Kârla Çeviri Fransızca
23 parallel translation
Tartışmada, Her Türlü Çiftlik Makinesinden Korkma Bakanı Terence Rattigan'dan saklanmadan sorumlu müsteşardan Timothy Whites'tan sargı paketleri çalıp Yüksek Kârla Satma Bakanlığı'nın yayınladığı cari yılın ticaret rakamlarını sunmasını istedi.
Un peu plus tard, le Ministre Délégué à la Crainte de Toutes les Machines Agricoles a mis au défi le Sous-Secrétaire d'Etat aux Anti-Sir Terence Radigan de fournir les chiffres des ventes de l'année du Ministère des Vols de Paquets de Bandes à Tim Whites pour les Revendre avec un Gros Profit.
Adamlar bütün gün üretim için çalışıyor bu sayede cezaevi müdürü ve güvenilirler... ürünleri, daha fazla soda ve biber almak için market değerinin altında satıyorlar ki bunları daha yüksek kârla satabilme şansı varken.
Ecoutez-moi bien, Willets. Les hommes travaillent aux champs du matin au soir... pour que le Directeur et les Prévôts puissent vendre à bas prix...
İyi bir kârla satın al.
Toutes ses parts, à taux préférentiel.
Ve onları yine o kadar etkileyici bir kârla da sattın.
Que tu as sans doute revendus à des prix exorbitants?
Tabi Belediye Başkan'ı olmaya devam edip, % 50 kârla arazi kiralayabilirsin.
Ben voyons. Comme ça, tu restes maire et tu continues à prêter à 50 % d'intérêt.
Elde edeceğimiz kârla kıyaslandığında önemsiz kalıyor.
Sont insignifiants comparés aux bénéfices.
Edmond "teşekkür notları" hazır tabelanız kârla kapatıldı ve sizin için dolaba biftek koydum.
Les cartes des "Edmonds" sont finies, la table est prête, et il y a du roti de bœuf.
- Evet, ucuza topluyor büyük kârla satıyor. Güzel bir dümen.
Il les collecte à bon marché, les revend avec un énorme profit... c'est une escroquerie rentable.
Bir kaç gün içinde verdiğim yatırım parasını bana 1,000 % kârla yollayacak ve kendi aile servetiyle paylaşacak.
D'ici peu, il me rendra l'argent... avec 1 000 % d'intérêt... - et une part de sa fortune familiale.
- Ona katlanmış bir kârla beraber.
en décuplant nos profits.
Başka bir yerde aldığın daha büyük bir malikâneye mi? Sahte kemo ilaçlarından elde ettiğin kârla?
Un plus gros manoir, quelque part, acheté avec les profits des faux médicaments de chimio?
O adamlar ne kadar düşük kârla çalışıyor biliyor musun sen?
Tu sais quels profits ils font, ces gens?
O araziyi kârla satabilir ve o parayla...
On pourra vendre le terrain à profit et utiliser l'argent...
Kârla alakası yok bunun. Gururla alakalı.
Ça n'est pas pour le profit, mais plus pour la fierté.
Malzemeleri alıp kendimiz yapıyoruz, masrafları ekleyip ve sonra kârla satıyoruz.
On achète les ingrédients, on fait tout nous même, et puis on les vend à profit.
500 dolar kârla kumarhaneden ayrıldın.
Tu es reparti avec 500 dollars.
Tapusunu tuvalette satıp cebinde 15 bin kârla bir sonraki trenle geri döndü.
Il a vendu toutes ses actions dans les toilettes. Il a pu rentrer par le train suivant, avec 15 000 en poche.
Torbacılara % 30 kârla satıyoruz, onlar da % 50 karla.
On la revendra à 30 aux chefs de place.
Yarınki "MyClone" tanıtımı iyi giderse sağlanacak kârla orada size bir şato inşa ederiz.
- Je ne vous le dirai pas. Tout ce passe bien concernant le lancement de MyClone demain, on pourra te construire des châteaux ici grâce aux profits.
Benim kârla hiç işim olmadı.
Le profit n'a jamais été mon moteur.
Yoktan var ettim. Kimsenin beni aşağıya çekmesine izin vermedim ve şirketi iyi bir kârla sattım.
J'ai pris une entreprise sans valeur et je l'ai rendue prospère sans que personne ne me l'empêche pour ensuite la revendre avec un bon profit.
Saf ve ham. Buraya gizlice sokarak inanılmaz bir kârla meslektaşlarıma satabiliriz.
Que nous pouvons acheter au Canada à un prix dérisoire, en la ramenant sous le manteau pour la vendre à mon collègue avec un bon gros bénéfice.
- Az gider, sabit arz ve yüksek kârla mı?
- Peu de frais, forte demande, grosses marges?