Kaçıyor musun Çeviri Fransızca
387 parallel translation
Kaçıyor musun?
Tu te sauves?
- Yoksa Caine'den kaçıyor musun?
- Tu fuis le Caine?
- Düşmandan kaçıyor musun?
Tu fuis devant l'ennemi? Tu parles d'un carabinier!
- Kaçıyor musun yoksa?
- Vous n'allez pas m'abandonner.
Birini öldürdün ve şimdi bizden kaçıyor musun, samuray?
Et ça se dit samouraï?
Kaçıyor musun yoldaş?
Tu fuis, camarade?
Öndeyken kaçıyor musun?
Vous abandonnez alors que vous gagnez?
Yoksa kaçıyor musun?
Ou tu t'enfuis?
Jiau Hong. Kaçıyor musun?
Jiao Hong, que nous réserves-tu d'autre?
Kaçıyor musun şimdi de? Korkak!
Reviens ici, espèce de trouillard!
Hey, benden kaçıyor musun?
Tu m'as clairement évité ces derniers jours.
Çiftçi için mi çalışıyorsun... yoksa korkup kaçıyor musun?
Tu fais ton boulot... ou t'as peur?
- Kaçıyor musun?
Pourquoi te sauve-tu?
Pardon, ama kaçırıyor musun?
Bon, on y va, oui ou non?
sana kaç defa söylicem? \ ~ Ben bütün boğalrı yenebilirim. - Bana inanmıyor musun?
Je peux battre n'importe quel taureau.
Burada oturup diğer insanların sevişmelerini izlemek zorunda kalırsam aklımı kaçıracağımı anlayamıyor musun?
Tu ne vois pas que je vais devenir folle à regarder les autres être amoureux?
Keyfini daha çok kaçırmıyor musun?
Ne vous laissez-vous pas un peu trop aller?
Sana kaç kere söyleyeceğim? Yoksa hatırlamıyor musun?
Combien de fois faut-il te le dire?
Kaçıyor musun?
Tu t'enfuis?
Bir kaç gece önce gördüğümüz bahçeyi hatırlıyor musun?
On a vu un jardin il y a deux jours?
Bir kaç ay önce ölen arkadaşımız Mizuta'yı hatırlıyor musun?
Tu te rappelles Mizuta, qui est mort il y a peu?
Tillie, hatırlıyor musun bir kaç yıl önce emlak sayfasında... Willow konağının vergi borcu yüzünden satışa çıktığı yazmıştı?
Tillie, tu te souviens il y a plusieurs années, quand la maison des saules a été vendue aux enchères?
- Kaçırılıyor musun?
- On vous enlève?
Ölçüyü kaçırmıyor musun?
Ça ne sera pas trop?
Bir kaç kez, senin fena halde yardıma ihtiyacın oldu, anımsıyor musun?
Un paquet fois, tu as eu besoin de mon aide, tu crois pas?
Tania! Bu Nash'ın kaçış yolu. Anlıyor musun?
Il faut suivre le plan de Nash.
Biliyor musun, dün olduğu gibi treni kaçırmak... senin gibi bir adama yakışmıyor.
Rater le train comme hier, ne te ressemble pas.
Hâlâ insanları sınırdan kaçırıyor musun?
Vous continuez d'aider les gens à passer la frontière?
Bu kaçıyordu diğeri onu kovalıyordu, hatırlıyor musun?
Celui-là fuyait... et l'autre le traquait, tu t'en souviens?
Tang Yu, kaçıyor musun?
Je vais toujours où je le décide.
Şimdi senin yaptığın gibi kaçıp gitmeni söylemiştim sonra ne dediğini hatırlıyor musun?
Je voulais que tu t'en ailles. Que m'as-tu répondu?
14. yüzyılda kaç kadının sinir harabiyeti yaşadığını hatırlıyor musun
Sais-tu combien de femmes ont fait une dépression nerveuse au XIVe siècle?
Şu vur-kaç olayından getirdiğim deri parçasını inceledikten sonra ne söylediğini hatırlıyor musun?
Vous vous souvenez de ce que vous avez dit après avoir examiné la particule de peau du soi-disant délit de fuite? - Oui.
iki gündür kaçıyor, biliyor musun?
Il a tourné que 2 jours.
Bir kaç günlüğüne seninle evlenebilecek kimseyi tanımıyor musun?
Qui serait prêt à être ton mari quelques jours?
- Hatırlıyor musun? - Kaç yaşındaydık?
- Quel âge on avait?
Geçen geceki kaçığı hatırlıyor musun?
Vous savez votre cas de la nuit dernière?
Tanrım. Sadece bir kaç kopça takmanın gerektiği zamanları hatırlıyor musun?
Ah, quand il n'y avait que quelques boucles!
Vergi kaçırma planında hile yapıyor musun?
Tu as trop fraudé le fisc?
Beni kaçırıyor musun?
Vous m'enlevez? C'est ça?
Yani beni kaçırıyor musun?
Vous m'enlevez donc?
Bu mekanlar epey sakinledi. Bir kaç yıl öncesini hatırlıyor musun?
Ça c'est bien calmé dans ces boîtes à pédé, Chappie?
Dikkatini ver, çünkü birçok farklı bölümden oluşuyor. Bir bölümü kaçırırsan, tüm plan suya düşer... beni anlıyor musun?
Suis-moi, si on en saute une partie, il s'effondre complètement.
Kaçıyor musun, dostum? Buraya taze bir başlangıç için geldim.
En cavale?
Günde kaç uçak inip kalkıyor biliyor musun?
Tu sais combien d'appareils décollent et atterrissent chaque jour?
Kaçıyor musun?
Tu veux t'enfuir?
- Kaçıyor musun?
- Ils s'enfuient!
Hani şu kaçık deliyi evden kovduğumu hatırlıyor musun hani şu Noel Baba kıyafeti giymiş herifi?
Et quand j'ai laissé entrer ce type car il était habillé en Papa Noël?
Bir kaç ay önce sana gösterdiklerimi hatırlıyor musun?
- Celles que je t'ai montrées.
Aklımı kaçırmak üzereyim. Anlıyor musun?
Il me rend cinglée, t'entends?
Görüyor musun? At üstündeki her İskoç kaçıyor.
Voyez, tous les Écossais à cheval s'enfuient.