English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Laboratuvar

Laboratuvar Çeviri Fransızca

3,987 parallel translation
Yerel suç laboratuvarı Keone'nin kamyonunda bir kahve bardağı bulmuş anlaşılan.
Labo du crime- - il semble qu'ils aient trouvé une tasse de voyage dans le camion de Keone. Il avait encore quelques dans ce café.
Laboratuvar ayrıca bardağın üzerinde senin parmak izini bulmuş.
Le labo a trouvé une empreinte sur le mug.
Bir ABD hükümeti laboratuvarından aldım bir tanesini.
Dont une qui provient d'un labo du gouvernement Américain.
Biri, Brand'in laboratuvarı için diğer ikisi de yerleşim yeri için.
Un pour le labo de Brand et deux pour les campements.
Burada herkes laboratuvar önlüğü giyiyor.
Ils portent des sarraus ici.
Laboratuvar önlüğü giymem.
Je ne mettrai pas un sarrau.
Franklin St0rm'Ia tanışmanızı istiyorum... kendisi laboratuvar müdürümüz.
J'aimerais vous présenter Franklin Storm, le responsable de ce labo.
Sen laboratuvarı, ben alt katı.
Ratissez les labos, je furète la fabrique.
Aslında o kadar iyi ki gece herkes evine gittikten sonra gizlice sette Hyde'ın laboratuvarına girip beher kabına boşalabilirim.
Il marche si bien, en fait, que ce soir, quand tout le monde rentre à la maison, il se peut que je me faufile sur le tournage, dans le laboratoire de Hyde, pour me branler dans un gobelet.
Bugün herkes arkadaşıyla oturdu, biliyorum. Laboratuvar eşlerini ben seçerim.
Je sais qu'aujourd'hui vous vous tenez chacun avec un ami, mais je choisis les partenaires laboratoire.
Her yıl çok özel birini kendime laboratuvar eşi olarak seçerim.
Chaque année, je choisis un étudiant plus spécial pour être Mon assistant de laboratoire.
İstersen laboratuvar da senin.
La pièce. Ton laboratoire, si tu préfères.
Deri hücrelerinin ise öldükten sonra bile büyüdüğünü laboratuvar ortamında gözlemleyebilirsiniz..
Cependant, les cellules de la peau prise après la mort, peuvent se cultiver dans un laboratoire.
- Bilgisayar laboratuvarına başka giriş yok mu peki?
- Il n'y a pas d'autres moyens d'entrer?
Laboratuvarını kullanmasında bir sakınca var mı?
C'est bon si elle s'installe dans ton labo?
- Hayır, laboratuvarı biliyor zaten.
- Elle connait le chemin.
Laboratuvar hazırlandı patron.
Le labo est prêt, chef.
- Laboratuvarıma getirmiş olsaydınız Yenilenme Tankı bunu 20 dakika içinde yapmış olurdu.
Si vous l'aviez amené dans mon labo, le Caisson de Regenération l'aurait fait en 20 minutes.
Strucker'ın laboratuvarında oldukça gelişmiş robot çalışmaları gördüm.
Dans le labo de Strucker j'ai vu des travaux de robotique assez avancés.
- Ne laboratuvarı?
Au labo?
Babanın laboratuvarını?
Le labo de votre père.
- Ben de Dr. Zoe McConnell. - Laboratuvarımıza hoş geldiniz.
- Je suis le Dr Zoe McConnell.
- Laboratuvarımıza hoş geldiniz.
- Bienvenue à notre labo.
Laboratuvarı yarına kadar boşaltmazlar.
Ils vident le labo demain.
- Sence şu an hapis umurumda mı? - Frank, bu sıradan bir laboratuvar deneyi değil. - Biliyorum!
Ce n'est pas une expérience de labo.
Jimmy Amcan seni laboratuvarına götürecek, biraz daha dayan.
L'oncle Jimmy t'emmène avec lui dans son labo.
Şimdi seni laboratuvarıma götürebilirim.
Tu viendras avec moi au labo.
Laboratuvarımın yerini belli etme sakın.
Va-t'en! Ils ne peuvent pas découvrir mon labo.
Onları laboratuvarıma getirmişsin!
J'avais confiance en toi, Henry!
Laboratuvarımın yerini öğrendiler, ama karını bulduğumuzda onun eşyalarıyla yeni bir tane kurabilirim, tamam mı?
Mon labo est perdu, mais je m'en ferai un autre, avec tout l'équipement d'Akan. Quand on ira chercher ta femme tous les deux.
Saat kulesi, patlayan hoparlör sahnesi, Doktor Brown'ın laboratuvarı, alevli tekerlek izleri... ( KEVIN PIKE
La tour de l'horloge, le gag de l'enceinte, le laboratoire de Doc Brown, les lignes de feu.
Anderson'ın adli laboratuvarından.
Du laboratoire médico-légal d ´ Anderson.
Çok fazla kişi fizik kurallarına aykırı doğaüstü güçler gösterdi. Küçük parapsikoloji laboratuvarı, 1976 Kasım ayında, ABD hükümeti tarafından kapatılana kadar 10 yıla kadar bir süre faaliyet gösterdi.
Le petit laboratoire parapsychologie a travaillé pendant près d'une décennie jusqu'à qu'il soit mystérieusement fermé en novembre 1976 par le gouvernement des États-Unis.
Çocukları hemen istedim, ama Henry beklemek istedi çünkü o sıralar Enstitü'yü kurduğu zamanlardı, aynı zamanda bir de araştırma laboratuvarı işi vardı ve bunu kirayı ödeyebilmek için yapıyordu.
Henry ne voulait pas d'enfants tout de suite parce qu'à cette époque, il ouvrait l'Institut. De plus, il faisait de la recherche dans un autre labo, pour assurer notre loyer.
O kapıdan adımını atar atmaz tüm laboratuvar o hisse kapıldı.
Tout le labo a eu cette impression dès qu'il a passé la porte.
- Bu benim laboratuvarım.
C'est mon labo!
Hafıza kartları ve DDA makineleri dolu laboratuvarın sence buna yeter mi?
Votre petit labo avec ses cartes et ses petites machines?
O şeyi laboratuvarın dışına çıkarmalıydık ama bir siville olmazdı.
Pour sortir la chose du labo, un civil ne convenait pas.
- Laboratuvar sonuçları bilgisayarımda.
Les résultats sont sur l'ordinateur. Bien.
Bugün muayenesi ya da laboratuvar testi falan var mıydı?
A-t-il des interventions de prévues? Ou des examens?
FBI laboratuvarı DNA'ye bakar. Yüz tanıma taraması yapar. 24 saate iki ismi de alırız.
Le FBI va travailler sur l'ADN, avec un logiciel de reconnaissance faciale en 24 heures, on devrait avoir les deux noms.
Bana ait bir kimya laboratuvarım var.
J'ai un laboratoire de chimie rien que pour moi.
- İki'nin laboratuvarından.
- Le laboratoire de 2.
Son ders, son fen laboratuvarı.
Le dernier cours de science, le dernier labo.
Bunu laboratuvarına götürüp üzerinde deneyler yaparak ne tür bir hayvana ait ve kaç yaşında olduğunu buradan gelip gelmediğini söylemeni istiyorum.
Je veux que tu amènes ça dans ton laboratoire, et je veux que tu le testes. Tu me diras de quel animal ça vient, quel âge ça a, et si ça vient d'ici.
Laboratuvar bize tamamlanmış hayvanları veriyor, biz de insanlara gösteriyoruz.
Le labo nous apporte des sujets finis et nous les dévoilons au public.
Laboratuvarı boşaltmışlar.
Ils ont fait évacuer le labo.
Birkaç hafta önce laboratuvarın anahtarını kaybettim.
Il y a peu, j'ai perdu ma clé de labo.
Kimya laboratuvarında rastlamıştım, kafamı karıştıran bazı noktaları çözebilmem için okumam gereken isimlerin listesini vermişti işte.
Je l'ai croisé au labo de chimie, il m'a donné une liste d'auteurs à lire pour comprendre les détails obscurs dont je parlais, et...
- Kimya laboratuvarında mıydı?
- Il était au labo de chimie?
Siz bana gelmeyince kadın laboratuvar sonuçlarına dayanarak tutuklama emri çıkarttı.
- Ç'aurait été soit moi, soit cette enquêtrice avec son mandat lorsqu'elle aurait reçu les résultats de son labo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]