Lexington Çeviri Fransızca
390 parallel translation
Bu kız kardeşim, Lexington'dan bizi ziyarete yeni geldi.
Ma soeur arrive de Lexington pour nous voir.
Louise DeRham, Helen Lexington.
Louise DeRham, Helen Lexington... "
Belkide Helen Lexington dikkatini daha fazla vermeli.
Peut-être Helen Lexington a-t-elle fait plus attention.
Lexington'un dışındaki Blue Ridge'de bir yer.
Au Blue Ridge, à l'extérieur de Lexington.
Lexington, Concord.
- Lexington, Concord.
Lexington'daki Schoenfeld'dan şu itfaiye arabalarından bulabilirsin.
Il y en a chez Schoenfeld sur Lexington Avenue.
Onu Lexington'a gönderebilirdim.
J'aurais pu l'envoyer à Lexington.
Lexington'u sordu.
- Sensass. Lexington?
Üstüme kalmış bir cinayet varken gidip Lexington'a başvuramam.
J'entrerai pas à Lexington avec un meurtre sur le dos.
Lexington 0-5-5-4-9.
Lexington 055-49.
Hangi yöne gidiyorsunuz? - 75. Cadde, Lexington'un hemen dışı.
- De quel côté allez-vous?
Aslına bakarsanız Lexington'un biraz yukarısında oturuyorum. Ama Smithers'ın eğlencesini bozmayayım diye burada indim.
En fait, j'habite un peu plus loin, mais je ne voudrais pas gâcher le plaisir de Smithers.
Seni onunla birlikte Lexington Caddesi otobüsünde görmeyi çok isterim.
Aucun autobus n'acceptera ça.
Lexington'da 38. cadde ile 6. cadde arasında yaşlı adamın işlettiği küçük bir bar var. Huysuz denyonun teki.
Il y a un vieux, qui tient un petit bar sur la 38e rue, entre Lexington et la 6e.
Lütfen dikkat... Buckner, Bluffington, Lexington, Waverly, Marshall yolcuları... ve ara duraklar için son çağrı.
Ceci est le dernier appel pour Buckner, Bluffington, Lexington, Waverly, Marshall...
- Dinleyelim. Enterprise, Komodor Wesley, USS Lexington'dan.
Enterprise, du commodore Wesley, à bord de l'USS Lexington.
USS Enterprise, Lexington ve Excalibur yıldız gemilerinden.
USS Enterprise, des vaisseaux Lexington et Excalibur.
Enterprise'dan USS Lexington'a, dinliyoruz, Lexington.
Enterprise à USS Lexington. Répondez, Lexington. Impossible de les contacter.
Bir dakika. Lexington'dan ses sinyalleri alıyorum.
Ah, je reçois un signal audio du Lexington.
Enterprise, USS Lexington.
Enterprise, de l'USS Lexington. Ceci est une simulation M-5.
Tekrar Lexington'a yaklaşıyoruz.
Nous nous rapprochons à nouveau du Lexington, capitaine.
- Fazerler vuruyor. - Lexington darbe aldı.
- Le Lexington a encore été touché.
Lexington'la görsel kontak.
Contact visuel avec le Lexington. Enterprise.
Seni tanır. Lexington'ın Yıldız filosuna verdiği mesajı alıyorum.
Je reçois le message du Lexington à Starfleet Command.
Lexington Yıldız filosundan mesaj alıyor...
Le Lexington reçoit un message de Starfleet. Ils...
- Onaylandı. Lexington, tamam.
Lexington, terminé.
Bir veya iki güne ihtiyacım olacak. Lexington'daki bakımı bitirmek üzereyiz.
Nous devons terminer les réparations du Lexington.
Bizimki ve Lexington.
Le nôtre et le Lexington.
Birinin dediğine göre Lexington Caddesi üstünde fahişelik yapıyormuş.
Il paraît qu'elle fait le trottoir sur Lexington Avenue.
- Lexington'daki hastane var ya.
- K.Y.? L'hôpital de Lexington.
Lexington'u kaybettik.
Nous avons perdu Ie "Lexington".
Lexington battı, Saratoga kızağa alındı, elimizde sadece Hornet, Enterprise, ve Yorktown kaldı.
Le "Lexington" a coule, Ie "Saratoga" est hors d'usage. II nous reste alors Ie "Hornet", I'"Enterprise" et Ie "Yorktown".
Cadde, Lexington'a lütfen.
Angle 86e et Lexington.
" Yine Ciello'dan narkotik madde aldığım bir başka olayda... bir İspanyol marketinde üç kişi tutuklanmıştı. Yer, 122. Cadde ile Lexington Bulvarı'nın köşesi.
" Une autre affaire en 1971, où j'ai reçu des drogues directement de Ciello, impliquait trois arrestations dans une épicerie espagnole au coin sud-est de la 122e Rue et de Lexington Avenue.
Lex'i deneyelim mi?
On essaie Lexington?
- Parti makenlerii. 81ci cadde ve Lexingtonda ki yanlız adamlar dükkanından aldım.
Je les ai achetés... au magasin des hommes seuls au coin de la 81ème et Lexington.
Bunları, 81. cadde Lex'teki yanlız adam dükkanından aldın.
Vous les trouverez au magasin de l'homme seul... à la 81e et Lexington.
Şüphesiz, gözlüğünüzü yanınızda getirdiniz değil mi?
Selon Mme Lexington, la bonne,
Kahya kadın, Bayan Lexington'a göre Hiams Bay Oldacre'ın terzisinin adı.
Je présume que les restes ont été envoyés au laboratoire?
O zaman, ancak o zaman fark edebildim ki zavallı patronum katledilmişti.
Madame Lexington, saviez-vous si... votre maître avait des ennemis?
Bayan Lexington, bildiklerinize dayanarak patronunuzun hiç düşmanı var mıydı?
Chaque homme a des ennemis. Et un homme d'affaires comme M. Oldacre, en avait plus que d'autres?
Patronumun Bay Hiams tarafından dikilmiş üç takım elbisesi vardır ikisi hâlâ orada, gardıropta ve üçüncüsü de o gece üstündeydi.
Il portait le troisième hier soir. Merci, madame Lexington. Vous avez été très coopérative.
Kapıda yardım bekleyen zor durumdakilerin pek nahoş bir durumda olduklarını duydum.
- Je l'ai renvoyé. - Un étranger? Un clochard, madame Lexington.
Birinden bahsediyorum Bayan Lexington yoldan bir adam.
Ils n'auront rien ici!
Sadece Lexington'dayken.
A Lexington.
Excalibur ve Lexington.
Excalibur et Lexington.
Lexington darbe aldı.
Le Lexington a été touché.
Benim şahsen The Yard'da bir işim var.
Comment s'appelle-t-elle? Lexington?
Bayan Lexington.
Quand même...
Bayan Lexington, bu benim arkadaşım ve ortağım... Dr. Watson.
Je reste debout, si vous le permettez.
Bunu kim keşfetti?
Madame Lexington nous l'a fait remarquer.