Kulûbü Çeviri Fransızca
50 parallel translation
Oscar, Toby ve ben, "Güzel Şeyler Kulûbü" nün kurucu üyeleriyiz.
Oscar, Toby et moi avons fondé le club du raffinement.
Erkeklerle olan ilişkim dışında.. "Güzel Şeyler Kulûbü" en eş cinsel tarafım diyebilirim.
En dehors du sexe avec des hommes, ce club est mon côté le plus gay.
- Vivaldi, "Güzel Şeyler Kulûbü" için. - İşte problem bu zaten,... problem bu işte.
Vivaldi, pour notre club.
"Güzel Şeyler Kulûbü" buradaki en havalı kulûp.
Le club du raffinement est le plus select de cette boîte.
Bak şunu bilmen gerekiyor ki... "Güzel Şeyler Kulûbü" üyesi değilsin.
- Mais tu n'es pas dans le club.
"Güzel Şeyler Kulûbü" ne mi davet ediyorsun beni?
Tu m'invites au club?
- Mardi Gras Kulubü.
- Au club Mardi Gras.
Dalış kulubü etki altında dalma hakkında bir rapor istiyor.
Le club de plongée veut un rapport sur la plongée en état d'ébriété. Voyons voir.
" Gençler okul tenis takımı, İspanyolca Kulubü'nde yazman sekreter...
"Junior au Tennis-Club Universitaire. " Secrétaire du Club Hispanique.
Diogenes kulubü için aranan nitelikler nelerdir?
Quelles sont les conditions d'accès au Diogenes Club?
Mickey Fare Kulubü'nü izledin mi?
Vous regardez Mickey à la télé?
Eğer Kraliyet Coğrafya Kulubü'ne bağışta bulunursak Speke'i kabul etmek zorunda kalacaklar.
Si nous faisons une donation à la société royale de géographie,
Korku kulubü yasaklanmıştır.
Le Club de l'horreur est suspendu.
Geçmişte senin aptallığın yüzünden yapmak istediğim bir çok şeyi senin yüzünden yapamadım... Kitap kulubü, tiyatro sohbet etmek.
Vois-tu, par le passé, ta bêtise... est venue se mettre en travers de plusieurs choses que j'avais très envie de faire, le club de lecture, le théâtre, avoir des conversations.
Hollywood'daki en büyük gece kulubü sahibi o.
C'est le plus gros exploitant de night-clubs d'Hollywood.
Biliyor musunuz, hayatımda ilk defa, umuyorum ki gizli ateşli kızlar kulubü yoktur, çünkü eğer varsa, bahse girerim Brooke benim hakkımda ki kötü şeyleri son buluşmalarında söylemiştir.
Pour la première fois de ma vie, j'espère qu'il n'y a pas de "club secret des canons" parceque s'il y en a un, je parie que Brooke a dit des choses horribles sur moi à la dernière réunion!
Gizli Ateşli Kızlar Kulubü toplantısı başladı.
Le "club secret des canons" est maintenant en séance.
Kelso, gizli ateşli kızlar kulubü diye birşey yok.
Kelso, il n'y a pas de "club secret des canons"
Bu sabah yıldırım çetesiyle birlikte Miami Palms Golf Kulubü'ndeymişsin.
Vous étiez à la foule éclair ce matin, au Miami Palms Country Club?
Çizgi roman kulubü. Bi'kontrol et istersen.
Un club de B.D. Regarde ça.
Fransızca Kulubü veya Birleşmiş Milletler Kurmacası yerine... Neptune Lisesi'nin kendine has milyarder oğlanlar kulübünde benim ne işim var?
Que fais-je dans un club de mecs millionnaires au lieu du club français ou de l'O.N.U?
Koro Kulubü çalışması, efendim.
La répétition de la chorale.
Harold Hundin, ünlü köpek yetiştiricisi ve Papen İlçesi Köpek Yetiştirenler Kulubü başkanı,... 37 yıl, 11 hafta, 5 gün, 1 saat ve 2 dakikalıkken Papen İlçesi Köpek Yetiştirenler Kulübü'ndeki bürosunda birden fazla kez bıçaklanmıştı.
Harold Hundin, un éleveur de chiens renommé et président du club canin du comté de Papen, était âgé de 37 ans, 11 semaines, 5 jours, 1 heure et 2 minutes, quand il fût poignardé à plusieurs reprises dans son bureau du club canin du comté de Papen.
Ne Köpek Yetiştirenler Kulubü ne de polis,... bebek zebranın tuzağa düşürüldüğünü düşünmüyor.
Le club canin ne pense pas qu'elle ait été piégée, et la police non plus.
Yaramaz Kadınlar Gece Kulubü'ne özel üyelik ha?
Une adhésion VIP au club des Vilaines Demoiselles?
Öncelikle şuna adamakıllı striptiz kulubü demedikçe belki çıplak götünü, sapık bir yaşlı herife sürtmeye hazır değilsindir.
Déjà, appelle un chat un chat, c'est du strip-tease, un bar à nichons. Tu n'es pas prête pour te frotter contre un vieux pervers.
Pennybaker Kulubü.
Le Pennybaker Club.
N.A.T Kulubü.
Le club N.A.T.
Kalan herkes Chatswin Taşra Kulubü'nde cilt kanserinin üçüncü evresi için uygun mikroorganizmaları üretirken...
Pendant que tout le monde était en train de cultiver un cancer de la peau au stade terminal au Country Club de Chatswin...
New York'taki bir numaralı yer altı kulubü.
Le club underground n ° 1 de New York.
Birilerinin sonuçlarına katlandığı bir "dövüş kulubü".
Un club de combat, où quelqu'un'autre prend toute la punition.
Golf kulubü üyeleri eski bir dosta veda ederken. Ben yeni bir tanesiyle tanışıyordum...
Pendant que les membres du country club disent au revoir à un ancien ami, je me connectais avec un nouveau...
1985 yılının klasik filmi "Kahvaltı Kulubü" hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alors, qu'est-ce vous pensez du classique de 1985 le "Breakfast Club"?
Tamam, hepsi "Kahvaltı Kulubü" nden bahsediyor.
Ok, ils sont tous en train de parler du "Breakfast Club"
En içten dileklerimizle, Market Kulubü.
Bien à vous, Le club de l'épicerie.
- Evet. Dövüş Kulubü'nün ilk kuralı nedir?
- Quelle est LA règle du fight club?
Adli tabiblik kulubü son teknoloji bir ceset çiftliliği kazanan birine göre çok üzgün görünüyorsun.
Oh, vous avez l'air triste pour quelqu'un que le club scientifique peut maintenant se permettre la ferme dernier cri.
veya kadınlar kulubü ile buluşabiliriz gelecek el işi kermesi detaylarını konuşuruz.
Ou nous pourrions rencontrer le groupe des femmes sur les détails de la prochaine bazar d'artisanat. Beaucoup de choses importantes.
Böylece, Gelincik Kulubü'nden, arkadaşlarıma iyi bir site sordum, onlar da SadeceBirisi.org.'u tavsiye ettiler.
Donc, j'ai demandé à mes amis du Club des Furets un bon site, et ils m'ont suggérés "Justequelqun.org"
Cosima, DYAD harekat odası kulubü.
Cosima, le club de jeu du DYAD, mes ennemis jurés...
Yetişkin bakireler için bir kitap kulubü yöneten komşum Bryn ile.
Avec ma voisine Bryn, qui dirige un club de lecture pour les nones.
Şanslı sperm kulubü, ha?
- Le club des géniteurs blindés!
İngiliz Kulubü'nde renk engeli var.
La politique d'exclusion du club.
Kitap kulubü için mi geldin?
- Salut Mary. T'es là pour le club de lecture?
Hellfire Kulubü?
Le Hellfire Club?
Henry Parish'in masasında defter bulmuştum. İçinde isimler, numaralar vardı. Hepsi Hellfire Kulubü ile alakalı.
J'ai trouvé un registre sur le bureau d'Henry... des noms, des chiffres... tous ramenant au Hellfire Club.
Benim saatlik ücretimden Harlem Gençlik Kulubü'ne.
Donnez tout à la MJC de Harlem.
Bobby'nin arkadaşları Red Taylor ve Kocası kulubü devralıp işletmesi için ona maddi açıdan destek sağladılar.
Les amis de Bobby, Rad Taylor et son mari, vinrent à son aide pour qu'il rachète le club et le dirige.
Paramı kaybettiğim günki hikayeyi daha önce hiç anlatmadım bu yüzden hepsi çok çiğ tamam fakat bil bazen bazı şeyler çok çiğ aynı tavuk kulubü sandviçi gibi tavuk masadaydı
Je n'ai jamais raconté le jour où j'ai perdu tout mon argent, donc c'est vraiment dur. Sache que parfois les choses peuvent être trop crues, comme ce sandwich à la dinde qui a glouglouté à la table.
Kurban en son popüler gece kulubü Ütopya'da görüldü.
La victime a été vue pour la dernière fois à la boite de nuit Utopia.