynı şeyi söyleyeceksin?
Oui, maman. Combien de fois vas-tu encore me le répéter?
Adamım seni para için kaç kere aradı.
Mes hommes t'ont demandé plusieurs fois de l'argent.
Jaikant'ın aleyhine hiçbir delilin olmadığını sana kaç kere söyleyeceğim.
Combien de fois vais-je devoir t'expliquer.. .. que tu n'as aucune preuve contre Jaikant?
Arkamı çoktan bir kaç kere bıçakladı.
Elle m'a déja planté des couteaux dans le dos.
Evet ama bu turne hakkında bilmediğin şey bir avuç dolusu insan için kaç kere çaldığımız.
- Ce que tu ignores, c'est que nous jouions devant quelques personnes.
Buraya gelmek için kaç kere ağzıma almam gerekti biliyor musun?
Vous savez combien de pipes j'ai dû faire pour arriver jusqu'ici?
Joan Rivers'ın bu çiçekli süite geçmesi için kaç kere ağzına alması gerekti?
Combien de pipes ça a dû coûter à Joan Rivers pour arriver à avoir une suite remplie de fleurs?
Sana kaç kere daha söyleyeceğim?
- Combien de fois je dois le dire?
Kaç kere riske girmek zorunda kaldın?
T'as dû faire combien de compromis?
Onlarla böyle konuşmamanı sana daha kaç kere söylemeliyim?
Je te l'ai déjà dit. De ne pas parler comme tu fais.
Kaç kere söyleyeceğim!
Combien de fois dois-je le dire, hein?
Daha kaç kere tekrarlamam gerek.
Je ne peux plus, honnêtement, je ne peux pas...
Yılda bir kaç kere.
Une ou deux fois par an.
- Bak. Kaç yıldır babamı sadece bir kere gördüm.
Écoutez... je voyais mon père une fois par an en moyenne.
Kaç kere daha eşimi kesip duracaklar?
Il faudra l'ouvrir encore combien de fois?
Şeridi vurmalısın. Üç kere kaçıran sonraki arabaya biner.
Tu dois atteindre la ligne de démarcation et celui qui ne peut pas l'atteindre une fois en trois essais doit arrêter la prochaine voiture.
- Kaç kere denedin?
- Combien de fois as-tu essayé?
Daha kaç kere gitmenizi söyleyeceğim?
Combien de fois je dois vous dire de partir?
Tam sekiz kez topu tutamadın aynı zamanda iki kere topu düşürdün. Son bir kaç maçtır maça asılmıyor musun yoksa sadece düşürdün mü?
Mais il y a huit balles que vous avez lachées et deux mal attrapées dans les deux derniers matchs, en plus de deux suspensions et une affaire de violence?
Tek bildiğim, okula giderken iki tane işim olduğunu spor antrenmanlarını bir kere bile kaçırmadığı tuhaf bir büyücü kızla baloya götürdüğümü biliyorum!
Que je sache, j'ai deux jobs en plus de l'école, je rate jamais un entraînement, j'ai emmené une magicienne folle au bal!
Son üç gündür Val Verde hapishanesini iki kere ziyaret ettin bekçilerden bir kaçına ödeme yaptın, ve işe yaramaz bir kamyonet aldın.
T'as été à la prison de Val Verde deux fois en trois jours, tu as soudoyé des gardes, et loué un van pourri.
Bir adam kaç kere evlenir ki zaten?
Quatre, cinq au max.