English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Lacrosse

Lacrosse Çeviri Fransızca

235 parallel translation
eski dostumuz, arkadaşımız... Lacrosse'da bizimle kalmaya karar verdi... ve zamanını Festus'un hizmetine adayacak.
Un gentilhomme de notre connaissance a décidé de demeurer ici, à Lacrosse, et de se consacrer au théâtre.
Lacrosse'un güzel insanları.
Bonnes gens... Bonnes gens de Lacrosse!
Soytarı'nın Lacrosse'de kalacağını... söylememe gerek yok tabiki.
Nul besoin de vous dire que Scaramouche restera ici, à Lacrosse!
"Soytarı Lacrosse'da mı kalacak!"
"Scaramouche restera ici à Lacrosse!"
- hayır! Burada, Lacrosse'da kalıyoruz.
Nous resterons ici.
Benim... Oyun antrenörüm şöyle derdi :
Et mon entraîneur de lacrosse disait...
Eskiden bende de böyle reddediş sorunu vardı. Sonunda bir park konisiyle dersimi verdiler.
J'ai eu une mauvaise attaque de déni des perdants moi-même... jusqu'à ce que l'équipe de lacrosse me fourre un cône de stationnement au cul.
LACROSSE TAKIM MENEJERİ
Manager de l'équipe de crosse
Ulusal arama ofisinin Lacrosse orta bölgesindeki radar uydusundan.
- Où ça? Sur l'image du satellite radar du Bureau de reconnaissance.
Hadi kıçını tekmeleyelim şunun O bir cross oyuncusu diyorlar. Futbol oynuyor da olabilirdim. Kişiligimle bir ilişkisi yok....
"Oz, la brute qui joue au lacrosse." Je joue au football américain, aussi.
- Sadece ilk cross maçımı seyretmenin tadını çıkarıyorum.
Qu'est-ce que tu fais là? J'assiste à mon 1er match de lacrosse.
Direk olarak iş hayatına atılabilirim... Veya cross oynamaya devam ederim...
Gestion à M.S.U. et j'intégrerai l'équipe de lacrosse.
Üniversite iyi ama çalışmakta öyle. Ayrıca cross oynamayı seviyorum. Ama profesyonel bir oyuncu olacak değilim herhalde.
La gestion, ça va, et j'adore le lacrosse, mais... après, va savoir ce que je ferai.
Onlar... izci kampına birlikte gitmişlerdi ve Bob ile Debbie'yi Kevin tanıştırmıştı.
Ils se sont connus à un camp de Lacrosse. Et Kevin a présenté Debbie à Bob.
İzci kampı mı?
Un camp de Lacrosse?
Üst üste iki yıl lacrosse şampiyonu.
Il a été dans la ligue deux ans de suite.
Lacrosse takımının kaptanı olabilmek için Jeff Traner'i Dottie Lord'un kollarına itti ve Madison Maylands'ı hafta sonunda yalnız bıraktı.
Ce qui a poussé Jeff Traner dans les bras de Dottie Lord, laissant Madison Maylands seul pour son premier week-end depuis qu'il est capitaine de l'équipe de cross.
- Su polosu mu, hokey mi?
Water-polo ou lacrosse?
Siz hokey takımını eğlendirmiyor muydunuz?
Tu ne divertis pas l'équipe de lacrosse?
- "Lacrosse" oynadığını sanıyordum.
Je croyais que tu étais passionnée de Lacrosse
- Lekros, oğlum.
- Lacrosse.
O lakros maçını anlatman çok heyecanlıydı.
Ta couverture de ce match de lacrosse était très excitante
Evet, iki saniyeliğine lakros umurumda oldu.
Ouais. Pendant 2 secondes, j'ai cru que j'en ai eu quelque chose à vous-savez-quoi du lacrosse
- Lakros hikâyesinin zaferini unutma.
N'oublie pas ton triomphe de la couverture du lacrosse
Belki iyi yazabildiğim tek şey lakrostur. Üstelik bu iş bana verilmeden önce adını bile duymamıştım.
Ouais, le lacrosse est peut-être la seule chose sur laquelle je sache écrire et je n'en avais jamais entendu parler avant d'y être assignée
Umarım büyük haber ajanslarında iyi para kazandıran, tam zamanlı lakros yazarlığı pozisyonu vardır. - Sana çikolata lazım.
Avec de la chance, il y aura plein de postes à plein temps super bien payés pour écrire sur le lacrosse, dans les journaux majeurs
Hokey mi?
Lacrosse?
Hep hatırlayacağım şeyler Lacrosse şampiyonları çocuklarla keyifli günler.
Je me souviendrai toujours du championnat de hockey. Tous les jours glorieux avec les gars.
Sonra, iri futbolcular, hokeyciler, dernek başkanları...
Puis les étalons du foot, les étalons de lacrosse... Ies présidents des fraternités, et les gardes des tonnelets...
Bu müzakere kulübü, bu okul yönetimi ve bu da lacrosse oyunun haberi.
Voici le débat, le conseil d'administration
- Tamamdır.
- et le reportage sur le lacrosse.
Dün gece Korsan Lacrosse takımı galibiyet serisine devam etti.
Encore une victoire pour l'équipe des Pirates de lacrosse.
Ve dün geceki lacrosse maçında...
Et le match d'hier soir...
Yoksa Mercedes lacrosse takımını çaktığı için kötü gününde misin?
Mercedes suce-t-elle les joueurs de crosse?
Uh, yeni model Buick i tanıtmak için, alışveriş merkezinde bir modele ihtiyaçları var.
Ils ont besoin d'un mannequin pour la nouvelle Buick Lacrosse au centre commercial de Fairview.
Bayanlar ve baylar, Size göz kamaştırıcı Buick Lacrosse'u sunarım.
Mesdames et Messieurs, je vous présente la fabuleuse Buick Lacrosse.
Lakros maçım var.
Ouais. Bon, écoute, j'ai une partie de lacrosse.
Lacrosse takımının sahamızda ne işi var?
Ok, qu'est-ce que l'équipe de lacrosse fait sur notre terrain.
Lakros sentetik açıklık radarımız, Yongjiri'de tutarlı seviyedeki bu gazla birlikte, orta menzilli 3-5 megatonluk bir nükleer aygıtın varlığını tespit etti.
Notre radar à ouverture synthétique Lacrosse a détecté ce gaz de Yongjiri à des niveaux cohérents avec l'existence d'un engin nucléaire de 3 à 5 mégatonnes, de portée moyenne.
Nihayet Lacrosse takımı sıcak yemek yiyecek.
Ah! L'équipe de crosse aura enfin un repas chaud.
Tabii gelmez. Baş şüphelisin anlamına gelir, Asyalı kardeş. Medya, Duke Üniversitesi'ndeki tecavüz skandalında olduğu gibi, buna da el attığında, akşam haberlerinde kimi kelepçeleyip götüreceklerini sanıyorsun?
Non ça veut simplement dire que tu es le suspect idéal et quand les médias commenceront leur cirque... tu sais, comme ce qui s'est passé à Duke avec ce scandale autour de l'équipe de Lacrosse... *
Tamam AK, şu lacrosse yazısıyla ilgilenecek misin?
A.K., tu te charges du titre de lacrosse?
Yale Lacrosse Takımı Büyük Rakiplerini Ezip Geçti? Tamam.
"L'équipe de lacrosse de Yale assomme les rivaux de la Ligue"?
O kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak.
Je suis à fond. Je vais me faire tellement de fric, mes petits enfants joueront au lacrosse.
Lakros diyorum Liz Lemon.
Au lacrosse, Liz Lemon.
- Gidelim. Nate, çim hokeyi takımının kaptanıdır. Aynı zamanda iyi bir koşucudur.
Nate est le capitaine de son équipe de Lacrosse, il est aussi la star nationale de course à pieds.
Nihayet, Berlin Duvarı'nın yıkılması kadar şaşırtıcı bir haber, 18 yaş altı lakros takımımız 1976'dan beri ilk kez eyalet şampiyonasında ikinci tura yükseldi.
Et enfin, une nouvelle aussi choquante que la chute du mur de Berlin, l'équipe moins de 18 ans de lacrosse accède au 2e tour du championnat du comté pour la 1 re fois depuis 1 976.
Cumartesi günü Bodley kızlarını 5-2 yenen 18 yaş altı Lakros takımımızı bir kez daha tebrik ediyoruz.
Félicitations à nouveau à notre équipe de moins de 18 ans de lacrosse qui a battu les filles de Bodley samedi, 5-2.
- Günün haberi, Abbey Mount lakros şampiyonasında finale ulaştı.
- Et la nouvelle incroyable, c'est qu'Abbey Mount a atteint la finale du championnat de lacrosse.
Annemin lakros takımının kaptanı olduğunu biliyor muydun?
Tu savais que maman était capitaine de l'équipe de lacrosse?
Lacrosse'tan da söz etmen lazım.
- et qui parle de sport.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]