English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Lara

Lara Çeviri Fransızca

10,926 parallel translation
O gece size yemeğe geldiğimizde, bana "Çektiğimiz bütün sıkıntılara değiyor." demiştin.
Le soir où on est venus dîner, tu m'as dit : "Avec elle, le jeu en vaut la chandelle."
Hatta bir kişi, Tracy'nin toplantılara gelmeyi senin yüzünden kestiğini söyledi.
Un d'eux a même dit que vous étiez la raison pour laquelle Tracy a arrêté de venir aux réunions.
- Senden 13 ay büyüğüm, yaşlılara saygı göster.
13 mois de plus que toi, Alors montre à ton aîné du respect.
Evet, ya o ya da yaşadığı travma onu güçlü avcılara karşı kırılgan yaptı.
C'est soit ça, soit le traumatisme de son retour depuis le vide l'a rendue vulnérable à un puissant prédateur.
Merhaba Walden. Nasılsın? Ayrıntılara giremem ama keşke daha iyi bir koca olsaydım sana.
Je ne peux pas entrer dans les détails, mais je voulais... je voulais juste te dire que j'aurais aimé être un meilleur mari.
Beni buraya getiren kaçakçılara çok borcum vardı.
Je dois beaucoup d'argent aux trafiquants qui m'ont amenée ici.
Yani nasıl bir ayak bu ayakkabılara sığabilir?
- Quels pieds rentrent là-dedans?
Günümüzde ki sanatçılara peşin alkış gerekiyor.
- Oui. - Oui. de chanter Heidenröslein.
Amerikalılara neden bu kadar şaşırıyorsun?
Pourquoi ils sont si surpris?
Bu eğitimin amacı Afgan'lara, memleketlerinde uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele ve gözlemlerde yardımcı olmak.
L'entrainement de la DEA est supposé aider les afghans à combattre le trafic de drogue et effectuer des surveillances de retour au pays.
- Ayrıntılara girmedik.
Pas les détails. Très bien.
Biyoçiple o kadar meşguldüm ki kendimi saldırılara karşı savunmasız bıraktım. O zaman karşılık verin.
J'étais si concentré sur la biopuce que je me suis fragilisé.
Her gün toplantılara beni annem götürürdü.
Tous les jours, ma mère m'accompagnait aux réunions.
Birkaç maç sonra Play-Off'lara çıkmış olacağız.
Et on est plus qu'à quelques victoires de jouer les playoffs. - Vraiment?
Beraberlik, Amerikalılara özgü bir şey değil.
Les égalités sont anti-Américaines.
Trajik hayatlarının sonunda zavallılara... bir an olsun huzur vermek içindi.
C'était pour donner à ces pauvres âmes un moment de paix à la fin de leurs vies tragiques.
Sen ve arkadaşların beni Fransızlara tutuklattırdıktan sonra, beni İranlılara teslim ettiler.
Après que vous et vos amis m'ayez fait arrêter par les Français, ils m'ont livré aux Iraniens.
Sırp'lara istihbarat bilgilerini sattığından şüphelendiği kişileri belirlerdi.
Il identifiait les suspects possibles. Nous pensions Qu'il essayait de vendre des renseignements aux serbes.
Biz yancılara, yancılar da Rep'e hesap verir.
On répond aux Bullets, et les Bullets répondent au Rep,
Çünkü onun seviyesinde yaşayamadığımdan onu da aşağılara çekmiştim.
Car tu ne peux pas t'élever à leur niveau, donc tu les redescends au tien.
Bu yüzden Amerikalılara saldırıp tüm aileyi cezalandırıyor.
Pour ça qu'il s'en prend à des américains et punit toute la famille.
Toplantılara gidiyorum.
Je vais aux réunions.
Şimdi biraz şeker alın bende bakıcılara söyleyeyim de anne ve babanıza haber versinler.
Allé, prenez quelques bonbons. Pendant ce temps, je vais demander aux infirmières de prévenir vos parents.
Bak bu çocuklar onlar... onlar sayılara ve neticelere inanıyorlar.
Tu vois, ces gars, ils... Ils croient aux nombres. Et en leurs résultats.
Frank Costello tüm bağlantılara sahip ve sistemle oynamasını biliyor.
Frank Costello, et ses relations, celui qui sait contourner le système.
Dedektif Struk'a, Kathie'yi son gördüğünüz Pazar gecesi onu istasyona bıraktığınızı... sonra da bir içki içmek için Mayer'lara gittiğinizi söylemişsiniz.
Vous avez dit au détective Struk que le dernier dimanche où vous avez vu Kathie, vous l'avez laissée à la gare. Jarecki : Puis vous êtes allé chez les Mayer boire un verre.
Rüzgâr hızı ve akıntılara dayanarak Kono'nun hareketini hesapladım.
J'ai donc simulé le parcours de Kono en me basant sur la vitesse du vent et des courants.
Çünkü tutarsız beyanatlara veya savcılara, polislere bakınca... bunun ötesinde bir şey olduğunu anlıyordum.
Parce que je sentais, en voyant les déclarations contradictoires entre le parquet et les policiers, qu'il y avait quelque chose qui se cachait.
Onun gelecekte çekeceği acılara engel oluyorsun.
Vous lui avez sauvée de tant de souffrance dans son avenir.
Yabancılara adımı söylemem.
Je ne dis pas mon nom aux étrangers.
Yabancılara, babamın FBI'da çalıştığını söylüyorum.
Je dis aux étrangers que mon papa travaille au FBI. Intelligente.
Neden gidip bu işi gerçek avcılara bırakmıyorsun? Ajanlar!
Dégage d'ici, et laisse les vrais chasseurs faire le boulot.
Oksi'yi ön kapıdan rahatça getirtir. Keser sonra da arka kapıdan, dağıtıcılara gönderir.
Apporter l'Oxy légalement, la couper, et la renvoyer par derrière aux dealers.
Sadece bulduğum gerçeklere ve geri kazandığım anılara inanacağım.
Seulement la vérité que je trouverai. Je croirai que mes souvenirs retrouvés.
- Sence bunu o alacaklılara da yapar mı?
Tu penses qu'il va faire ça avec les créditeurs?
Diğer alacaklılara zorbalık yaptılar, tüm borcu üstlendiler ve 8 hafta boyunca geri duracaklar.
Ils ont fait peur aux autres créditeurs, racheté leur dette et ils restent en retrait pour huit semaines.
Liste burada. Ama bu çalışanlarımızdan birinden Amerikalılara açılış hediyesi gibi bir şey.
Voilà la liste, mais ça a l'air d'une offre de l'un de nos agents aux Américains.
Eski topraklarımızdaki cadılara ne olduğunu merak ettin mi hiç? İskitler, Macarlar, Roma?
Ne t'es-tu jamais demandé ce qui est arrivé aux sorcières dans les anciennes contrées... les Scythes, les Magyars, les Gitanes?
Uyarıcılara karşı tepki vermiyor.
Et il ne répond pas aux stimuli douloureux.
Savaştığımız Votan'lara benzemiyordun.
Tu n'étais pas comme les Votans que nous combattions.
Çubuğu ana bağlantılara kadar üst direğin içine yerleştirin.
Insérez la tige dans le poteau du haut jusqu'au clic.
Bak, bu ayakkabılara ihtiyacın olmaz, değil mi?
Tu as besoin de ces chaussures?
Ama bu saldırılara maruz kalman beni öfkelendiriyor.
Mais je déteste te voir encaisser ces attaques.
Yabancılara hep yardım eder misiniz böyle?
Vous aidez toujours les étrangers?
Sıcaklık 40'lara varıyor.
♪ Températures dans les trente sept ♪
Sıcaklık 40'lara varıyor.
♪ La température monte à 30 ♪
Bazen rahatsız ediyor ama bunu toplantılara taşımıyorum. Sakin olalım!
Il y a des choses dont on pourrait parler mais je les laisse à la porte des réunions.
Bizi ayakçılara ve tahsildarlara çevirdi.
Il nous a transformés en garçons de courses et livreurs.
Bütün derdim algılara meydan okumak.
Je me concentre sur la perception.
Sözler şöyle : # Yabancılara aşk şarkıları çalmak oldu işim
La chanson dit : ♪ Playing love songs to strangers ♪
Ivanovich'in elmasları sakladığı yeri bulabilirsek belki bizi kaçakçılara götürebilir.
Si nous pouvons trouver où Ivanovich a planqué ces diamants, peut-être que cela nous mènera aux trafiquants.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]