Kaçırdım Çeviri Fransızca
9,108 parallel translation
Tüm okul balolarını kaçırdım.
J'ai raté tous les spectacles à l'école.
Mezuniyetimi kaçırdım.
J'ai raté le bal.
Chloe ve Dan'in çocuklarını kaçırdım. Her şeylerini.
J'ai tout raté, avec Chloe et Dan, non?
Güçlü olmam gereken bir noktadaydım ama olamadım ve beraber olmam gereken insanı kaçırdım.
Il aurait fallu... que je sois forte, et je ne l'ai pas été. J'ai raté la personne avec qui j'aurais dû être.
Tanrım, ucunu kaçırdım.
Oh, mon dieu, j'ai perdu le fil.
Ne kaçırdım?
Qu'est-ce que j'ai raté?
Okuldan sonra girmem gereken sevgili vizelerimi kenara bırakırsak ne kaçırdım? - Çevrilmemiş altyazı -
A part ces charmants examens que je dois rattraper après l'école, qu'est-ce que j'ai manqué?
Otobüsümü kaçırdım da.
J'ai loupé mon bus.
Ne kaçırdım?
J'ai raté quoi?
Pekâlâ. Her neyse, bak geçen akşam birkaç bir şey içtiğimizde, ben biraz ipin ucunu kaçırdım.
La nuit dernière quand on a bu quelques verres, j'étais bourré.
Bilardo masasının ortasındaki top gibiydi... ve ben onu kaçırdım.
C'était une balle rapide au milieu de la plaque, et je n'ai jamais décollé la batte de mon épaule.
Ne olursa olsun, kaçırdım.
Peu importe, j'ai foiré.
Komadayken nihai zaferimizi mi kaçırdım acaba?
Ai-je raté la victoire finale car j'étais dans le coma?
Tanrım! Şarabı fazla kaçırdım.
Mon Dieu, j'ai trop bu de vin.
- Bir şey kaçırdım mı?
- Qu'est ce que j'ai manqué?
Treni kaçırdım ve telefonum çekmedi tren istasyonunda kimse yoktu ve telefon olan ofis kapalıydı.
mais le train est parti sans moi, j'avais pas de réseau, et il n'y avait personne à la gare, et le bureau avec le téléphone à l'intérieur était fermé.
Onu tanımadığımı sen söyledin, peki neyi kaçırdım?
Tu as dit que je ne la connaissais pas, donc qu'est-ce que je loupe?
Çüş, çüş, çüş, çüş, çüş. Tutuklanışını mı kaçırdım?
J'ai manqué ton arrestation?
Hayır, ucunu kaçırdım gitti.
Non, tu m'as perdu.
Bir de Shaq'ı alışveriş merkezinde görme şansını da kaçırdım.
Et j'ai raté Shaq.
Amy haklıydı, mükemmel erkeğe sahiptim ama elimden kaçırdım.
Amy avait raison. J'avais un homme parfait et je l'ai laissé partir.
Tüm eğlenceyi kaçırdım sanırım.
Il semble que j'ai manqué tous les divertissements.
Çok üzgünüm kaçırdım.
Navrée d'avoir raté ça.
Sen beni kaçırdıktan bir sene sonra Haiti'de tanışmıştık.
On sait rencontré environ un an après que vous m'ayez kidnappée.
Yardım etkinliğini kaçırdığım için kusura bakma.
- Merci d'être venue. Oh, désolé j'ai manqué la fête.
Kaçırdığımız an kaybederiz.
Tu le perds de vue, tu perds le combat.
Zoom kızımı kaçırdı bizim de Barry'mizi. İkisini de kurtarmamız lazım.
Zoom a ma fille et notre Barry, on doit les sauver tous les deux.
Nehre gittiğimizde, Dr. Wells seni kaçırdığında bana evlenme teklifi edecektin.
Quand tu m'as emmenée au ponton et que le Dr Wells t'a enlevé, tu allais faire ta demande?
Aklını mı kaçırdın sen?
As-tu perdu la tête?
Beni kızdırmayı bıraktığın zaman Sandbrook'ta kaçırdığın her şeyi anlatacağım.
Je vous dirai tout ce que vous avez loupé à Sandbrook quand vous arrêterez de me faire chier.
Bir şeyler kaçırdığımızı bulmak için dosyanın üzerinden geçiyor.
Elle réexamine le dossier pour voir si on a rien loupé.
Peki bakalım. Ne kaçırdım?
Qu'est-ce que j'ai raté?
Gözden kaçırdığım bir şey var.
Ça fait partie du jeu.
- Dansı kaçırdığım için kusura bakma.
Désolé d'avoir raté le bal. Ne t'inquiète pas.
Sen Finch'i kaçırdığında makine seni bulmama yardım etmişti.
Quand vous avez kidnappé Finch, la machine m'a aidé à vous retrouver.
Kaçırdığım için üzgün değilim.
Je ne suis pas désolé d'avoir raté ça.
Onu kaçırdığımı düşündün.
Tu crois que je l'ai enlevé? Pour quoi faire?
Kaçırdığım kadının mercandan bir kolyesi var çünkü.
Parce que la femme que j'ai enlevée avait un collier en corail.
Yardım etmek için şansını kaçırdın.
Tu as eu ta chance d'aider.
Gözden kaçırdığım bir şeyi.
De tous les maux d'un homme confronté, vieillir est une Je ne peux pas faire quelque chose.
- Arkadaşlarımı kaçırdın.
Tu as pris mes amis.
Aklınızı mı kaçırdınız siz?
As-tu perdu la tête?
Ama durum şu ki, Francis'i kaçırdın.
Mais vois-tu. tu m'as pris Francis.
Gözden kaçırdığımız şey bu olabilir.
Ce pourrait être la clé qu'il nous manquait.
Neleri kaçırdığımı bana söylemek ister misin?
Tu veux me dire ce que je viens de rater?
- Aklını mı kaçırdın sen?
- Tu as perdu l'esprit?
Yerinde olsam beyaz evden kaçınırdım çünkü Phil havuzunu tuvalet olarak kullanıyor.
J'éviterais la blanche, Phil s'est servi de la piscine comme toilette.
Kaçırdığımız bir konu var!
Il nous manque quelque chose!
Aklını mı kaçırdın sen?
Tu as perdu l'esprit?
Hayır, kaçırdığımız bir şey olmalı.
Quelque chose nous échappe.
Terapiyi kaçırdığım için üzgünüm.
Hey, je suis désolé pour la thérapie manquant.