English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Leviathan

Leviathan Çeviri Fransızca

430 parallel translation
büyük leviathanlar nerede olacak o zaman kim Tanrıya karşı gelecek?
Ou seront les grands Léviathan qui défient Dieu?
Leviathan, Labirentin Efendisi!
Leviathan, le maître du labyrinthe!
Leviathan!
Leviathan!
Leviathan.
Léviathan.
- Leviathan.
- Léviathan.
The Leviathan..
Le Léviathan.
Bir kaşık suya bile bakamayan bir insan... ancak Leviathan'da gemi yolculuğu yapabilirdi.
Pour un homme qui n'aimait pas l'eau... le Leviathan était le seul bateau sur lequel voyager.
"Leviathan'a karşı durduğumda neredeydin?"
Où étais-tu quand j'ai appelé Léviathan?
- O bir Leviathan!
- C'est une Leviathan!
Prowler takımı geri döndü efendim. Leviathan'ın kaçtığını rapor ediyorlar.
Les patrouilleurs sont de retour, ils signalent que le transporteur Leviathan s'est échappé.
Benim gözetimimdeki bir Leviathan esir gemisi kaçamaz.
Un transport de prisonniers Leviathan n'a pas à s'échapper sous mon contrôle.
Efendim... Recon uydusundan Leviathan takibinin görüntüleri geldi.
Monsieur... voilà l'enregistrement par satellite de la poursuite du Leviathan.
Leviathan "Yıldız Patlaması" na girdiğinde gemi de içindeydi.
Il a été absorbé avec le Leviathan quand il est entré en combustion.
Bu lanet Leviathan'ın nerede olduğumuz hakkında bir fikri yok.
Ce maudit Leviathan ne sait pas du tout où on est.
Leviathan'ın peşinden gidiyoruz.
Nous allons poursuivre le Leviathan.
O bir Leviathan, bir bio-mechanoid, yaşayan bir gemi!
C'est un Leviathan, une bio-mécanoïde, un vaisseau vivant!
Leviathan tarafından esir alınmıştı, ama kaçmış.
Elle était captive à bord du Leviathan, mais elle s'est échappée.
Bu Leviathan gemisi, gidiyorlar.
C'est le vaisseau Leviathan, ils s'enfuient.
Yeterli zamanımız yok, Leviathan enerji rezervlerini tekrar doldurmalı.
Nous n'avons pas le temps, le Leviathan doit reconstituer ses réserves d'énergie.
- Efendim... Leviathan... kay...
- Monsieur, le Léviathan, elle est...
Yeni Teknoloji, kontrol tasması olmadan bir Leviathan denetimi konusunda denemeler yapıyor.
C'était un test de prise de contrôle de Léviathan sans avoir recours au collier.
Ama şimdiye dek her test uçuşunda Leviathan ve tayfasını kaybettiler.
Mais à chaque tentative. Ils ont perdu le Léviathan et son équipage.
Bir Leviathan'dan biraz daha seksi bir şeyle hiç uçtun mu?
Tu n'as jamais piloté quelque chose de plus excitant qu'un Léviathan?
Benim türümden biri bir Leviathan ile bağlandığında başkaların faydası için hayatlarımızı veririz.
Lorsque ceux de mon espèce lient leur sort à un Léviathan, ils donnent leur vie au service d'autrui.
Bu Leviathan'ın yeni komutanı.
Le nouveau Commandant de ce Léviathan.
Bu Leviathan'lar konusunda hep arzu ettiğim bir şey, onların mükemmel Yıldız patlaması yetenekleridir.
S'il est une chose que j'ai toujours admiré chez ces formidables Léviathans, c'est la facilité déconcertante avec laquelle ils passent en combustion.
Komuta ettiğin bu Leviathan hamile.
Ce Léviathan que tu crois contrôler est enceinte.
Peki, Bütün Leviathan gemilerinde bundan olmaz, bilmemin imkanı yoktu,
Tous les vaisseaux Leviathan n'en sont pas équipés, je n'avais aucun moyen de le savoir.
Bir Leviathan için?
Pour un Leviathan?
6 yasaklı yükten birisi. Leviathan'lar bunu taşıyamaz çünkü... onları uyuşturuyor.
L'une des six cargaisons interdites, les Leviathans n'ont pas le droit d'en transporter parce que... ça les endort.
Peacekeeper'lar bir Leviathan yakaladığında, hemen çok etkili bir uyku ajanını devreye sokarlar.
Quand les pacificateurs capturent un Leviathan, ils lui administrent immédiatement un stupéfiant très puissant.
Leviathan uyuduğunda, kontrol halkası yerleştirilir, Modifikasyonlar zorla ve itinayla yapılır.
Quand le Leviathan est endormi, le collier de contrôle est mis en place, des modifications sont apportées à la propulsion et au guidage.
Buralarda en son ne zaman bir Leviathan görmüştün, Teurac?
Quand as-tu vu pour la dernière fois un Leviathan dans les territoires libres?
Leviathan'a hedef al!
Vise le Leviathan!
Bu benim teknolojim değil. Bu Leviathan teknolojisi.
Pas ma technologie, la technologie leviathane.
Tarayıcım Leviathanınızın hamile olduğunu gösteriyor.
Mes radars indiquent que votre Léviathan est enceinte.
Bir keresince hamile bir Leviathan'a el koymaya çalışmıştım. 80 adamım ölmüştü.
J'avais voulu m'emparer d'un Léviathan enceinte, 80 de mes hommes sont morts.
Bir Pilot, bir Leviathan'a bağlandığında, benim de Moya'ya bağlandığım gibi, bir seyir aygıtı gibi... bu yaşayan geminin bütün fonksiyonları için bir gösterge olur.
Quand un pilote est attaché à un Léviathan, comme je le suis à Moya, il en est le navigateur... l'opérateur de toutes les fonctions du vaisseau.
Kaptan Crais, kaçan Leviathan taşıtını kovalamayı bırakacaksınız, derhal Keşfedilmemiş Bölgelerden geri çekileceksiniz, ve yeni emirler için Komuta Birliğine döneceksiniz.
Capitaine Crais, cessez de poursuivre le Léviathan et quittez les territoires libres sur-le-champ. Restez au poste de commandement jusqu'à nouvel ordre.
Bir keresince hamile bir Leviathan'a el koymaya çalışmıştım. 80 adamım ölmüştü.
J'avais voulu m'emparer d'un léviathan enceinte, 80 de mes hommes sont morts.
Zhaan, Leviathan fizyolojisi hakkında ne biliyorsun?
Zhaan, y connais-tu quelque chose à... la physiologie des léviathans?
Korkarım Pilotlar, Leviathan'ların yönetim döngüsüyle ilgili özel bilgilerden mahrumdur.
J'ai le regret de vous dire que nous autres pilotes n'avons pas accès aux secrets de la gestation des Léviathans.
Evet! Leviathan gebeliklerinde tam bir zaman çizelgesi yoktur. ama Moya o günün geldiğinden emin.
On connaît assez mal le temps de gestation d'un Leviathan, mais Moya est sûre que le jour est proche.
Bu balık azmanını karaya nasıl çıkardınız?
Comment avez-vous sorti un tel léviathan?
Ben Tevratta geçen deniz canavarıyım, denizlerin devasa canavarı.
Je suis le Léviathan, le grand monstre de l'eau.
Su canavarı Giona.
Le Léviathan de Jonas!
O çiçeği getir ve balina bir mil yüzmeden hemen dön buraya.
Va me chercher cette plante et reviens avant que le Léviathan ait nagé une lieue.
Siz kaçaklar, benim Barış Muhafızı üssüne gitmek istediğim kadar oradan uzak durmak istiyorsunuz.
Vous avez autant envie d'aller à la base Gammak que moi de rester sur ce Léviathan.
Ben.. sanırım ilk temasımızda sana kaynaklarımızın kısıtlı olduğunu söylemiştim. Oh, evet. Buraya bir Leviathan gemi ile geldiniz değil mi?
Vous êtes arrivés ici à bord d'un Léviathan, si mes informations sont exactes.
Leviathan'lar gençken,
Quand...
Bir tür "bebek Leviathan gelirken neler beklenmeli?" kitabı var mı?
"J'attends un bébé Léviathan"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]