Koşma Çeviri Fransızca
331 parallel translation
Asla kadının peşinden koşma.
Ne jamais lui courir après.
Peşinden koşma. Sorun yok.
Ne cours pas après elle, tout va bien.
Sakın koşma, yoksa kadın olduğunu anlarlar.
Ne courez pas, ils sauront que c'est une femme.
10'a kadar sayınca çık, hemen içeri gir, ama koşma.
À dix, sortez. Entrez vite mais ne courez pas.
Koşma. Dikkatleri üzerine çekme.
Ne te fais pas remarquer.
Bu, koşma, atlama ve sinir etme dallarında bütün dünya rekorlarını kırıyor.
Voilà qui bat tous les records d'effronterie possibles.
Dikkatli ol, merdivenlerde koşma.
Maîtrisez-vous, ne vous précipitez pas.
- Koşma, yürü.
- Cours pas!
Elde edemeyeceğin şeylerin peşinde koşma kızım.
Ne demande pas la lune, mon enfant.
Koşma!
Ne cours pas!
Ne olursa olsun, bir çıngıraklı yılan seni ısırırsa sakın koşma.
Quoi qu'il arrive, ne courez jamais si un crotale vous mord.
Koşma.
Sans courir.
Kimse benden mutluluk peşinde koşma hakkımı alamaz.
Mon droit inaliénable à la poursuite du bonheur!
Koşma. - Niye koşuyorsun?
- Pourquoi tu cours?
Koşma.
Allez, vas-y!
Asla anlaşma peşinde koşma.
Ne jamais se précipiter en affaires.
Bu kadar hızlı koşma!
Cours pas si vite!
Havuzun etrafında koşma.
Ne cours pas autour de la piscine.
Sana koşma diye kaç kez söylendi!
Combien de fois t'a-t-on dit de ne pas traverser en courant?
Ben, kendim, asla bir şeyin peşinden koşma gücüm olmadı.
Moi-même je n'ai jamais eu l'énergie de courir derrière quoi que ce soit.
Onun için hızlı yürü ama koşma.
Alors sors vite, mais sans courir.
Hayır koşma. Bakmayın.
Cours appeler la police.
Yürü, koşma.
Sans courir!
Koşma. Çıkmam gerek.
- Ne cours pas, Frank!
Koşma. Mezarların kokusu yüzünden böyleler.
C'est seulement l'odeur des tombes.
Asla tehlikeli bir hayvana doğru koşma.
Tu ne dois jamais t'élancer au devant d'un animal sauvage.
Ve ateş ettikten sonra, sakın koşma.
Après le coup de feu, ne courez pas.
Bunu Ordu pikniğindeki bir torbayla koşma yarışından kazanmıştım.
Je l'ai gagnée a une course de sac... au dernier pic-nic des forces armées.
Şimdi git. Ve koşma!
Va maintenant, et ne cours pas tant!
Şimdi hatibe koşma sırası sende evladım.
A ton tour d'aller voir le pasteur, mon vieux,
- Niye koşma?
- Pourquoi courir?
Arkana bakma ve koşma.
Ne te retourne pas et ne cours pas.
O diyor ki "Eğer polisler seni yakalarsa bana doğru koşma."
Elle dit "Si les flics appellent, ne vient pas me voir."
Bağırma, koşma, gizlenme, yükselme.
Ne crie pas, ne cours pas ne te planque pas.
Koşma.
Marche.
Bu, iki oyuncunun kaleye koşma resmine benziyor.
On dirait le schéma d'un bon vieux vol de but double.
Üzgünüm. Bu kaleye koşma değil.
Ce n'est pas un vol de but double.
Chandra'yı işe koşma vakti geldi.
Il est temps de lâcher Chandra.
Koşma, koşma!
ne cours pas!
Jogging. ( tempolu koşma ) Son zamanlarda yapıyorum.
Cool, ça marche.
Jamie, sakın koşma.
Ne cours pas!
Dur, koşma!
Arrête de t'enfuir!
Hayır, koşma.
Ne cours pas.
- Onunla koşma gerekiyordu!
Bob, t'es censé courir avec la balle!
Sakın bana koşma artık.
Venez pas me chercher.
Bu konunun peşinde koşma.
Ne continuez pas sur cette voie...
Yardıma koşma fırsatı verdiğin için teşekkürler.
Loué soit le Ciel qui me permet de remplir mes devoirs.
Ne oldu bilmiyorum, koşma ihtiyacı duydum.
Je ne sais pas ce qui m'a pris, il fallait que je coure.
Önüne bakmadan koşma.
Hein, vieux con?
O kadar hızlı koşma Tom!
Pas si vite, Tom!
Bu filmdeki bazı görüntüler ve Jacques Prévert'in yazıp.. .. Joseph Kosma'nın bestelediği dört şarkı, Paul Grimault'ın yönettiği.. .. "Çoban Kız ile Baca Temizleyicisi" adlı filmden alınmıştır.
Certaines images et 4 chansons, écrites par Jacques Prévent et composées par Joseph Kosma, sont extraites de "La Bergère et le Ramoneur", réalisé par Paul Grimault et produit par la compagnie Gémeaux-André Sarrut