English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kızım

Kızım Çeviri Fransızca

93,168 parallel translation
Başarısız evliliklerim oldu. Kızım benden nefret ediyor.
Tous mes marriages ratés, ma propre fille me déteste.
Kızım bile bunu biliyor.
Même ma fille sait ça.
Doktor, kızımın bir sorunu olmadığını söyledi.
Les médecins ont dit qu'il n'y avait pas de problème avec elle.
- Biliyorum ama kızım hasta. Kreşteyken zatürre olmuş.
Mais elle a attrapé une pneumonie à la crèche.
Ya ben sadece hasta kızımı görmeye gidecektim.
Je voulais juste voir ma gosse.
Biliyor musun, kızım önümüzdeki hafta 1'ine girecek.
Tu sais, ma fille va avoir... elle va avoir un an la semaine prochaine.
Şimdilik, eve kızımın doğum gününe gidiyorum.
Pour l'instant, je rentre chez moi pour l'anniversaire de ma fille.
Smithers, seni kızım Veronica'yla tanıştırmak isterim.
- Aucun trafic. Smithers, voici ma fille, Veronica.
Biliyor musun, kızım oğlunla okula gidecek, sanırım.
Je crois que ma fille va dans le même lycée que ton fils.
Polly'e artık kızım değilsin dedi,
Elle a dit qu'elle n'était plus sa fille.
Şimdi sahaya River Kızlarını ve özel yıldız konukları kızım Josie ve Pussycats'i alkışlarla çağırıyoruz.
Et maintenant, accueillez avec moi sur le terrain nos River Vixens et leurs invitées spéciales, ma fille, Josie et ses Pussycats!
Burası kızım için güvenli bir yer değil baba.
Ce n'est pas sûr pour ma fille, papa.
Kızım Bettina'yı tanıştırabilir miyim?
Puis-je vous présenter ma fille, Bettina?
Bu kırışıklıklar için bir şey yapamaz mıyız?
On peut faire quelque chose pour ces rides?
Sen güzel hizmetçi kızı oynamak istemiştin ben de acuze yaşlı eşi oynayacaktım.
Tu voulais jouer la jolie petite servante, et je devais avoir le rôle de la vieille épouse.
Artık eskiden oynadığımız gibi kadınlara özel filmler çekilmiyor.
Ils ne font plus de films pour femmes. Pas du genre que nous faisions.
Komşu kızını oynayan domates güzelini kozduğum günden beri bütün ekip mecbur bırakıldığımı biliyor.
Depuis que j'ai viré cette tomate qui jouait la voisine, toute l'équipe sait qu'on m'a poussé à le faire.
Lincoln heykelindeki tılsım kırıldığında karşılaştığımız iblis serbest bırakıldı demek oluyor ki birinin planıyla birisi bunu yaptı.
je suppute que le démons auquel nous avons eu à faire a été libéré lorsque le sceau astral de la statue de Lincoln a été brisé. Quelqu'un devait avoir une bonne raison pour agir ainsi.
Aradığımız katil, "Kabin" adlı okültist bir konfederasyon tarafından 1865'te çağrılan bir yaratık.
Ce tueur que nous cherchons... Une créature invoquée en 1865 par un occultiste du nom de Booth.
Öyle zamanlar vardı ki, hatırlar mısın? Kapımızı kilitlemeye bile gerek duymazdık.
Souvenez-vous de l'époque où on laissait nos portes ouvertes...
- Kız mı?
Elle?
Dinleyin, gelecekteki avukatlık ihtiyaçlarınız için bir yıllık izne ayrıldığımı haber vermek istedim.
Si vous comptiez faire appel à moi, je fais une pause d'un an.
Kız arkadaşıma da bir çift almıştım ama ona olmadı Bu mağaza da, işte nereden bileceksin iade almıyormuş.
J'en ai acheté pour une amie, mais elles ne lui vont pas, et le magasin ne les reprend pas.
O kısım inanılmaz rahatsız ediciydi.
Ce fut très douloureux.
Kovmak zorunda kaldığım kızın tırnağı bile etmezler. Buna ne dersin?
Elles ne valent rien face à la fille que j'ai dû virer.
Crawford'la birlikte bana kovdurduğunuz kızın yerine geçecek muhtemel isimler.
Les possibles remplacements de la fille que Crawford et toi m'avez fait virer.
Müvekkillerini kızdırdığımız için sinirli olan avukatlardan dava mektupları.
Des avocats en colère parce qu'on a effrayé leurs clients.
Kişisel olarak bu sıkıntınızı çözerim. banka hesabımı sıfırlamam gerekse bile, ve 13. mıntıkayı, paranın alabileceği en iyi teknoloji yuvası yaparım. ya da inşa ederim, nedenini biliyorsunuz.
Je vais personnellement combler ce trou dans le budget avec mon propre compte en banque, et je vais améliorer le 13ème district avec la meilleure technologie que l'argent peut acheter... ou que je peux créer, parce que,
Kızınıza hak ettiği her şeyi vermeye yetecek yaştayım.
Assez vieux pour offrir à votre fille tout ce qu'elle mérite.
Hastalık numarası yapmasını haysiyetsizce bulmadınız mı?
Vous ne trouvez pas que ça... manquait de dignité? Pretendre être malade?
O çocuğu bulup burdan çıkmanız gerek çünkü açığa çıktık.
Vos gars vont retrouver cet enfant et sortir d'ici car nous sommes grillés, vous m'entendez?
Ayrıca... Bizi düşünüyordum da Archie, ve arkadaşlığımızı, ve artık zamanının...
Tu sais, j'ai beaucoup pensé à nous, Archie.
Parlayan dudaklarımı oku, Justin Gingerlake ( KızılGöl ).
Lis donc sur ces lèvres qui brillent, Rouquin Timberlake.
Birbirimizi tanıdığımız onlara anlatmalıyız, kısa bir süre çıktığımızı bile...
On devrait leur dire qu'on se connaît. Qu'on est même sortis ensemble.
Bakalım sınavımızın mülakat kısmında daha iyi misiniz.
Voyons si vous vous rattrapez à l'entretien. Betty.
Hermione Lodge'ın kızı mı?
La fille d'Hermione Lodge?
Millet, kendimizi sıkıcı sporcu / sanatçı ikileminden kurtaramaz mıyız?
- Il serait temps de se sortir du cliché du footeux tiraillé par sa fibre artistique.
Artık bir River Vixen olduğuma göre ve sen de as takımda olacaksın Güçlü bir çift olacağımız fantezisi var kafamda...
Maintenant que je suis une Vixen et que tu vas jouer dans l'équipe, je nous vois comme ce couple populaire que rien n'arrête.
Bakalım bu gece kızıl aygıra kim binecek görelim.
Voyons qui va monter l'étalon poil de carotte.
Şimdi dürüst olalım. Her zaman bazı tuhaf, sıska, acınası internet trolü tipler kız düşürmek için sürekli bir şeyler yazmakla meşgul olmazlar mı?
C'est sûrement un troll sinistre, minable et décharné de l'Internet trop occupé à rédiger des manifestes pour baiser.
Ben de sana kızıp bağırdığım için üzgünüm.
Pardon de t'avoir crié dessus.
Bu konuşmayı yapmama imkan tanıdığınız için teşekkür ederim ve Kış Balosu'nun kalanının keyfini çıkarın.
Merci de m'avoir écouté ce soir, et profitez bien du reste du bal de Noël.
Şerif, haklarımı biliyorum. Yani bir suçlamada bulunmayacaksanız bu kapıdan çıkıp gideceğim.
Shérif, je connais mes droits, donc à moins que vous m'accusiez de quelque chose, je me dirige vers cette porte.
"Tamam mı canım?" "Saf ve temiz bir kız."
Une fille naïve..
"Alnımın ortasına koyduğum kırmızı nokta yerine geçti."
.. le point rouge du coucher de soleil.
Eğer sadece senin kızın olmasaydım benim için daha az endişelenir miydin?
Arrête ça, Tara.
"Saf ve temiz bir kız." "Tüm günümü çalan bir hırsıza dönüştü." "Alnımın ortasına koyduğum kırmızı nokta yerine geçti."
- Trad par Sissia -
- Çıplaklık sizi rahatsız mı ediyor?
- La nudité vous met mal à l'aise?
Favorilerinin üstüne uzanıyormuş, öyleyse, bu Pippa adlı kız mı?
Elle n'était pas avare de ses charmes, cette Pippa.
- Kız mı, haddimi aşmazsam?
- La fille, je suppose?
Kızı mı demek istiyorsun? Bettina?
Vous voulez dire sa fille, Bettina?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]