Keyes Çeviri Fransızca
224 parallel translation
Walter Neff'den Barton Keyes'e, Talep Yöneticisi.
Walter Neff à Barton Keyes, chef du contentieux.
Bay Keyes, bu not ilk duyduğunuzda size bir itiraf gibi gelebilir.
Mon cher Keyes... Tu appelleras sûrement ça une confession.
Şimdi elindeki ucuz puroya sıkıca tutun, Keyes.
N'avale pas ton mauvais cigare.
İşin gerçeği Keyes, o anda ne balıkları ne kaskoyu, ne de bay Dietrichson ve kızı Lola'yı düşünüyordum.
Mais je peux te dire que je me foutais des poissons rouges, des polices auto, ou de Dietrichson et sa fille.
Sen belki bilirdin Keyes, kaza sigortacısı ama ben bilmiyordum.
Toi, peut-être, Keyes, quand elle a parlé d'accident. Mais pas moi.
Hatırladın mı, Keyes?
Tu te rappelles?
Bay Neff, Bay Keyes sizi görmek istiyor. - Yoksunuz diye bütün öğlen bağırıp çağırdı.
M. Neff, M. Keyes vous a réclamé tout l'après-midi.
İyi hissetmiyorum bay Keyes..
Je ne me sens pas bien.
Teşekkürler, bay Keyes.
Merci, M. Keyes.
Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü? Bir dakika Keyes, benim suçum değil.
Qui est l'imbécile qui a assuré cette andouille?
Riski almadan önce dosyasına iyice araştırılmasına dair not iliştiren benim.
Minute, Keyes, je ne marche pas. J'avais demandé qu'on enquête sur lui.
Ve sen her anından zevk aldın, Keyes, seviyorsun, sadece fazla kafaya takıyorsun sen ve senin küçük adamın.
Ça fait 26 ans que ça dure, et je... Et tu adores ça, Keyes. Mais tu te fais trop de mouron, avec ton petit homme.
Motor hala çalışıyordu ve motoru kapatmayıp kapıyı üzerine kilitlesem ne olur diye düşündüm. Diyelim ki sigortan var ve bu monoksit işini yaptın,..... ofisimizde Keyes adında bir arkadaş var. Söyleyeyim.
J'ai pensé que je pourrais le laisser tourner, fermer la porte du garage et le laisser là.
Çünkü, bilirsin Keyes bu işte sana yapabilecekleri oyunları düşünmekten uyuyamazsın bile.
Tu sais ce que c'est, Keyes. Dans notre métier, on imagine toutes les arnaques.
Bak, Keyes, kendimi temize çıkarmaya çalışmıyorum.
Écoute, Keyes, je n'essaie pas de me blanchir.
Kafaya koymuştum, Keyes.
C'était parti, Keyes.
Senin beyninle düşünmeye çalışıyordum Keyes, Dietrichson öldükten sonra soracağın tüm sorulara cevap vermeye çalışıyordum.
J'essayais de me mettre à ta place, quand tu enquêterais après la mort de Dietrichson.
Los Feliz'deki süpermarketi bilirsin, Keyes.
Tu connais ce supermarché à Los Feliz, Keyes?
- Selam, Keyes.
Salut, Keyes!
Ben senin odana gelsem Keyes...
Je te rejoins, Keyes.
- Affedersin, Keyes.
Excuse-moi.
Bak, Keyes, bir müşteriyi aramalıyım...
Je dois aller voir un client.
İstediğimi sanmıyorum. Yine de sağol, Keyes.
Je n'en veux pas.
Evet, Keyes Kader beni engellemeye çalışmaya devam ediyordu.
Oui, Keyes. Le destin m'avait accordé un sursis, mais il s'était remis en marche.
Yine de Keyes, dükkana doğru yürürken, herşeyin kötüye gideceği içime doğmuştu.
Et pourtant, en allant au drugstore, j'ai soudain su que tout irait mal.
Kulağa çılgınca geliyor, ama gerçek Keyes, inan.
Ça a l'air idiot, Keyes, mais c'est vrai.
Hayatımda geçirdiğim en uzun geceydi, Keyes.
Ce fut une nuit interminable.
Girin bay Keyes, siz de bay Neff.
Entrez, M. Keyes. Vous aussi, M. Neff.
Rahatsız edecek kadar sıcak bir gün mü, Keyes?
Vous souffrez de la chaleur, M. Keyes?
Beni şaşırttınız bay Keyes. Benim çok kesin bir fikrim var.
Eh bien, moi, j'ai ma petite idée.
Bu bay Keyes. - Memnun oldum.
- Voici M. Keyes.
Adı neydi, Keyes?
Comment s'appelait ce type?
- Bay Keyes, ben bu işin içinde büyüdüm.
J'ai été élevé dans les assurances.
Sana oracıkta sarılmak istedim, Keyes, sana ve istatistiklerine.
J'ai eu envie de te sauter au cou, avec tes statistiques.
Selam, Keyes!
Bonsoir, Keyes.
Çılgınsın, Keyes, kadın trende bile değildi.
- Elle n'était pas dans le train.
Tek sorun elinde hiçbir şey olmaması, Keyes.
Mais tu n'as pas d'indices.
Sen Keyes'i benim kadar tanımazsın. Bir kere dişini geçirdi mi asla bırakmaz.
Une fois lancé, Keyes ne lâche pas sa proie.
Ama Keyes'den değil.
Mais pas de Keyes.
Onu şahin gibi izliyordun, Keyes.
Tu la surveillais, Keyes.
Merhaba, Keyes.
Salut, Keyes.
- Benden çok öndesin Keyes.
- J'ai du mal à te suivre.
Fantastik Keyes, hatta biraz fazla fantastik.
Oui, c'est fin. Peut-être trop.
- Girin, bay Jackson. - Tabi, bay Keyes.
Entrez, M. Jackson.
Lubin, ben Keyes.
Keyes à l'appareil.
Keyes talebini reddediyor.
Keyes rejette ton recours.
Onun için böyle bir düzmece çantada kekliktir.
Si tu avais cette assurance et que tu essayais ce coup-là, Keyes, un gars du bureau, ne ferait que 2 bouchées de toi.
Bu tarihi hatırlarsın, Keyes.
Tu t'en souviens peut-être, Keyes.
- Merhaba, Keyes.
Salut, Keyes.
- Demek anlamadın, bay Keyes.
- Je ne saisis pas. - Non, M. Keyes?
- İyi geceler, Keyes.
Bonne nuit, Keyes.