English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kima

Kima Çeviri Fransızca

111 parallel translation
Ya Kima'yı vuranlar?
Et ceux qui ont buté Kima?
Kima Avon'un kulübünden birini aldı.
Kima a converti une danseuse du club d'Avon.
- Kima.
- Kima.
Kima.
Kima.
Bayan Kima, Kalpsiz Anthony'i de tanımadığını söyleme.
Miss Kima, ne me dis pas que tu ne t'en souviens pas.
Lanet olsun, Kima, bu boya çıkmaz.
Putain, ça part pas, le marqueur.
- Kima orda mı?
- Kima est là?
Kima, kafası karışmış bir beyaz çocuk.
C'est pour toi, un Blanc à l'air paumé.
Kima mı?
Kima?
Kimlik tespiti için Kima'ya gittik bugün.
J'ai vu ta collègue aujourd'hui, pour l'identification.
Özür dilerim, Kima.
Je suis désolé, Kima.
Kima, gerçekten çok sıkıdırlar.
Ils ont l'air plutôt organisés, Kima.
- Haydi, Kima.
- Allez, Kima.
Kima, polis olmak istediğini nasıl anladın?
Kima, comment as-tu su que tu voulais être flic?
Haydi, Kima.
Allez, Kima.
Hayda, Kima'da buradaymış.
Putain, Kima est là.
Kima'yla bir dönem çıkmıştım o yüzden böyle konuşuyor.
Elle dit ça parce que je l'ai eue quand elle était du bon côté.
Yani Kima satın alma işi için arabada olacak.
Kima sera dans la voiture pour l'achat, elle nous tiendra au courant.
Kima söyleyebileceği her şeyi söyleyecek. Rhonda.
Kima nous enverra sa position quand elle pourra.
Hey Kima, nereye gidiyoruz?
Kima, où tu nous emmènes?
Kima, eğer sormamın sakıncası yoksa ilk ne zaman kadın olmanın erkek olmaktan iyi olduğunu hissettin?
Kima, si je puis me permettre, quand as-tu découvert que tu préférais les femmes?
Dikkat ettin mi hiç Kima her zaman bizden fazla şey biliyor?
Kima s'imagine qu'elle est au-dessus de nous?
Eğer bilmeniz gereken biriyse bende başına kırmızı şapka taktım Kima'da fotoğraflarını çekti.
S'il y en a un qui vous intéresse, je lui fais essayer le rouge, et Kima prend des photos.
Yani, Kima, beni biraz idare et.
Pour tenir jusqu'à demain, Kima.
Bir çok kalibrede silah atıImış, onun silahı ise hiç kullanıImamış.
Il y a plusieurs sortes de douilles, et le Glock de Kima est plein.
Hiç kimse Kima'nın ailesine haber verdi mi?
Est-ce qu'on a averti les proches de Kima?
Ama bir polisin vurulması seninle ilgili bir şey değil.
Mais croyez-moi, vous n'êtes pas responsable de ce qui est arrivé à Kima.
Kima'yla beraber çalışıyoruz.
Je travaille avec Kima.
Kima, o...
Kima, elle...
Kima işte şu an da.
Kima est au boulot.
Kima'nın arkadaşıyla şurada oturuyorum -
Je suis avec la fille de Kima, et...
Adamlardan biri kızın arkadaşlarından birini dövdü biraz.
Holley a peut-être foutu une branlée par erreur à un des indics de Kima.
Dün gece, vuruldu.
Kima s'est fait tirer dessus.
Kima için.
Pour Kima.
Kima Greggs'in iki kurşun yemesine karşıIık herkesi rahatlatacak fotoğraflar çektirmek istiyor.
Un coup de pub pour faire digérer ce qui est arrivé à Kima Greggs.
Ama şimdi bizim kızın uyanıp böyle oldu demesi lazım.
Maintenant, il faut que Kima se réveille et le confirme.
Kimanın üzerine koyduğu şeyi hala taşıyor.
Toujours pas remis des coups que t'a donnés Kima.
Kima hakkındaki tek şey, seni adam gibi benzetmesi.
C'est bien son genre, elle frappe aussi fort qu'un homme.
Bu or.spunun bana bakışını görmeliydin Kima.
T'aurais dû voir comment il me regardait, Kima.
- Herşey tamam Kima, sakin ol.
- C'est bon, Kima, relax.
Onlar bilgisayar gönderecekler. Herc'de birazcık porno seyredecek. ve Kima'da 24 keredir hala aynı haltla uraşmaya çalışacak.
Si on fait installer les ordis, Herc va kiffer sur le porno pendant que Kima sera toujours en train de taper sur ce truc.
- S.ktir et, Kima.
- Putain, Kima.
Kima'da dosyayı kontrol edecek.
Kima aura le dossier.
Kima ve benim adamlarım Terrace'da elden alışveriş yapacaklar.
Kima et mon équipe s'occuperont des dealers de la cité Franklin.
Kima, Prez, sizler o kızları araştırın.
Kima... Prez... Tous les deux, vous allez vous occuper des filles.
Kima dışarı dedektiflik yapmaya çıktı mı demeliyim?
Kima retourne enquêter dans la rue, cool!
Ben ve Russell bilgisayardan bakacağız. Terminale de Kima bakacak.
Russell et moi, on reste sur l'ordinateur, ce qui laisse les quais à Kima.
Kima, tır limandan çıkana kadar gözle.
Kima garde-le en ligne de mire jusqu'à ce qu'il quitte le parc.
- Kima nöbet tutuyor.
- Kima est en position.
Kima rıhtımda cep telefonunu kullandığını gördüğü sırada aldığımız kayıtlardan depoyu aradığını öğrendik.
Ce portable a appelé l'entrepôt au moment où Kima l'a vu en train de téléphoner.
İstemese de gidecekmiş gibi duruyor. - Kima
C'est pas le genre de mec qu'on fait payer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]