English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kuru

Kuru Çeviri Fransızca

4,721 parallel translation
Yüzün kabarık, diş etlerin kanlı... Dudakların kuru ve soluk...
T'as le visage bouffi et les gencives en sang et les lèvres sèches et sans éclat.
- Kuru bir deponun nesi var?
- Pourquoi pas un entrepôt à sec?
- Kuru bir sıcağı var.
- C'est vraiment une chaleur sèche.
- Kıyafetini daraltan kuru temizlemeciler hakkında yakınmandan sıkıldım.
Marre de t'entendre te plaindre à propos du nettoyage à sec qui rétrécit tes vêtements.
Arkasına kuru kafa ikonu eklemiş.
Et l'émoticône d'une tête de mort.
Patronumun Leviathan tarafından yenilmesini izledim, kolum kırıldı hayatım için kaçtım, sonunda geri kazanmıştım ve şimdi kuru kafa maskeli biri beni öldürecek.
Mon patron dévoré par un Léviathan, un bras cassé, j'ai refait ma vie. Un mec au masque de crâne de cerf va me tuer.
Ama lütfen şunu bil ki, annenin aksine ben kuru gürültüye pabuç bırakmam, tamam mı?
Mais sache que, sache que contrairement à ta mère, je ne suis pas un pigeon, ok?
Yani bakın kuru temizlemenin bir çok alanı var. Etiketleme, onarma terzilik, ütüleme, toplama -
Comme vous pouvez le voir, il y a beaucoup d'aspects dans une entreprise de nettoyage à sec, le marquage, le traitement, le repassage, la couture, la collection et...
Kuru Sosis.
Charcuterie
Bir keresinde piç kuru...
Une fois, ce fils de...
Ve neden olacak şeyler kuru üzüm ile tavuk?
Et pourquoi tu voudrais fourrer un poulet avec du raisins?
Sinemada gözleri kuru olan tek kişi Maggie'ydi.
La seule personne qui a eu l'oeil sec dans cette maison était Maggie.
Film sepetinde, "Film Kiralama Endüstrisinin Sonu" satışı vardı ve sana altılı "Beden Değiştirme Filmleri" seti ile iki senelik kuru üzüm aldım, hem de 5 dolardan daha ucuza.
Movie Trolley organise une vente "Fin de l'Industrie des Chaines de Magasins Vidéo", alors je t'ai pris six films avec des transferts corporels. et une boite de Raisinets de deux ans d'âge, le tout pour moins de cinq dollars. Super, mec.
Dönüşte kuru temizlemeciye uğrayabilir misin?
Tu pourrais passer par le pressing en rentrant?
Kuru temizleme dükkanı işleten bir adamım.
Un type qui possède un pressing.
Kuru temizleme tanrısı değil miyim?
En tant que Dieu des pressing?
Aşağı anakaradaki bütün marinaların, kuru havuzların ve denizcilik malzemesi satanların listesine ihtiyacım var - Bakıyorum.
J'ai besoin de la liste de toute les marinas, cales sèches et revendeur de bateaux de la côte.
Kuru temizlemeciden çaldığını düşünüyoruz.
On pense qu'il l'a volé dans un pressing.
Birazcık kuru olmuş sadece.
Je veux dire, c'est un peu... c'est un peu sec.
- Cutwright'ın babasının Quantico'da kuru temizlemeci dükkanı var.
Le père de Cutwright possède un pressing à Quantico.
Ve adamın kuru temizlemeci dükkanı olduğunu biliyordu. Oraya adamla yüzleşmeye gitti. Lyla'nın babası dükkanda değildi ama Lyla oradaydı.
Et il savait que le type avait ouvert une boutique de lavage a sec, alors il est allé la-bas pour se le faire le pere de Lyla n'était pas la mais, euh, Lyla l'était je jure devant Dieu, quand vous les gars vous le trouverez
- Peki, tüm bunlar nedir? - Yulaf ezmeli kuru üzüm.
- Des cookies avoine-raisin.
- Berbat döviz kuru.
- Mauvais taux de change.
Evet, onu kuru temizlemeye versen iyi olur.
Ah ouais, tu devrais faire nettoyer ça.
Her yer kuru gözüküyor.
Tout reste sec.
Kuru buz katı karbondioksittir, ve sıcaklığı eski sade su ile yükseltilince... şuna bakın... bu sisi oluşturuyor.
La glace est du dioxyde de carbone solidifié. et quand sa température grimpe à cause d'eau toute simple... Regardez ça... ça crée cette fumée.
Gördüğünüz gibi olay... kuru buz... şimdi, o kuru buz katıdan direkt olarak gaza dönüştü, sıvı halini tamamen atlayarak.
Tu vois, la matière la glace pilée... maintenant, cette glace est partie d'un solide à un un gaz, en passant par l'état liquide entièrement.
Puf, o aptal kuru buz baloncuğu gibi sonsuza kadar kaybolacak.
Voilà, pouf, c'est parti pour toujours juste comme cette stupide neige carbonique.
Kuru temizlemeciyi haftalık ziyaret ettiği bir rutini var.
- La seule routine qu'il a, c'est sa visite hebdomadaire au pressing.
Kostümleri almak için kuru temizlemeciye gitmem gerekiyor.
Je dois aller au pressing pour récupérer les costumes...
Sonra sis makinesi için kuru buz alacağım.
Puis il y a la neige carbonique pour la machine à fumée.
Kuru buzları biraz da sen taşısan?
Tu peux peut-être prendre la neige carbonique?
Bilemiyorum artık sadece kuru gürültü gibi geliyor.
Maintenant, c'est plus que du bruit.
Üç sene içinde kuru erik gibi büzülebilirim.
Je serai tout ridé dans trois ans.
Henry, o lavaboya gittiğimde diş fırçanı kuru bulursam...
Henry, si je rentre dans la salle de bain et que ta brosse à dent est sèche...
Kaguya Hime-sama'nın karşısına geçtiğim an bu yaşlı bedenim sanki kuru pınar tekrar hayata gelmişçesine tir tir titremeye başladı.
À l'instant où la princesse Kaguya me fit face, mon vieux corps fut pris de tremblements, comme si une source tarie jaillissait de nouveau.
Bize iyi bir yer verdiniz yüksek, kuru zemin, mezbaha kokusunun gelmediği.
Vous nous avez donné un bel endroit... Haut, sec, à l'abri de l'odeur de l'abattoir.
Hâlâ bir Mark 48'i kuru ateşleyebilir ve denizaltıyı patlatabilirim.
Je peux toujours tirer à vide un Mark 48 ( torpille ) et souffler le sous-marin.
Yarın sabah 6'da açılacağız. Sıcak kahvaltımız..... sıcak duşumuz, kuru giysilerimiz olacak. İsterseniz biraz kestirebilirsiniz.
Nous ouvrons à 06 h 00 demain, nous avons le petit déjeuner, douche chaude, vêtement sec, vous pourrez piquer un somme.
- Ama yapacağım. Kıyafetlerini kuru temizlemeciye göndermiştim, onları da getiririm.
J'ai envoyé ton costume chez le teinturier.
Evet, makyajını bozmamak için kuru kuru ağlamaya kendini alıştırdı.
Oui. Elle a appris à pleurer sans larmes il y a des années pour éviter de ruiner son maquillage.
Al, sana kuru meyve aldım.
Je t'ai amené des fruits secs.
Doktor, kuru kalmanı söyledi.
Le médecin a dit de garder la plaie au sec.
Yapan hizmetçiydi ; Yatağın altına kuru buz koymuştu.
C'était la femme de chambre ; elle a laissé de la glace sèche sous son lit.
- Kuru da.
Plus sec aussi.
Kuru sıkı.
Cartouches à blanc.
Ama kapanmadan evvel kuru temizlemecideki kıyafetleri almam lazım.
Mais je dois passer au pressing avant la fermeture.
Yulaf ezmesini kuru üzüm olmadan yiyemem!
Je ne peux pas manger mon porridge sans raisins secs!
Kalahari'nin batı ucu öyle kuru ki yaşam imkansız görünüyor.
Près de la bordure ouest du Kalahari, la terre est si sèche qu'il semble impossible que la vie subsiste ici.
Kuru kuyu üzerindeler.
Elles sont placer sur des puits de pétroles non exploitable.
Kuru temizlemeciye uğrar mısın?
Et le pressing?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]