Kurşun Çeviri Fransızca
8,099 parallel translation
Bunu yapmam gerekiyor yoksa kurşun delikleri benim götte sertleşiyor.
Je dois le faire ou mes trous du cul seront tendus.
Kafa yarası olmadan 6 kurşun.
Six balles et pas une seule blessure.
Burda bir kurşun var
40 dollars, tu gardes la balle.
Güya sisteme kurşun bile işlemez olacaktı ama kuran herifler çuvalladı.
Le système aurait dû être blindé, les techniciens ont foiré un truc.
Başındakidaki bir kurşun, başına geleceklerden çok daha iyi.
Une balle dans la tête vaut mieux que ce qui l'attend.
Ama bu Skynet'in kalbine sıkabileceğim tek kurşun.
Mais ceci est ma seule balle. Pour atteindre le cœur de Skynet.
Kurşun geçirmez yelek.
Un gilet pare-balles.
Bir kez daha Savaş Kamyonu'mu Gaz Şehri'nden gaz Kurşun Çiftliği'nden kurşun getirmesi için gönderiyorum.
Aujourd'hui encore, on envois nos War Rig pour nous ramener du pétrole de Gaz Town et des munitions de The Bullet Farm!
Kurşun Çiftliği'ne?
Bullet Farm?
Gaz Şehri ve Kurşun Çiftliği'nden takviye kuvvet istiyorlar.
Ils veulent des renforts de Gas Town et the Bullet Farm.
Kurşun Çiftliği'nden geliyorlar.
Ils viennent de the Bullet Farm. / Ouais?
Kafasına kurşun sık.
Une balle dans le crâne.
Her adama bir kurşun.
un homme, une balle.
bu adam eşimin eski olsaydı, Benim kafatasında kurşun koymak istiyorum.
S'il était l'ex de ma femme, je me tirerais une balle.
Kral Ama dahaOnun hakkında öğrendim Daha o şüphe kurşun Kral'ın yeteneğini Adım.
Plus le roi en apprenait sur lui, plus il doutait des capacités du beau-roi.
Anlaşmayı doldururken kurşun kalem kullanamazsınız.
Tu ne peux pas utilisé un crayon de papier quand tu remplis ça.
"Lütfen kafama kurşun sıkma, Grant" nasıl?
Je te suggère : "Grant, ne m'explose pas la cervelle."
- Yaklaşan olursa göğsüne kurşun yer!
N'approchez pas, ou je vous bute!
Her seferinde geliyor. Kurşun mıknatısı bu.
Un vrai aimant à balles.
Buraya takıldığın için kurşun yiyeceksin, inek.
Tu vas te choper une balle à traîner ici.
Kurşun yokmuş.
Pas de balles!
Kurşun derine değmedi bile.
La balle ne t'a même pas touchée.
Cinna halletmişti. Tabii ki kostümün kurşun geçirmez olacaktı.
Cinna a fait en sorte, bien sûr, que ton costume soit à l'épreuve des balles.
tabancadan daha fazla kurşun çıkarmalısın..
J'irais tenter un autre coup.
Kurşun ve kaos yağmuruna dans ederek giriyor ve dans ederek çıkıyor.
Il arrive en dansant, le chaos s'installe sous une pluie de projectiles, et il repart en dansant.
sonunda Ham'ı buldular ve kurşun yağmuruna tuttular.
Ils ont fini par le truffer de plomb.
Kurşun yaralarıyla dolu olmasına rağmen bir şekilde adamlarımın dördünü öldürüp kaçmayı başarabilmiş.
Il a exécuté quatre de mes hommes et s'en est allé alors qu'on l'avait arrosé de pruneaux.
Kurşun geçirmez yani.
C'est plutôt à l'épreuve des balles.
Üzerimize kurşun yağdırdı.
Un faux mouvement, et...
9 yaşımdayken annemin eşyaları arasında bi kurşun bulup yuttum.
J'avais neuf ans quand j'ai trouvé une balle entre les affaires de maman. ça m'a fait vomir.
Çünkü benim düşman pürüzsüz bir yolda beni Kurşun.
Conduis-moi dans le sentier de la droiture, à cause de mes ennemis.
Tamamen kurşun geçirmez, gizli birkaç kozu da var.
Blindée et quelques gadgets dans les ailes.
Az önce beni kafamdan kerpetenle kurşun çıkartırken gördün.
Vous venez de me voir mettre une pince dans ma tête pour sortir une balle.
Namıdiğer, Kara Kurşun.
Le missile Brown.
O demiri oynatacak olursan evlat bu adama bir sürü kurşun boşaltırım. Babana.
Si tu touches à ta hache, j'aurai encore plein de balles après en avoir logé une... dans ton père.
Çıkarmam gereken bir kurşun var, Bay Brooder bana eşlik edecek.
Je dois extraire une balle. Mr. Brooder m'accompagne.
Kurşun harcamayın.
Economisez vos balles.
Sanırım biri kurşun yemeden Lougle partisi eksik kalıyor.
Ce n'est pas une fête Lougle tant qu'il n'y a pas de coup tiré.
İnsanlar dört kurşun yiyip de kurtulmaz. Böyle bir şey olmaz.
Personne ne se relève après avoir reçu quatre balles, c'est inhumain.
Özellikle kötü hackerler için. Yani kurşun geçirmezdir.
Intrarmour est une entreprise d'hébergement comme une banque suisse, exclusivement pour les chapeaux noirs, alors elle est à l'épreuve de tout.
Kurşun yarası var.
Un des officiers a été touché ;
Hâlâ buraya gelip üzerimize kurşun yağdırabilirler.
Rien ne nous dit que ces gars ne vont pas débarquer ici.
4.numarayı seçtin ve o da Barut Kurşun, Luke.
Vous avez choisi le jeton no 4, c'est-à-dire le taureau Gunpowder et Lead.
Kurşun geçirmez tatlım.
Part balle, bébé.
Ve kurşun geçirmez.
Et il à l'épreuve des balles.
Kurşun gibi bir ağırlık çöktü üzerime. Hiç de istemiyorum henüz uyumayı.
Le poids de la fatigue pèse sur moi comme du plomb et pourtant je ne veux pas dormir.
Birlik komutanları ve birlikler şehir dışında toplanıp kamp kursun.
Rassemble les officiers et les troupes et bivouaquez en périphérie.
- Kurşun Çiftliği.
Bullet Farmer.
Ya kurşun olsaydı o?
C'est quoi, ton problème?
Tek kurşun, tam göğsünden.
Une balle dans la poitrine.
- Benimle neden temas kursun ki?
- Pourquoi il l'aurait fait?