English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kârımın

Kârımın Çeviri Fransızca

181 parallel translation
O pislikler kârımın çoğunu alıyorlar.
Ces salauds bouffent mes bénéfices.
Yanına kâr kalacağını mı sanıyordun?
Vous pensiez pouvoir vous en tirer comme ca?
Kâr yüzdesi kazanmak için kumarbaz gibi riski göze alır mısın?
Et prendre une chance sur le pourcentage des bénéfices?
Her banka sahibinin, borç ödenene dek haftada 75 dolarlık açık hesap hakkı olacak. Kârın da üçte birini alacaksınız. Anlaşıldı mı?
Chacun aura un compte courant de $ 75 par semaine, et ensuite un tiers des bénéfices.
İlk kârım senin olacak, sadece senin çünkü kumpanyamın bir parçası olacaksın, değil mi Melina?
Mes preliers gains seront à toi, parce que tu ferais partie de ma troupe, hein, Melina?
Yaptığının yanına kâr kalacağını mı sanıyorsun?
Vous pensez vous en sortir?
Çünkü bu yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması lazım!
Ils doivent être punis pour ce qu'ils ont fait!
Kuşlarını yetiştirip, satmaya devam edebilirsin ama kâr, sosyal yardım fonuna aktarılacak ve sen de kârdan maaş alacaksın.
Continuez à élever et à vendre des oiseaux, mais les profits seront versés à la caisse des prisons, et vous recevrez un salaire sous forme de partage.
Servete! Umarım kârınız da iyi olur.
Vous vous y retrouverez...
Kârın ne kadar olabileceğini bilmiyorum... tam olarak ne kadar harcadığımızı da, fakat olay şu.
Je ne sais pas si on s'y retrouvera... Combien, à peu près? L'important, c'est que ça ait lieu.
Kimse rotacımdan puan yapıp yanına kâr kalmasını bekleyemez.
Sinon elle n'aurait pas pu m'échapper.
Önümüzdeki bir yıldan daha kısa bir süre içinde, net kârımızın 45 milyon dolara kadar çıkacağını tahmin ediyorum.
Je prévois une variation de trésorerie positive totale de 45 millions pour cette année fiscale, soit un an avant la date prévue.
Galiba 1975 yılında yaptığımız kârın, yılın başında yaptığımız kâra bölünmesi baz alınıyor.
Je crois qu'il se basait sur le multiple des revenus de 1 975, avec une période de base en 1 975.
Maaşının % 50'sine, yılın başında yaptığımız kârın % 25'i ilave ediliyor ve sözleşmenin bitiş tarihiyle çarpılıyor.
Je crois que c'était 50 % du salaire plus 25 % des bénéfices de la première année, multipliés par la portion encore valide du contrat.
Çağımızda, üretim insanların ihtiyaçlarını giderme amacıyla değil ; ... kâr elde etme...
La production actuelle ne tente pas de satisfaire aux besoins de l'homme.
Başarılı olursa, kârını bana ödeyecek ve paramı alacağım.
S'il réussit, | il me paiera les intérêts... il me remboursera.
Haklısın. Bizi kârına ortak etmeyen bir adam için neden kahvaltı hazırlayacakmışım ki?
Pourquoi faire le petit-déj'à un homme qui nous cache tout?
Bu iş o kadının yanına kâr kalırsa mahvolurum.
Que le diable m'emporte si elle s'en tire comme ça!
Genelde kazanan takım kâr oranlarını elinde tutar.
Mais d'habitude l'équipe qui mène assure le point d'avance.
Quark bizim maaşımızı bahane edip sadece kendi kârını arttırmak için Arınma Ritüeli'ni kullanıyor.
Quark se sert de ce rituel de purification pour accroître ses bénéfices à nos dépens.
Kârını mı?
Vos bénéfices!
Doktorlar, hocalar kâr etmedi. Her seferinde yine peşinde buldum kendimi.
Médecins, hodjas aucun n'a pu m'aider.
Unutalım. Aslında orayı, vergiden düşmek için satın almış ama sonradan kâr etmeye başlamış.
C'était une déduction fiscale, mais rentable!
Nelle'nin müvekkili. Kârımızı yükseltmek ve Birinci Anayasa Tadilat'ını yürürlükten kaldırmak için harika bir fırsat. Haber değeri yüksek.
se faire mousser en écornant le 1er Amendement au passage.
Kendi meyvelerimizi kendimiz yetiştirip onları burada işliyoruz ve kârımızın yarısını savaş yetimlerine veriyoruz.
On fait pousser des légumes et les transforme ici. La moitié des profits sont versés à des orphelins.
8 dolarlık ıstakoz aldım ki 80 dolarlık kadar büyütüp kârını yiyebileyim.
J'élève un homard à 8 $ et je le mange quand il en vaut 80.
Kâr mı yaptın?
T'as même fait du bénef?
Mali düzensizlikleri biliyordum ama hiç kârım olmuyordu.
J'étais au courant des irrégularités, mais je n'en profitais pas.
Ve eğer göreceğim şeyden hoşlanmazsam... kârımı senin küçük oyun yazarının kemiklerinden ezeceğim.
Et si j'aime pas la pièce, je me referai sur ta dramaturge.
Ağaçlarımızın fiyatını düşürelim. Mesela 30 santimini dört buçuk dolardan satalım. O zaman ağaç başına ortalamamız 31 dolar olur ve yine de 34 dolar 57 sent kâr ederiz.
Le rôle de Hal, le père de Malcolm, a été tout aussi difficile à trouver, jusqu'à l'arrivée de l'unique Bryan Cranston.
Teknik olarak kâr paylaşımını, tek taraflı olarak, yeniden ayarladım diyebiliriz.
Techniquement, on pourrait dire que j'ai rajusté les dividendes unilatéralement.
- Fark etmez. Biri bana gelip de garajıma yasa dışı mallarını koymak istediğini söylerse o kişi ya en yakın dostumdur ya da benim de bir kârım olacaktır.
Quelqu'un me demande de stocker des machins hors-la-loi, soit c'est mon meilleur pote, soit j'ai un truc à gagner dans l'affaire.
Senden para bile almayacağım. Yaratıcılığın ölümünden kâr etmeyeceğim.
Je ne vais pas profiter de la mort de la créativité.
Kendi yaptığın bir kazadan birkaç dolar kâr etmek için böyle bir şey yapar mısın?
Juste pour récupérer quelques dollars alors que tu es en tort?
Kayıtlarınıza bakıp şirketinizin çaba göstermediği benzer olaylar bulursak sadece Bay Hunt'a dava açmakla kalmaz suçta kaynak olarak kullanıldı diye şirketin kârına el koyarız.
Si on audite vos dossiers et qu'on trouve d'autres "oublis", sans efforts de votre part pour rectifier la situation, non seulement M. Hunt sera accusé de mise en danger d'autrui, mais nous saisirons les profits de la compagnie.
Ben bu makinenin yarım kârını aldım, tamam mı?
J'ai acheté la moitié de la machine, dac?
Bunu bana yapabileceğini mi sandın? Yaptıklarının, yanına kâr kalacağını mı sandın?
Tu croyais que je laisserais passer ça?
Güney Amerika yolunu yarılamıştım ama bu yaptığının yanına kâr kalmasına izin veremezdim.
- Tu l'as piégé. Je voguais vers l'Amérique du Sud, mais je ne pouvais pas laisser faire ça, parce qu'on est frères, et qu'on s'aime bien.
Yayından sonra dağıtım işi garantilenirse bunun karşılığında İnanç Mirası Yardım Fonu'na kârın % 5'ini vermeye hazırız.
En échange, nous nous préparons à donner à Faith Heritage 5 % des bénéfices bruts si la distribution est assurée après votre diffusion.
Bu yaptıkları neredeyse yanlarına kâr kalacaktı şayet ben çocuklara el atmasaydım.
Et ils auraient réussi, si je n'avais pas mis à jour cette odieuse machination.
Başka birinden ısmarlamak zorunda kaldım bu yüzden biraz uzun sürdü ama kârınız oldu.
J'ai fini par la commander ailleurs, d'où le retard. Mais t'as économisé des biftons.
Sizinle bu marjı bölüşelim. 30'un yarısını kâr olarak ben alacağım,..
Je partage la différence avec vous.
Star Wars filmi ve diğer telif haklarından elde ettiği kâr ile George Lucas hayalgücünün sınırlarını zorlayacak projelere yatırım yapmaya devam etti. Bunlar film ve ses teknolojisi idi.
La voix de Prowse serait plus tard remplacée par une voix plus menaçante... fournie par l'acteur de formation classique théâtrale James Earl Jones.
İlk kara kadar kârımızın % 50'sini alıyor.
Il touche 50 % des bénéfices jusqu'en hiver.
500'ü geri alacağım... Sizde kârı alacaksınız.
Je reprendrai les 500 £ et vous garderez le bénéfice.
- Kârınızın % 25'ini alırım.
Je prends 25 % des profits.
Bu, yatırım yapmak anlamına geliyordu Ve bu da bir kaç yıl için kârın azalması demekti.
Il s'agissait d'effectuer certains investissements ce qui impliquait la réduction des profits durant quelques années.
Oradan elde ettiğim kârı başka bir şirketi satın almak için kullandım.
J'ai utilisé les bénéfices pour acquérir une société, puis une autre.
- Bu yanına kâr kalır mı sandın?
- Tu crois pouvoir t'en tirer?
Gerçekten mi? "A" sınıfı bir uyuşturucuyu çikolatalı draje gibi yuvarlamanın pek akıl kârı olmadığını bilmiyor musunuz?
En général, ce n'est pas une bonne idée de les prendre comme des Smarties. - Je dois m'allonger.
Böylece Kârımızın % 100'ünün hisse sahiplerine dağıtıldığını açıklıyorum.
Donc j'annonce un dividende de 100 % à tous nos actionnaires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]