Kısaca Çeviri Fransızca
1,452 parallel translation
Lutayev Oleg, kısaca Lutyi
Loutaïev Oleg, en plus court : Louti.
Kısaca, Sabah uyandım
Je me réveille le matin,
Durum kısaca şöyle...
Voici ce qu'il en est :
- Kısaca "Jack" dedikleri oluyor mu?
- Jack?
Kısaca biterim.
Ce sera ma mort.
Tamam, o zaman... kısaca bir toparlayalım.
Bon, alors... en résumé.
Yarışmalarda ana öğe kısaca şu ki, aslına bakarsanız, orada medya var ve o fotoğrafçılar, milyonlarca insanın gözlerini açmayı başarabiliyor.
Un élément clé des compétitions, c'est que les médias y sont... et les photographes ouvrent les yeux de millions de gens.
Kısaca, beni mi izliyorsun?
Ou... étiez-vous en train de me filer?
Kısaca, halletmek zorunda olduğumuz bir mesele...
Je voulais juste clarifier un truc...
Kısaca "p.j.p." I've never heard of it.
"P. J. P." pour faire court.
Yani, kısaca, bana iki sene daha burada olacağımı söylüyorsun.
Alors, finalement, vous me dites que je suis pris ici pour deux ans encore.
Seni kısaca Slickback olarak çağıramazmıyız?
On pourrait raccourcir en Désir?
Söylediklerim, şeye rağmen... tamam, kısaca, kadın cezbediciydi. Demek istiyorum ki, haydi, o...
Enfin...
Kısaca Başkomisere söyleyebileceğim bir şey var mı?
Une info pour le shérif adjoint? Oui.
Ama tembellik ederek "dachshund sausages," ismini kısaca "sosis" diye söyler olmuşlar.
Mais au lieu de "Teckel", ils ont appelé ça "Hot-dog".
Kısaca Miami'nin yeni mafyasılar.
En gros, c'est la nouvelle Mafia de Miami.
Mike, kısaca olay yeri bilgisi istiyorum.
Mike, analysez la scène.
İstediğim kısaca şöyle bir bakmak. Bakalım komisyonun'en çok arananlar'listesinde kimler var.
Je voudrais le feuilleter pour voir la liste noire de la Commission.
Danny kısaca "sağlam" çocuktur.
C'est un type bien, j'en suis certain.
Ya da sana kısaca Zenci General de diyebilirim.
Ou je pourrais t'appeler juste "Nègre Général".
Bana kısaca Zenci deyin.
Appelle-moi "juste nègre".
Kısa Kısaca Zenci.
"Un nègre des plaines court sur pattes".
Kısaca, Bay W kadınlara aksi davranmayı sever.
Malheureusement M. W est grincheux avec les femmes.
Kısaca böyle işte.
C'est ça, en gros.
İlk haberimiz, gösteri dünyasının sevilen ismi Bob Hope, kısaca bugün tekrar hayata döndü, sadece trajik bir motorbisiklet kazasında ölene kadar.
Notre sujet principal : L'artiste bien aimé, Bob Hope, est brièvement revenu à la vie aujourd'hui, pour mourir dans un tragique accident de moto.
Bir beyanat verebilir miyim? Kısaca.
- Est-ce que je peux faire un rapport?
ESF, kısaca söylemek gerekirse.
EVP, Comme les gens les appellent.
Kısaca, tereddüt ettim.
J'ai hésité brièvement.
Kısaca, küçümseme ve hor görmeyi tek heceli cümlelere döküyorum.
En phrases monosyllabiques pleines de dédain et de mépris.
Plan, kısaca şöyle, kızınızı kapatıp yeniden açacağız.
L'idée est de redémarrer votre fille.
Bize kısaca anlatabilir misiniz?
Eh bien, est-ce que vous pourriez brièvement nous décrire à quoi ressemble une de vos journées type au bureau du Procureur?
İki adayımızdan düşüncelerini kısaca açıklamalarını istiyorum
Je vais demander aux candidats de se présenter brièvement.
Ona kısaca Kit derdik.
On l'appelait Kit.
Kısaca, Afrikan bir Amerikalı gibi görünmek istiyorum.
Basiquement, je veux un look afro-américain.
O eski bir dava. Denklemi buraya kısaca yazıyorum.
Je note l'équation ici sous forme contractée.
Kısaca beni ve Johnny'yi üstüne gittiğimiz için suçladı. - ve sinirden köpürdü.
Elle m'a accusé de m'associer avec Johnny contre elle et elle s'est enfuie.
Kısaca bahsetti.
- Il se peut qu'elle l'ait mentionné.
Yani kısaca yardım etmemizi istiyorsun, öyle mi?
Donc, en gros, tu as besoin de notre aide. C'est ça?
Biliyor musun, geçen gün Bir profesörüm... Luthorcorp'u kötü olmakla ve seni de kısaca şeytan olmanla suçladı.
Tu sais, l'autre jour, l'un de mes professeurs... a accusé Luthorcorp d'être l'enfer et toi d'être tout simplement le diable.
Sanırım herzaman şüpheleniyordum. kısaca, Mucizevi kurtarışlar, inanılması zor özürler.
Je pense que j'ai toujours été suspicieuse, les départs rapides, les guérisons miraculeuses, les excuses bidons.
Neyse, kısaca özetleyim... Çok geç.
Bref, pour faire court...
Kısaca. Pekala.
Rapidement.
Bu kızların 48 saat boyunca kapalı bir yerde tutsak edildiklerine dair kanıtlarımız var kısaca orada havasızlıktan boğulmuşlarda diyebiliriz.
A l'évidence, ces femmes ont été séquestrées 48 heures dans un endroit exigu. Elles ont suffoqué.
Kısaca Protestanlık.
Protestant, pour faire simple...
Kısaca özetlersek güç delisi kötü bir üvey anne.
Basiquement, une femme tarée avec des pouvoirs magique de dingue.
Aslında Çekici Mater, ama sen kısaca Mater diyebilirsin.
Comme dans "dro-mater," mais sans le "dro".
Kısaca sizi yer bitirir diyelim, efendim.
Disons que... Elle va vous dévorer.
Kısaca, Gemma.
Gemma, c'est plus court.
Sana sırılsıklam aşık harika bir adamla tanışaca'n.
Tu vas rencontrer un type bien qui sera fou de toi.
Neden bize kısaca özetlemiyorsunuz?
Pourquoi ne nous expliquez vous pas?
İhtiyacım olan tek şey, portakal gibi büyüyen altın sarısı saça sahip güzel kızlardan biriyle tanışmaktı ve böylece tüm zamanların en iyi aşk öykülerinden birini yazacaktım.
J'avais juste besoin de rencontrer une de ces filles qui mûrissaient ici comme des oranges, et alors j'écrirais une histoire d'amour, une des plus belles de tous les temps.