Liliane Çeviri Fransızca
42 parallel translation
Elbette. Hatta Liliana için daha fazlasını yapacağım. Gidelim.
Pour Liliane, bien sûr!
Ama sana lazım olan tek şey Liliana Antonelli. Seni kullanıyor.
Il te fallait Liliane!
Jean-Pierre Guillom, Lillian Ceverat'ı yasal eşiniz olarak kabul ediyor musun?
Jean-Pierre Grignon, voulez-vous épouser Liliane Sivel? Oui.
Ediyorum. Lillian Ceverat, Jean-Pierre Guillom'ı yasal eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
- Et vous, Liliane Sivel?
Güzel göğüslü bir fıstık.
Liliane Luxure.
Liliane Fouchard'a dedim ki, kendisi Eyalet Sekreteri'nin kızı olur...
Je le disais souvent à Liliane Fouchard, la fille du sous-secrétaire d'Etat...
BU FİLM LILIANE VE DOROTHY GISH'E ADANMIŞTIR.
Ce film est dédié à Lillian et Dorothy Gish
Merhaba Liliane, günaydın Alphonse.
Salut, Liliane, bonjour, Alphonse.
Liliane, önümde yürüde kalçalarını göreyim. Haydi...
Liliane, fais-moi plaisir... marche devant moi que je vois tes fesses.
Akşam ne yapıyoruz Liliane?
Qu'est-ce qu'on fait ce soir, Liliane?
Liliane'la evleneceğiz.
Tu sais que Liliane et moi, on va se marier.
Hey, Liliane klap versene.
Liliane, vous allez donner le clap.
Bir plan çekiyorum ; aman bir an önce bitsin istiyorum. Liliane nerede diye koşuyorum.
Quand je tourne un plan, je me dis : "Vivement qu'il soit fini... pour que je sache où est Liliane." Je cours partout...
Ne yapacağımı bilmiyorum. Liliane haydi!
Là, je vais tourner, dans quel état je vais être...
Liliane, biraz benimle kalır mısın?
Tu voudrais pas rester avec moi?
- Olamaz! - Ne oluyor? Bilmiyorum, Liliane'i aldı götürdü.
Il devait me ramener au studio, finalement il a embarqué Liliane.
Dur çekme! Liliane nerede?
Il manque quelqu'un, où est Liliane?
Liliane gelmeyecek.
Liliane ne viendra pas...
Liliane İngiliz kaskadörle gitti.
Liliane est partie avec le cascadeur anglais.
Ama Liliane her şeye rağmen sizi seviyor, ve üstelik siz egoistsiniz.
Je crois que Liliane vous aime malgré tout. Vous êtes un peu égoïste.
Liliane'i önce her yere götürecek, sonra yorulacak.
Au début, il va emmener Liliane partout dans son travail. Puis, il se fatiguera.
Liliane'i aşağılıyorsunuz. Onu aşağılayarak kendinizi aşağılıyorsunuz.
Si vous parlez de Liliane avec mépris, c'est comme si vous vous dégradiez vous-même.
Teşekkürler Liliane.
Merci, Liliane.
Kitabımda Liliane'e de yer vermeliyim.
Il faut queje parle de Liliane, dans mon livre.
Müşteriye böyle davranamazsınız, Matmazel Liliane.
Ce n'est pas une façon de traiter la clientèle, Mlle Liliane.
Liliane'e iş buldum.
Je fus content de pouvoir faire engager Liliane.
O, bu kaidenin istisnasınır.
Liliane est l'exception qui confirme la règle.
Lillian'ın yeri.
- "Chez Liliane".
- Tabii. - Kristal kadehler. Kırmayın.
Essayez de ne pas casser les flûtes, ce sont celles de ma tante Liliane.
Ona Lillian'ı çağrıştırıyordu.
Elle lui rappelait sûrement Liliane.
Liliane Chakkour.
Liliane Chakkour.
- ismim Erin Lillian Luger
- Ann Liliane Luger
Bilmiyorum Lillian.
Je ne sais trop, Liliane.
- Lillian bu delilik.
- Liliane, c'est pure folie!
Liliane!
Liliane...
Geç otur, Liliane.
Veuillez vous asseoir, Liliane.
- Karısının adı Lillian.
Et sa femme s'appelle Liliane.
"İyi atıştı, Nancy!"
"Beau lancé, Liliane!"
Nancy komşumuzdu.
Liliane était notre voisine.
Koydum mu, Nancy?
Prends ça, Liliane!
Şu Lillian'ı düşünüyordum...
En repensant à Liliane, je...
Liliane de tek başına Londra'da.
Elle va se sentir perdue toute seule à Londres.