English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Lennox

Lennox Çeviri Fransızca

554 parallel translation
Lennox Caddesi boyunca yürümek çocukların senin için çıldırıp gururlanması Dünya şampiyonluğu, tüm dünyanın seni tanıması...
On descend Lennox Avenue, les gamins sont fiers de toi, un champion aux yeux du monde entier.
Tony'nin güzel bir fikri var.
Tony Lennox a eu une idée fantastique.
Dr. Lennox, hastanede benimle ilgilenen, gerçekten iyi adamdı. En az on defa söyledi.
Le Dr Lennox, ce chic type qui me soignait là-bas, il m'a dit au moins dix fois :
Orada bana iyi davrandılar. Şu doktor vardı, Dr. Lennox.
On m'a bien traité là-bas.
Bana karşı çok nazikti.
Le Dr Lennox a été bon pour moi.
Dr. Lennox da yapabilmem için yardım etmelerini sağladı.
Le Dr Lennox m'y a aidé.
Şu Doktor, Lennox... ona tüm hayat hikayemi anlattım. Neredeyse doğduğumdan berisini.
Ce Dr Lennox, je lui ai raconté ma vie depuis le début.
Evet. Doktor Lennox'tan kendisine yazılmış bir tavsiye mektubum var.
J'ai une lettre du Dr Lennox.
Dr. Lennox'tan mektupla gelen ilk sen değilsin.
Vous n'êtes pas le premier avec un mot du Dr Lennox.
Döndüğümden beri neler olduğunu gördün. Dr. Lennox'un dediği gibi.
A mon retour, il est arrivé ce que le Dr Lennox avait dit.
Merhaba, Bay Lennox.
Bonsoir, M. Lennox. Il est tard.
Gerçekte ben... Marlowe, Terry Lennox adında beyaz bir adamı tanıyor musun?
Tu connais un mec qui s'appelle Terry Lennox...
- Bu kahrolası şey de ne, Marlowe? - Bir bebek ayakkabısı.
Lennox a laissé sa voiture dans ton garage, et il est parti.
- Şu masumane saçmaları bana anlatma. Gece yarısı ortaya çıkan dostun Terry Lennox'u arabayla birkaç yüz kilometre öteye götürdün ve de sana hiçbir şey anlatmadı, buna inanacağımı mı ümit ediyorsun?
Tu crois que je vais avaler que Lennox s'est pointé, et que tu l'as déposé quelque part sans en savoir plus?
Bu bir gerçek. - O zaman inanmadığın şey ne? - Terry Lennox'un katil olduğuna...
- Qu'est-ce que tu crois pas?
Terry Lennox öldü, Marlowe.
Terry Lennox est mort.
Ne demek istiyorsun, Terry Lennox öldü mü? Ne?
Comment ça : "Terry Lennox est mort"?
Terry Lennox çaresiz bir durumda değildi. Konuşma şeklinden de Sylvia o sırada ölmemişti. Konuşma şeklinden de Sylvia o sırada bir durumda değildi.
Terry n'était pas au bout du rouleau.
Lennoxlar, Terry ve Sylvia plajın orada otururlardı. - Onları tanıyor musunuz?
Les Lennox, Terry et Sylvia, ils habitaient ici, vous les connaissiez?
- Terry Lennox'la iş yaptın. - Büyük bir iş.
- Tu as fait affaire avec Terry Lennox.
- Terry Lennox'u tanıyor musun?
- Ouais.
Evet, evet. Terry Lennox'u tanıyorum. Ama o öyle bir tiptir ki onu tanıyor olsam da, tanıdığımın bilinmesini...
Je le connaissais, mais vaut mieux dire qu'on le connaît pas.
Sylvia Lennox'u tanıyor musun? Sylvia.
- Vous connaissiez Sylvia Lennox?
-... nefret ediyor. - Evet, Doktor Verringer böyle söyledi. Birçok kişinin de böyle söylediğini duydum.
Et on entend dire partout que Lennox bossait pour Marty Augustine.
Kocan Lennoxlar hakkında hiç... -... konuşmadı mı? - Hayır.
Votre mari ne parlait jamais des Lennox?
- Kocanın Sylvia Lennow'la bir işi var mıydı?
De Sylvia Lennox? Non.
- Bay Marlowe kocam hakkındaki bu konuşmaya devam etmek istemiyorum.
Avait-il une liaison avec Sylvia Lennox? Je ne souhaite pas continuer cette conversation.
Sylvia Lennox'un öldüğü gece kocan neredeydi?
Où était votre mari, la nuit de l'assassinat de Sylvia?
Zırdeli yaradılışlı kocan Sylvia Lennox'u öldürmüş olabilir. Sylvia Lennox'u öldürmüş olabilir.
Votre taré de mari aurait très bien pu tuer Sylvia Lennox.
Bak. Lütfen şunu söyle... Terry Lennox karısını öldürdü.
La police dit que Lennox a tué sa femme.
- Şimdi, bak, Terry Lennox öldü.
Terry Lennox est mort.
Konudan uzaklaştın.
- Il aurait tué Sylvia Lennox?
Sadece, kocanın Sylvia Lennox'u öldürdüğünü düşündüğünü mü söylüyorsun?
Vous venez bien de me dire que votre mari aurait tué Sylvia Lennox?
Şu Terry Lennox davasını açmanı istiyorum. Yeni bilgiler elde ettim.
Tu vas rouvrir l'affaire Lennox.
Terry Lennox davasını yeniden açman için taze delillerim var.
J'ai des infos. J'ai des preuves toutes fraîches.
Şurada oturan hanımefendi Bayan Roger Wade, kocasının Sylvia Lennox'la, kadının öldürüldüğü gece, cinsel ilişkide bulunduğu delilini vermeye hazır.
Il faut rouvrir l'affaire. Mme Roger Wade est prête à donner la preuve que son mari la trompait avec Sylvia Lennox, la nuit de son assassinat.
Şimdi üç gün süreyle tutuklandım çünkü dostumun Sylvia Lennox'u... - O öğleden sonra Roger Wade'in Sylvia Lennox'u gördüğünü biliyoruz. -... öldürdüğünü söylediniz.
Vous m'avez bouclé trois jours, parce que vous étiez persuadés que c'était Terry.
Lennox'un evinden doğru Verringer'in...
Il a ensuite foncé chez Verringer.
- Her zaman biliyor muydunuz? O hep oradaydı. Ve Sylvia Lennox öldürüldüğü sırada o bölümde bulunuyordu.
- Il a dormi à la clinique, sous sédatif.
Terry Lennox arkadaşımdı. Siz becerilmişler. Her zaman ne yaptığınızı biliyordunuz.
Terry Lennox était mon ami, bande d'enfoirés.
Ve bunlardan üç tanesi Terry Lennox'un benim için Mexico'ya götürmesi gereken valizin içindeydi. - Bunu nereden aldın?
Il y en avait trois dans la valise que Lennox devait me remettre à Mexico.
Terry Lennox'la bir anlaşman var mı?
Terry Lennox est vivant?
İşte burada, al bunu.
Nous savons à quelle heure Lennox est parti et à quelle heure il est arrivé ici.
Şimdi, Terry Lennox'un Malibu Colony'yi ne zaman terk ettiğini ve saat kaç civarında buraya geldiğini biliyoruz.
Tes copines là derrière n'ont rien vu, trop occupées à faire leurs space-cakes.
Şimdi Lennox arabasını senin garajına park edip bıraktı ve sonra bir yere gitti.
Puisque toi aussi tu es parti, il est logique de croire que vous étiez ensemble.
- Teğmen, kim öldü? - Terry Lennox'un karısı, işte ölen.
La femme de Terry Lennox!
Kocanız eve geldi ve ben yapmam gerekeni yaptım. - Evet.
- Vous connaissiez bien Terry Lennox?
Terry Lennox arkadaşımdı.
- C'était mon ami!
- İç çamaşırını kaybeder.
- Et Terry Lennox, vous le connaissiez?
Terry Lennox buraya geldi. Otele kaydını yaptı. Yukarı odasına çıktı...
Lennox a débarqué ici, a pris une chambre à l'hôtel, y est resté une heure, et s'est tiré une balle dans la tête.
Evet. Peki, kocanın senin tanımadığın biriyle bir işi var.
Avait-il une liaison avec une femme qui aurait pu être Sylvia Lennox?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]