Kocası Çeviri Fransızca
10,465 parallel translation
O, kardeşinin kocası ve ölü olması gerekiyordu.
C'est le mari de votre soeur. Et il est supposé être mort.
İkinci kocası Ralph Waters'mış.
Dans le désert? Son second mari est Ralph Waters.
Kocasının çocukları dövdüğünü görmediğini söyledi.
Elle n'aurait jamais vu son mari frapper les enfants.
Yakışıklı bir beyazsın. Ama sen çatışmalara girmek ve birinin kocası olmak istiyorsun.
Tu es beau, tu es blanc... mais tu participes à des fusillades et tu veux devenir un petit mari.
Olay şu ki, Eleanor'la yeni kocasının bayram için planları vardır muhtemelen.
Le problème est qu'Eleanor et son nouveau mari, Ont probablement des plans pour ces vacances
- Peki ya yeni kocası?
- Et elle a un nouveau mari?
Kocasıyla bir anlaşmaları var.
Elle et son petit mari ont cet arrangement, tu vois?
- Ne, kocası mı?
- Attends, son mari?
- Bu Peggy'nin kocası Rolf.
C'est le mari de Peggy, Rolf.
Eddie, Karine'in kocası, Ona yardım eli uzattık...
Eddie est le mari de Karine. On lui file un coup de pouce.
Kocası, çocuğunun babası.
Son propre époux, le père de son enfant.
- Kocası ve ailesi ile birlikte.
- Avec son mari et sa famille.
Lisette bana kocasına gelmemek için yalvardığını söyledi.
Lisette m'a dit qu'elle ne voulait pas venir.
Fakat kocasına bunun kralın fermanı olduğu, ona gelmek zorunda olduklarını söyledi. Bu yüzden kendilerine bir kefil bulmak zorundalar yoksa sıkıntı büyük.
Selon le nouveau décret du Roi, s'ils ne trouvent pas de garant, ils seront condamnés.
Daha yeni, sevgilisiyle İtalya'dan döndü. Üstüne üstlük, eski kocası da yeni karısının üstündeyken ölmüş.
Elle était en Italie avec son copain, et son ex-mari est mort au-dessus de sa nouvelle femme.
Kocasının yüzündeki ifadeyi gördün mü?
Tu as vu la tête de son mari?
Lila'yı Rebecca'nın öldürmüş olabileceğini yani kocasına yaptığımız şeyin korkunç bir hata olduğunu mu?
Que Rebecca a peut-être tué Lila, et ce qu'on a fait à son mari était une erreur?
Asher Millstone bir kaç aydı Annalise Keating için çalışıyor müvekkilimi kocasını öldürmekle suçlayan kadın için.
Asher Millstone est l'employé d'Annalise Keating depuis les derniers mois, une femme qui accuse mon client du meurtre de son mari.
Ona kocasıyla ilgili olduğunu söyle.
C'est par rapport à son mari.
Kocasının ailesi beni istemedi.
Son mari n'a pas voulu de moi.
Kocasıyla bir anlaşmaları var.
C'est mon mari.
Constance'ın kocası mısınız?
Vous êtes le mari de Constance?
Bu kadar meşgul olmasam ona iyilik edip kocasının gırtlağını keserdim.
Si je n'étais pas si occupée, je lui aurais rendu service en égorgeant son mari.
Eleanor ve kocasının çevirdiği işler gibi.
Il s'agit plutôt d'Eleanor et de son mari.
Kocası için tüm hayatından vazgeçeceğini söyledi.
Elle a dit qu'elle abandonnerait toute sa vie pour lui.
Ya kocasının her şeyini derneğe vermesi konusundan hoşlanmamışsa?
Et si elle n'aimait le fait qu'il donne tout ce qu'il avait - à sa fondation?
Kocasının nakil ameliyatının ortasına atılıyordur.
C'est bizarre, considérant que son mari est au milieu d'une opération de transplantation.
Kocasını arkada bırakamayız. Onun da yerini belirlemek zorundayız.
Il aura un plan de sortie bien en place.
- Eski kocası kaçan kişi bunu söylüyor.
Dit la personne dont l'ex-mari vient juste de s'évader.
Kocası bakmadığında.
Quand il ne regardait pas.
Kadın bir başkan, kocasını bu göreve atamış olsaydı bu iddiada bulunmayacaktınız.
Vous ne diriez pas ça si une présidente avait nommé son mari.
Ben kocasıyım.
Je suis son mari.
Kocası çabuk teslim oldu.
Le mari s'est rendu facilement.
Phoebe'nin müstakbel kocası.
Le futur mari de Phoebe.
Kocası olduğun zaman.
Quand tu seras son mari.
Dedektif Miller, davalının, yani kocasının itirafını öğrendikten sonra kendisiyle görüşmek istedi.
Après que le sergent Miller a appris la confession de son époux, l'accusé, elle a voulu le voir. En toute illégalité.
Kocasına yaptıklarını göze alırsak.
Après ce qu'elle a fait à son mari...
Güvenilirliği kocasını dövmesiyle beraber sarsıldı.
Le tabassage a affaibli sa crédibilité.
Yani kocanıza bir şüpheliye saldıran bir polis memuru olarak değil de kocasına içerleyen bir eş olarak saldırdınız. Evet.
Vous l'avez attaqué non pas comme un agent de police attaquant un suspect, mais comme une femme face à son mari?
Kate ya da kocası Ricky ile hiç tanıştınız mı?
Connaissez-vous Kate ou son mari Ricky?
- Phoebe'nin gelecekteki kocası, Courtney.
Courtney, le futur mari de Phoebe.
Kocasıymış.
C'est son mari.
Kocasını kurtaracağını düşünüyordu.
Il pensait sauver son mari.
O ben onu yakalamadan önce üç kocasını, dört çocuğunu ve ailenin köpeğini öldürmüş.
Elle, elle a tué trois de ses maris, quatre de ses enfants, et le chien de la famille avant que je la rattrape.
Kocası?
Son père? Mari?
- Grady Hale, Katherine Hale'in kocası oluyor?
Grady Hale mari de Katherine Hale?
Kocasıyla dünyanın en tuhaf kazasında öldü.
Elle et son mari son morts dans un accident foutrement étrange.
- Kocası aldatıyor, o da sorunları bölüyor.
Son mari la trompe. Elle compartimente.
Audrey kocası konusunda haklıydı.
Audrey avait raison au sujet de son mari.
- Kocası mısın?
Vous êtes son mari?
Kocası nasıl?
Comment va son mari?