Laugh Çeviri Fransızca
58 parallel translation
# Aşırılığa düşebilirsin
You can laugh when your dreams
Rowan Martin's Laugh - ln.
La police... Eclats de rire!
Beni etkilemez, çoğu insan şu anda dizi seyrediyor.
Ma réputation est sauve auprès du public de Laugh In.
Make Me Laugh'ın sunucusuydu.
Qui est Bobby Van? L'animateur de "Fais-moi Rire".
How the winds are laughing, they laugh with all their might laugh and laugh the whole day through...
Comme les nuages rigolent, ils rigolent de toute leur puissance ils rigolent toute la journée...
Tamamen koparıyor!
C'est du Laugh-In!
back from the last place that I wanted to fake you laugh with me, shout, scream now tell me you're staying
back from the last place that I wanted to fake you laugh with me, shout, scream now tell me you re staying
Onu kahkahalarla güldürdüğümü hiç sanmıyorum ve mizah duygum olduğunu biliyorum, insanları güldürebilirim.
I do not think I have ever did laugh out loud and I know that it is capable to make people laugh.
# Gülüp geçmek istedim buna #
# I try to laugh about it #
Stern'in patronuna bağırması. Nixon'un Laugh-ln'deki "elinden geleni ardına koyma" sı.
Nixon "sock it to me" dans "Laugh-In".
Hayır! "Laugh In" programının ilk kadın senaristi.
Non! C'est la première scénariste de Laugh'in.
You could laugh and sing and dance as gaily as an elf.
Tu pourras rire, chanter et danser aussi joyeusement qu'un elfe.
"Laugh Laugh Daddy".
"Laugh Laugh Daddy".
Biz kazandık!
On a gagné? - Non, Laugh Out Loud!
- Çabuk geri gel. * Eğlence bittiğinde *
When the laugh is over
* Çok sever gülmeyi * * Çok sever şarkı söylemeyi *
She loves to laugh She loves to sing
CREW LAUGH
RIRE DE L'ÉQUIPE DE TOURNAGE
Şişmanların espri anlayışı zayıf ve zayıflarda ise hiç espri anlayışı yok! Ve ölümsüz Tanrı'nın sözleri ile Samuel J. Snodgrass giyotine yollanmak üzereydi... * Güldür onları, güldür onları *
Les grands ont peu d'humour et les petits aucun! sur le point d'être guillotiné... make em laugh
* Bilmiyor musun, herkes gülmek ister * * Babam dedi ki, " aktör ol, oğlum *
Don't you know everyone wants to laugh my son
* Eleştirmenleri kafalarsın, yeme hiçbir şey * * Kay muz kabuğunda, dünya ayaklarının altında * * Güldür onları, güldür onları, güldür onları, güldür onları *
And you can charm the critics and have nothin'to eat the world s at your feet make em laugh
* Güldür, güldür onları *
Make'em... Make'em laugh
* Bilmiyor musun, herkes gülmek ister * * Dedem dedi ki, " git bir fıkra anlat onlara *
Don't you know everyone wants to laugh go out and tell em a joke
* Sonra ye suratına koca bir kremalı pasta * * Güldür onları, güldür onları * * Güldür onları, güldür onları *
And then you get a great big custard pie in the face make em laugh
* Güldür onları, güldür onları *
make em laugh
* Bilmiyor musun, herkes gülmek ister *
Don't you know everyone wants to laugh
* Güldür onları *
Make'em laugh
* Güldür onları, güldür onları *
Make'em laugh Make'em laugh
- ♪ That makes me laugh ♪
- ♪ That makes me laugh ♪
* Bana öğretti umursamamayı, insanlar bana güldüğünde *
He taught me how to turn my cheek When people laugh at me.
- Madem kahkaha atıyorsun,.. ... neden adam gibi kahkaha atmıyorsun? Neden söylüyorsun ki?
Si tu veux "laugh out loud", autant rire aux éclats.
Korkaklar, Beni güldürüyorsunuz ( laugh )!
lâches, vous me faites rire!
Taking t'piss out you is going give Ashley something to laugh about.
Content d'avoir fait au moins rire Ashley.
Adamım, dün gece laugh factory'de şovunu gördüm.
Mec, j'ai vu ton spectacle à la laugh factory hier soir.
"Lulz" lol yani "laugh out loud" ( sesli gülmek )'ın bozularak aldığı hal.
"Lulz" est un dérivé de lol, qui signifie "mort de rire".
* İdare edebildiğini sanıyorsun beni, son gülenin sen olduğunu *
♪ you think you got the best of me ♪ ♪ you think you had the last laugh ♪
* Üzülürüm sandın, daha da gülümsüyorum oysa *
♪ you thought that l'd be sad without you ♪ ♪ I laugh harder ♪
- Laugh Circuit demek.
- Le Laugh Circuit?
* Güldürme beni!
♪ don t make me laugh!
Son gülen sensin, tadını çıkar.
Donc, hey, apprécis "The last laugh" ( film )
Tıpkı yeni komedi dizisi Laugh-In'deki gibi.
C'est comme dans cette série qu'on a vu l'autre fois, Mort de rire.
Herkes espriler yaparken, gülmek için uğraştım.
I struggled to laugh when the whole room was joking
Ben de "Make'em Laugh" ı La Minör'de harika söylerdim.
Je chantais "Make'Em Laugh" à la perfection.
# Görebiliyorum bana güldüklerini #
♪ I can see them laugh at me
# Güldüren ve ağlatan adam var #
♪ Laugh and cry
Gül benimle arkadaş...
♪ Laugh with me, buddy ♪
It made him laugh. ( Ca l'a fait rire )
♪ Ca l'a fait rire
* Ama uygunum eğlenmeye *
l'm good for a laugh
"Make'em Laugh"?
- Make'em Laugh?
Kıyafetlerini çıkarman lazım, sırılsıklam oldun!
Elle est en train de rigoles ( Is She Havin'A Laugh? )
Bunu ona kendim söylemeliyim.
( wry laugh ) J'ai besoin de lui dire moi même.
# Ay görünürse gülüp geçeceğim #
♪ Hiding place ♪ ♪ If I see the moon, l'll just laugh it up ♪