Laden Çeviri Fransızca
507 parallel translation
"Asla ölü bir adamın silahını alma." "Ben... "...
ne ramasse jamais l'arme d'un mort je cœur... ben laden
Yeni hazine şehriniz için abanoz kütükler ve laden ağaçları.
De l'ébène et de la myrrhe pour votre nouvelle cité du trésor.
Asla unutamayacağım günlerden biriydi. Lakers - Knicks karşılaşmasında Osmond Bin Laden'i yakalamıştım.
C'était un de ces jours qu'on oublie jamais Je venais d'arrêter Osmond Bin Laden au match des Lakers-Knicks.
Mutluluk ve gözyaşı dolu
Laden with happiness and tears
Reşit olmamış birini arıyorduk. Usama bin Ladin'i arasanız bile umurumda değil.
Je m'en fous, si vous recherchez Ben Laden.
Hey... Ne var ne yok, Bin Ladin? Aruba duba duba!
Quoi de neuf, Ben Laden?
Görünüşe göre, Taliban ve Bin Ladin en sonunda güçsüz kaldı.
Les Talibans et Ben Laden ont été chassés du pouvoir.
Usame Bin Ladin, El Kaide ve mağaralarda yaşayan bütün piç kurusu kökten dincilerin canı cehenneme.
J'emmerde Oussama ben Laden, Al Qaeda, et ces connards d'attardés qui habitent dans des grottes, ces trous du cul de fondamentalistes partout dans le monde.
Bin Ladin yan tarafa bir uçak daha düşürse bile taşınmayacağım.
Je vais te dire quoi... Ben Laden pourrait en envoyer un autre à la porte à côté, je ne bougerai pas.
ABD, Bin Laden ile Sovyet'leri vurmak için teröristler yetiştirmeye başladı.
Les USA forment Ben Laden et ses amis terroristes à tuer les Soviétiques.
Bin Laden, CIA'de gördüğü eğitimi 3.000 insanı öldürmek için kullandı.
Ben Laden met en pratique les leçons de la CIA, et tue 3000 personnes.
Dallas'ta, Ben Laden hedef olarak kullanılmaya başlandı.
A Dallas, Ben Laden est déja utilisé comme cible.
yaratan Araplar değil, Amerikalılar.
Ben Laden et ses acolytes. Ce sont les Américains.
Size en çok izlenen çizgi filmlerimizden birini izleteyim : Bin Ladin Parçalayıcıda.
Je vous montre notre petit dernier Ben Laden dans un mixer.
Uzmanlara göre, Asabiyah, 2000'deki ABD elçilik binası bombalama olayından sorumlu, Bin Ladin'e en sadık örgütlerden biri.
Ce sont les plus fidèles partisans de Ben Laden. Ils seraient derrière les attentats de l'ambassade américaine.
O zaman Bin Ladin'in kardeşi olmadığımı söyleyebilirsin.
Maintenant que tu sais que je suis pas la soeur de Ben Laden, tu peux en parler.
Ben Osama Bin Laden.
Je suis Oussama Ben Laden.
Masraflar Osama Bin Laden tarafından karşılanmıştır.
Sponsorisé par Oussama Ben Laden.
Bin Ladin bizim misafirimiz.
Ben Laden est notre hôte, il est musulman.
Bin Ladin ve Molla Ömer kaçtılar.
Ben Laden et Mollah Omar sont en fuite.
Ya Usame Bin Ladin değilse?
Si ce n'était pas Osama bin Laden?
Bin Ladin veya Timothy McVeigh olmayabilir.
Ce n'est peut-être ni bin Laden, ni Timothy McVeigh.
Usame Bin Ladin gibi adamlar başka biri gibi görünebilecek.
Oussama ben Laden pourrait changer d'apparence.
Tanrım. Bin Laden'in damatlarından biri elimizde ve haberimiz yoktu.
On a un des beaux-fils de Ben Laden et on l'ignorait.
Bin Laden'in onun ölüm emrini verdiği öğrenince bülbül gibi ötecektir. Bu sayede belki bir 11 Eylülü daha önleriz.
Oui, mais une fois que le beau-fils apprendra que Ben Laden a voulu le faire tuer, il chantera comme un oiseau au paradis et évitera peut-être un autre 11 septembre.
Bin Laden, El Cezire'de başkanın top taşıyıcılarını nasıl öldürdüm diye övünüyorsa hiç şaşırmam.
Je ne serais pas surpris d'entendre Ben Laden sur Al-Jazeera se vanter d'avoir refroidi les porteurs du Président.
- Geçen gün adı Bin Ladin'di.
- L'autre, c'était du Ben Laden.
İsmi Aymen el Zevahiri'ydi ve Zevahiri Usame Bin Ladin'in akıl hocası olacaktı.
Son nom : Ayman al-Zawahiri. Zawahiri devint plus tard le mentor d'Oussama Ben Laden.
Azzam'ın en yakın yaverlerinden biri de bir Suudi idi :
L'un des principaux soutiens d'Azzam était saoudien. Il se nommait Oussama Ben Laden.
Bunu yapmak için, Azzam'dan uzakta, Usame bin Ladin ve parasını baştan çıkardı.
Pour ce faire, il gagna les faveurs et l'argent d'Oussama Ben Laden, aux dépens d'Azzam.
Bin Ladin'e emir olabileceğine, Zevahiri'nin ufak uç grubu İslami Cihat'a lider olabileceğine dair söz vermişti.
Il promit à Ben Laden le titre d'émir, de meneur du groupuscule islamiste de Zawahiri, le Jihad islamique.
Bin Ladin ve diğerleri, bundan böyle kendi cihatlarını başlatmıştı.
À partir de ce moment, Ben Laden et les autres ont commencé à mener leur propre Jihad.
Aymen el Zevahiri, Bin Ladin ile beraber Sudan'daki bu çiftliği, üs yaptılar.
Ayman Zawahiri et Ben Laden s'étaient installés dans cette ferme, au Soudan.
1997 itibariyle, Bin Ladin ve Aymen el Zevahiri 10 yıl önce ilk tanıştıkları yere, Afganistan'a dönmüşlerdi.
En 1997, Ben Laden et Zawahiri étaient de retour en Afghanistan, là où ils s'étaient rencontrés dix ans plus tôt.
Mayıs 1998'de, Bin Ladin ile Zevahiri, yeni bir cihat çağrısı yapacakları basın konferansını izlemeleri için, bir grup gazeteciyi davet etti.
En mai 1998, Ben Laden et Zawahiri convièrent un groupe de journalistes à une conférence de presse, où ils annoncèrent le début d'un nouveau Jihad.
Bin Ladin ile Zevahiri'nin yapmak üzere oldukları şey dramatik bir biçimde, yeni muhafazakâr hareketini de etkileyecekti.
Ce que Zawahiri et Ben Laden se préparaient à faire allait bouleverser considérablement l'avenir du mouvement néoconservateur.
Usame bin Ladin, 90'lı yılların sonunda Afganistan'a geri döndü.
Fin 1990, Oussama Ben Laden était de retour en Afghanistan.
Bin Ladin ile Zevahiri, bu yeni stratejiyi Ağustos 1998'de uygulamaya başladılar.
Zawahiri et Ben Laden commencèrent à employer cette nouvelle stratégie en août 1998.
Bin Ladin ismi, ilk kez toplumun bilincine terörist bir yönetici olarak girmiş oldu.
Pour la première fois, le nom de Ben Laden était associé au cerveau d'un groupe terroriste.
İntihar bombacıları, Afganistan'daki İslamcı kamplardan, Bin Ladin tarafından işe alınmışlardı.
Ben Laden avait recruté les kamikazes dans des camps d'entraînement afghans.
Onun ve Zevahiri'nin operasyonu İslami hareketi cephesinde fazla aşırı bulunmuştu.
Mais pour élaborer leur projet, Ben Laden et Zawahiri se retrouvèrent isolés du reste du mouvement.
Bu kamplarda bulunan savaşçıların ezici çoğunluğunun, ne Bin Ladin ile ne de uluslararası terörizmle, uzaktan yakından bir alakası yoktu.
La grande majorité des combattants de ces camps n'avait aucun lien avec Ben Laden ou le terrorisme international.
Bin Ladin, kamplara para yardımında bulundu ve bunun bir dönüşü olarak da kendi operasyonları için gönüllüler seçmesine izin verildi ama Zevahiri'nin kendi grubu İslami Cihat da dahil olmak üzere üst düzey İslamcılar, yeni stratejisine karşı çıkıyorlardı.
En échange de son argent, Ben Laden fut autorisé à recruter des volontaires pour ses opérations. De nombreux ténors du mouvement s'élevèrent contre sa nouvelle stratégie, y compris au sein du groupe de Zawahiri, le Jihad islamique.
Hatta Bin Ladin'in Batı Medyasındaki güçlü görünümü bile sahteydi.
Même les démonstrations de force de Ben Laden étaient truquées.
Bin Ladin'in Amerikalılar onun için bir tane icat edinceye kadar, küçük bir grubun ötesinde herhangi bir organizasyonu yoktu.
En dehors de son groupuscule, Ben Laden n'avait aucune réelle organisation. Jusqu'à ce que les États-Unis lui en inventent une.
Amerikanlar zaten Bin Ladin'i kovuşturmaya karar vermişti.
Mais malgré son absence, les Américains souhaitaient également poursuivre Ben Laden.
Ve örgüt için olan kanıt Bin Ladin'in eski ortaklarından onlara, Cemal el-Fadl tarafından sağlanmıştı.
Les preuves de l'existence d'une telle organisation allaient être fournies par Jamal al-Fadl, un ancien associé de Ben Laden.
1998 soruşturmaları sırasında, bir bilinmeyen kaynak vardı bir dizi Orta Doğu gizli servisinin etrafından geçmiş 90'ların başında Bin Ladin'in yanında bulunmuş Sudanlı militan Cemal el-Fadl.
Pendant l'enquête sur les attentats de 98, Jamal al-Fadl, un militant soudanais qui a travaillé avec Ben Laden au début des années 90, devient une source d'informations inattendue qui passe par tous les services secrets du Moyen-Orient.
İkisini birlikte koyup Bin Ladin'in mi El Kaide'nin mi ilk efsane olduğunu görmek.
En s'arrangeant bien, on obtenait le premier mythe de Ben Laden, le mythe Al-Qaida.
El-Fadl'ın Amerikanlar için çizdiği Bin Ladin resmi organize bir kontrol ağına sahip büyük terör örgütünün başındaki güçlü bir figürdü.
Al-Fadl décrivit Ben Laden comme un personnage tout-puissant à la tête d'un gigantesque réseau terroriste à la hiérarchie parfaitement organisée.
Bin Laden.
Ben Laden.