English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kmart

Kmart Çeviri Fransızca

68 parallel translation
Büyük ihtimal KMart'ta görmüşsündür.
Tu les as probablement vus chez Kmart.
Kmart, yarın, 10'da.
Au supermarché, demain, vers 10 h.
İç çamaşırlarımı Cincinnati'deki Kmart'tan alırım.
Je prends mes boxers au K-mart de Cincinnati.
- Kmart'a gitmelisin, 400 Oak Caddesi.
Il faut aller au K-mart. 400 Oak Street.
- Kmart'tan iç çamaşırlarımı al.
J'achète mes boxers au K-mart. Raymond, j'ai dit point final!
Onları Kmart'tan almalıyız. Oak ve Burnett...
Il faut en acheter au K-mart de Oak et Burnett.
Cincinnati ve Kmart'a gitmeliyiz.
On retourne à Cincinnati.
- Kmart'a gitmeliyim.
- Il faut aller au K-mart.
Kmart. 400 Oak Caddesi.
K-mart, 400 Oak Street.
Kmart'a gitmeliyim.
- Par ici. - Faut aller au K-mart. Numéro 400 au croisement de Oak et Burnett.
- Kmart, 400 Oak Caddesi.
K-mart. 400 Oak Street.
- Kmart'a gitmeliyiz.
K-mart. Nous devons aller au K-mart.
- Bu Kmart elbisesi değil.
- Ce n'est pas un costume de K-Mart.
- Kmart berbattır.
- Oui. - K-mart, c'est à chier.
Kmart giysilerinle kendini daha rahat hissetmez miydin? - Söyle ona, Ray.
Ne seriez-vous pas un peu plus à l'aise dans vos vêtements de chez K-mart?
- Kmart berbattır.
- Dis-lui, Ray. - K-mart, c'est à chier.
Neden eczaneye gitmiyorsun ve çeki bozdurmuyorsun... ve Kmart'a gidip bir frizbi almıyorsun?
Pourquoi ne pas aller au drugstore, encaisser un chèque, puis aller au Kmart et acheter un frisbee?
Bu saçma evliliği ancak... kırmızı kar yağdığı zaman kutlarım.
Le jour où je célébrerai ce mariage malencontreux... est le jour où j'irai dans un Kmart à dos de chèvre.
Kmart'a nasıl gittiğimi bu bokları nasıl aldığımı düşün.
Tu crois que j'ai fait mes courses au supermarché du coin?
Bakın, dev bir markette kilitli kaldık.
Allô! Oui, écoutez. On est bloqué dans un gigantesque Kmart.
Canımız isterse diş ipi bile kullanırız! Büyük bir markette kilitli kalmanın güzel yanlarından biri de bu.
Et si on fait vraiment les fous, on peut utiliser du fil dentaire, parce que tu vois, c'est ça qui est génial dans le fait d'être enfermé dans un Kmart.
Sorun değil, Kmart'da fiyatı 1.98 dolar.
Oublie ça, ça ne coûte presque rien.
Monsenyör Bava'yla konuşup Kmart'daki yeğenini aramasını istemeliyim.
Je pourrais demander à Monsignor Bava de passer un coup de fil à son neveu à Kmart.
GoBots, Transformersın Kmart'ı gibidir.
Les "GoBots" sont comme le "leader price" des Transformers.
Yapacak daha çok şey var. Wal-mart, K-mart ve Target var.
Il y a le Wal-Mart, le Kmart et le Target, oui?
Annemiz onu Kmart'tan aldı.
Maman lui a acheté chez Frip'Farfouille.
Görüşürüz, Kmart.
A plus, Frip'Farfouille!
Harika plan, Kmart.
Génial ton plan!
Pekala Kmart, bakalım sende neler varmış.
Viens Frip'Farfouille, voyons ce que t'as dans le ventre!
NBC-GE-Universal-Kmart'ın yeni başkan yardımcısı.
Nouveau VP du développement pour NBC / GE / Universal / Kmart.
Kmart artık bize mi ait?
Oh, on appartient à Kmart à présent.
Hiç değilse Kmart'tan büyük olalım.
Je vous parle de grande distribution.
Kmart'a gidip bana Gürültülü ve Hızlı Kamyon setinden alır mısın?
Tu peux passer prendre un circuit Hot Wheels au magasin?
Bütün bildiğim Kmart kapandı ve ağacın altına koyacak hediyem yok.
Les magasins sont fermés et j'ai rien à mettre sous le sapin.
Zaten işten çıktığımda Kmart kapalıydı.
Le magasin était fermé quand j'ai quitté le travail.
Siktiğimin Wal-Mart'a, Kmart'a gidemem.
Je ne peux pas aller chez Wal-Mart ni chez Kmart.
Orada Sears ya da Kmart * var mı?
Ils ont un Liddle ou un Leaderprice là-bas?
"İyi akşamlar Kmart müşterileri"
Les voilà : "Bonjour, chers clients."
Aynı Kmart'ın * Martha Stewart * bölümündeymiş gibi hissediyorum.
On se croirait au rayon feng shui d'un supermarché. Que puis-je pour vous?
Şu anda bir Kmart kafede köşe masada oturuyor olabilirdim.
J'aurais pu aller réveillonner dans une cafétéria.
N'aber Craig? Senin... Ailen sana o ceketi Walmart'tan mı aldı Kmart'tan mı?
Ta famille t'a acheté cette veste en hard-discount?
- Herkesin rafında yer almadan evvel Kmart'ın raflarına koyma fırsatını yakaladığı ezber bozan bir ürün var elimde.
C'est un produit révolutionnaire que Kmart aura la chance d'offrir dans ses magasins avant tout autre concurrent.
Oğlum Kmart'ta ya, ötesi yok.
Mon fils au Kmart!
Birkaçına cevap vereyim.
ça s'est bien passé avec Kmart,
Kmart çok iyi gitti bana pantolon alma pilates yapmak istemiyorum ve ben de seni göreceğim için heyecanlıyım.
Aéroport de Los Angeles Départs ne m'achète pas de pantalon, le pilâtes ne me tente pas et j'ai hâte de te voir, moi aussi.
- Kmart.
K-mart.
Kmart.
Ça, c'est...
- Bu Kmart'tan değil.
- Tu aimes ce costume?
Kmart.
K-Mart.
Böyle bir markette her şeyi yapabilirsin.
Tu peux tout faire dans un Kmart.
Kmart.
C'est incroyable!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]