English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kryptonite

Kryptonite Çeviri Fransızca

457 parallel translation
Ve Kriptonit onu yok edecek.
Et la Kryptonite le détruira.
Bu Kriptonit.
C'est de la Kryptonite.
Bu makine Kripton taşı ile çalışır.
Cette machine fonctionne avec de Kryptonite.
Kripton taşı buraya konup muayyen bir şekilde ayarlanıp güneş ışığı da içinden geçirilirse bu ışınlar değdiği her metali altın haline getiriyor.
Si la Kryptonite est mise ici, ajustée avec précision et si les rayons du soleil passent à travers elle, elle transformera chaque métal qu'elle touche, en or.
Bu Kripton taşının sayesinde insan rüyalarındaki servete sahip olabilir.
Avec cette Kryptonite, on peut réaliser tous ses rêves
O halde benim vazifem Kripton taşını alıp size getirmek.
Donc, ma mission est de prendre la Kryptonite et vous l'apporter.
Kripton taşı, Arkeoloji Müzesinin kasasında.
La Kryptonite est dans le caveau du Musée d'Archéologie.
- Neden? Biliyorsun Kripton taşıyla ilgili formülleri yalnız baban biliyor.
Tu sais, ton père est le seul qui connaît la formule pour la Kryptonite.
Dostum Çetin bugünkü toplantıda Kripton taşının hangi formülle elde edileceğine dair bazı bilgiler açıkladı.
Mon ami Hetin a donné quelques informations sur les formules de la Kryptonite.
Kripton taşı!
La Kryptonite...
Kripton taşı yahut formülleri kimsenin eline geçmedikçe hiçbir şey olmaz.
Tant que la kryptonite et les formules ne sont pas entre leurs mains, nous n'avons rien à craindre.
Acaba kim Kripton taşıyla bu kadar ilgileniyor.
Qui pourrait être intéressé par la Kryptonite?
Ölmesini istemiyorsan müzedeki Kripton taşını alıp bize getir.
Si vous ne voulez pas le voir mort, Apportez-nous la Kryptonite du Musée.
Babama karşılık Kripton taşını istiyorlar.
Ils veulent la Kryptonite en échange de mon père.
Kızın Kripton taşını hele bir getirmesin...
Si votre fille n'a pas obtenu la Kryptonite...
Kripton taşı böyle caniler yaratacaksa birlik olup onlara karşı koymamız lazım.
Si la Kryptonite suscite la convoitise des méchants, nous devons nous unir contre eux.
Bana soracak olursanız Kripton taşını imha edelim derim.
Si vous me le demandez, je dirais que nous devons détruire la Kryptonite.
Kripton taşının ne şekilde oluştuğunu buldum.
J'ai trouvé comment la Kryptonite est formée.
Atmosferin üst tabakalarında milyarda bir oranında bulunan Kripton gazının Argon gazıyla birleşip Natriyum, Alüminyum, Floratin katalizör vasfıyla taşlaşmasından meydana gelen değer atom ağırlığının % 82.92 atom gram ağırlığında olan ısı azaldıkça turuncuya dönüşen zümrüt yeşili bir taş.
Par la fusion de gaz Kryptonite, ce qui peut se trouver dans les couches supérieures de l'atmosphère. avec un ratio de un sur un milliard, du gaz Argon catalisant du Natrium, Aluminium, Fluor, deviennent donc solides, ayant le poids atomique de 82,92 grammes.
Demek babamı kaçıran ve Kripton taşının peşinde olan sizsiniz.
Donc c'est vous qui avez enlevé mon père et et mainetnant vous voulez la Kryptonite.
Kripton taşının ve formüllerin olduğu çantayı.
Le sac qui contient la Kryptonite et les formules.
- Kriptonit.
Kryptonite.
Sonra lazerler bir kriptonit parçasına kilitlenecek.
La sonde-laser se fixera sur une parcelle de kryptonite.
Kriptonitte bilinmeyen bir element vardı ve Süpermen ölmedi.
Dans la kryptonite, il y une inconnue, et Superman n'est pas mort.
Yani, Marcie vücudumuz kuvvetli olmasa da cinsel kriptonitimiz var.
Nous n'avons peut-être pas la force thoracique, mais nous possédons la kryptonite sexuelle.
Daha kırmızı kriptoniti bile bulmadılar ki.
Ils n'ont pas découvert la Kryptonite rouge.
Söylediklerin doğruysa, Kryptonite getirmemiz büyük şans olmuş demektir...
Si tout ça est vrai, j'ai bien fait d'apporter ma panoplie de Superman!
Süpermen 1,2,3... onlardan.
Je suis du kryptonite.
Beklendiği gibi Kryptonite yarışa lider başladı.
Kryptonite est en tête!
- Yapabilirsin Kryptonite! Bu garanti.
- Fonce, Kryptonite!
Haydi Kryptonite bebeğim.
Vas-y, Kryptonite!
Haydi Kryptonite!
Porte-moi chance!
Haydi oğlum!
Vas-y, Kryptonite!
Kryptonite'e mi oynadı?
Il a parié sur le foutu cheval? Il a parié sur Kryptonite?
Kazanamayız. Lapa da Kryptonite'e oynamış.
On peut pas gagner.
Haydi Kryptonite!
T'es presque arrivé!
Beyaz yıldırım kazandı! Kryptonite tam bir şok yaşattı!
Bouleau Blanc gagne contre le favori!
Sıradan hatunları ancak Kriptonit prezervatifle becerebilir. Ama bu da onu öldürür.
Il ne peut baiser qu'avec une capote en kryptonite, mais ça le tuerait.
Belki aradığımız şey daha ziyade, avcı kriptoniti.
On devrait peut-être chercher quelque chose du genre... - La kryptonite des Tueuses.
Kriptonit öldürür.
- La kryptonite tue.
Ben aslında Superman'in güçlerini emen kırmızı kriptoniti kastediyordum.
Je parlais de la kryptonite rouge qui retire les pouvoirs à Superman.
Yanlış. Güç emen, yeşil kriptonittir.
Faux, la kryptonite dorée retire tous les pouvoirs.
- Kripton taşının formülleri.
La formule de la Kryptonite.
Kriptonit.
Kryptonite!
- Kriptonit bu!
C'est de la kryptonite!
Hepsi Kryptonite'e.
- Oui.
Güzel.
Tout sur Kryptonite.
İşte böyle!
- Vas-y, Kryptonite!
İşte böyle Kryptonite.
- C'est ça, Kryptonite! - Vas-y, Kryptonite!
Lanet olası uğursuz.
Bouillie a parié sur Kryptonite.
Haydi Kryptonite!
Vas-y, Kryptonite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]