English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kokusunu alıyorum

Kokusunu alıyorum Çeviri Fransızca

279 parallel translation
Kokusunu alıyorum.
Je le sens.
Kokusunu alıyorum, hissediyorum.
Je le sens.
YaşIı bir adamın ölüm kokusunu alıyorum.
Je crois sentir quelque chose de mort dans le coin.
Görmüyorum ama kokusunu alıyorum.
Je ne vois pas de cochons mais je les sens bougrement!
Bu dairede de belanın kokusunu alıyorum.
Je sens les ennuis ici, dans cet appartement.
Bela. Kokusunu alıyorum.
Je sens les ennuis.
Şunu biliyorsundur, " Tik, tuk, tak, tum, Bir İngiliz'in kokusunu alıyorum.
"Ha, ha!" dit l'Ogre. "Je sens la chair fraîche!"
Sen de yeterince içmişsin, kokusunu alıyorum.
T'as bu. Je le sens à ton haleine.
Hâlâ kokusunu alıyorum.
Je le sens encore.
Ama bu kez, tüm etrafımda kokusunu alıyorum.
- Mais cette fois, je sens l'argent partout autour de moi.
Evlilerin tutkusunun kokusunu alıyorum.
Je sens la passion... conjugale.
Kokusunu alıyorum.
On le sent!
- Yemeğin kokusunu alıyorum.
- Je sens une odeur de nourriture.
- Montgomery'nin kokusunu alıyorum.
- C'est Montgomery.
Duman kokusunu alıyorum. Kahvaltıya oturmuşlar yani.
Je flaire le fumet, ça veut dire qu'ils se sont arrêtés pour le petit-déjeuner.
Şu derinin kokusunu alıyorum, keçeyi hissediyorum.
L'odeur du cuir, la douceur du feutre.
- Kokusunu alıyorum.
- Je peux le sentir.
Fakat üniformalı polisler caddelerde öldürülüyor... Sanki radikallerin kokusunu alıyorum.
Mais des policiers en tenue abattus dans la rue, ça sent l'action des hippies.
- Sanki aslanların kokusunu alıyorum.
- Je peux presque sentir les fauves.
Kokusunu alıyorum. - Buraya gelen ilk ulusal haber ekibiyiz.
Et nous sommes la première équipe de journal télé sur les lieux.
Bataklığın pis kokusunu alıyorum.
Ce que je sens, c'est que ça pue le marécage.
Çiçeklerin kokusunu alıyorum.
Ça sent les fleurs.
Bu yeni bir kıyafet, Lu-Lu. Kokusunu alıyorum.
Ces vêtements sont neufs, je le sens.
Kokusunu alıyorum.
Il est ici quelque part.
- Evet. Bende kokusunu alıyorum.
- Je le sens, moi aussi.
Koç. Ters giden bir şeylerin kokusunu alıyorum.
Coach, il y a quelque chose de pourri au royaume du Danemark.
Eski bir Katolik'in kokusunu alıyorum.
Vous sentez l'ex-catholique de loin.
Buralarda bir yerdeler. Sakızlarının kokusunu alıyorum.
Ils sont pas loin, je sens leur bubble-gum.
Ailenin kokusunu alıyorum.
- Ça sent ta famille à plein nez.
Saçmalamayı kes. Uyanık olduğunu biliyorum. Kokusunu alıyorum.
Arrête ton cinéma, je sais que tu es réveillé.
Ben de senin nefesindeki ucuz viski kokusunu alıyorum.
Eh bien, votre haleine sent le mauvais whisky.
Al'in ayak kokusunu alıyorum.
- Pas ça. L'odeur des pieds d'Al.
O yabancılardan birinin kokusunu alıyorum.
Je sens un de ses étrangers. C'est ça non?
Kokusunu alıyorum. Sıra ona da gelecek.
Je vais lui faire sa fête le moment venu.
- Pembe Camay'in kokusunu alıyorum.
- Je flaire le Camay rose de loin.
evet, kokusunu alıyorum.
Ouais, sentez-moi ça.
Şişman bir farenin kokusunu alıyorum.
Ça pue le rat d'égout.
Umudun kokusunu alıyorum. Değişimin kokusunu.
Je sens l'espoir, le changement.
Kokusunu alıyorum.
C'est le moment idéal pour monter un gros coup.
Bunun kokusunu alıyorum, Dennis!
Je sens l'odeur sur elle.
Ölmüş bedenlerin kokusunu alıyorum. Mükemmel bir koku...
Le doux parfum de la chair grillée à point.
Birileriyle oynaşıyor. Kokusunu alıyorum.
Il a une maîtresse, je le renifle.
Bu evlerin yanından geçerken takım elbise yerine giyilen eşofmanların, video kasetlerin ve bahçelerdeki bekçi köpeklerinin kokusunu alıyorum. Bir de karton kutulardaki önceden pişirilmiş pizzaların kokusunu.
En passant près de ces maisons, je sens une odeur de survêtement, une odeur de cassettes vidéo, de chiens de garde dans le jardin, de pizzas déjà cuites dans leurs boîtes en carton.
Ben unutmayacağım... beyler... o umudun kokusunu alıyorum.
Je ne serai pas celui qui lui fera perdre ses idéaux, messieurs.
- Kokusunu alıyorum.
Je flaire quelque chose.
Kokusunu alıyorum.
Il sent la misère.
Paranın kokusunu alıyorum.
Impeccable.
O kadının kokusunu şimdiden alıyorum. Dandik, Paris'te Bir Gece parfümü. Kokusunu her yerde tanırım!
Je sens son parfum bon marché, je le reconnaîtrais n'importe où.
Tımarhanenin kan kokusunu alıyorum
Clic clac clic Ça sent l'asile psychiatrique
Burnum beni yanıltıyor mu yoksa ünlü et sosunun kokusunu mu alıyorum?
Si mon nez ne me trompe pas, c'est bien ta célèbre sauce à la viande que je sens, non?
Bazen tıraş losyonunun kokusunu bile alıyorum.
Parfois... Je sens même son après-rasage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]