English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ L ] / Linderman

Linderman Çeviri Fransızca

187 parallel translation
En eskisi üç buçuk yıl önce işlenmişti. Bu vahşi cinayetler zincirinin en son kurbanı Castle Rock Lisesi ikinci sınıf öğrencisi olan 1 5 yaşındaki Debbie Linderman'dı.
Voilà maintenant 3 ans que ça dure et la plus récente victime de cette vague de viols avait 15 ans.
Sosyal işler ve çalışma bakanı, Dr. Linderman, Patoloji.
Ministre des Affaires Ecclésiastiques, Dr. Linderman, Pathologie.
Ne var, Linderman?
Quoi encore, Linderman?
Wow, Linderman, sana bir öğüt vereyim.
Linderman, un conseil.
Linderman!
Linderman!
Linderman, biliyor musun, Ben sürekli senin... dürüst olmakta sıkıntı çektiğini düşünüyorum.
Linderman, je t'ai toujours vu comme... un éjaculateur précosse.
Haydi Linderman, başlayalım.
Allez, Linderman, vas-y.
Bu imkansız, Linderman.
C'est impossible, Linderman.
Linderman...
Linderman...
Linderman.
Linderman.
İsa aşkına, Linderman.
Mon Dieu, Linderman.
- Linderman-- Ben iyiyim, Kia.
- Linderman-- - Je vais bien, Kia.
Bay Linderman, sizi beş dakika içinde geri arayacağım, oldu mu?
M. Linderman, je vous rappelle dans cinq minutes.
- Linderman'ı görmeye gittim.
- Je suis allée voir Linderman.
Evet, Linderman parasını geri istiyor. Bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Oui, Linderman veut ravoir son argent, alors il envoie un gorille pour t'envoyer à l'hôpital.
Bay Linderman bu işin nazikçe halledilmesini istiyor.
M. Linderman veut être gentil.
Bay Linderman, sizi beş dakika sonra arayacağım, oldu mu?
M. Linderman, je vous rappelle dans cinq minutes.
Evet, Linderman parasını geri istiyor bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Je sens constamment une présence qui me suit. Oui, Linderman veut ravoir son argent, alors il envoie un gorille pour t'envoyer à l'hôpital.
Bay Linderman bu işin nazikçe hâlledilmesini istiyor.
M. Linderman veut être gentil.
Linderman`nın 2 milyon dolarını alıp kaçtı, sonra da adamlarını öldürdü.
Il a volé Linderman et s'est baré avec 2 $ millions, - puis il a tué son équipe.
Bay Linderman seni görmek istiyor.
M. Lindemann veut vous voir.
Bu, 4 sene önceki Linderman olayından beri teşkilatın yaptığı en başarılı operasyon olarak nitelendirildi.
La police a déclaré que c'était le plus grand succès depuis la loi Linderman, votée il y a quatre ans.
Linderman seni görmek istiyor.
- M. Linderman veut vous voir.
- Nasıl bir iyilik?
M. Linderman est prêt à oublier votre dette en échange... - D'une faveur. - Quel genre de faveur?
Bay. Linderman`dan yardım isteyen bir politikacı.
Un politicien qui sollicite l'aide de M. Linderman.
Şimdi, diyorum ki zarları atalım ve Linderman`la aynı yatağa girmeden önce biraz bekleyelim.
Maintenant je serais d'avis de jeter les dés et d'attendre avant de s'impliquer avec Linderman.
Linderman`ı halledebilirim.
Je peux gérer Linderman.
Linderman'nın 2 milyonuyla, üç puana sekiz puan daha ekleyerek bunu bir at yarışına döndürebiliriz.
Les 2 millions de Linderman, peuvent changer 8 points en 3 et rendre ça plus serré.
Linderman`la yok mu?
Pas de Linderman?
Linderman`ı ayarla.
Faites-le venir.
Linderman`a borcumu ödemenin başka bir yolunu bulacağım.
Écoute, je vais trouver une autre façon de payer Linderman.
Bay Linderman kasedi inceledi.
M. Linderman a regardé la cassette.
Bu ya sizsiniz, ya da Bay Linderman'a hala $ 50,000 borcunuz var.
Soit c'est bien vous, soit vous devez encore 50000 dollars à M. Linderman.
Sonra düşündüm ve dedim ki, "Vay canına, beni çizgide tutmak için bunca şeyle uğraşmaya gönüllü olduğuna göre beni bakanlıkta görmek Linderman için oldukça önemli olmalı"
Et ensuite je me suis dis, "Punaise"... ça doit être vraiment important pour Linderman que je sois élu, pour qu'il s'embête avec tous ces problèmes, afin de me garder dans le droit chemin.
Linderman adında bir adama sattım.
Je l'ai vendu à une personne dénommé Linderman.
Linderman sana 4 milyon dolar verdi ve sen bunu kartpostala harcıyorsun.
Linderman t'a donné 4 millions et tu le dépenses en cartes postales.
Linderman satın almış.
Linderman l'a acheté.
Linderman Grubunun geçenlerde kampanyanıza bağış yaptığını duyduğumda çok şaşırdım.
J'ai été surpris d'apprendre que le groupe Linderman avait investi dans votre campagne.
Bay Linderman babamın bir dostudur.
M. Linderman était un bon ami de mon père.
Evet, Bay Linderman.
Oui, M. Linderman.
Bay Linderman, Buna minnettarım.
M. Linderman, j'apprécie.
Linderman'la konuştun mu?
As-tu... as-tu parlé à Linderman?
- O para Linderman'dan çaldığın paraydı.
- Argent que tu as volé à Linderman.
Eğer Linderman'ın parasıyla kaçsaydık, sadece beni öldürmekle kalmazdı.
Et si on s'enfuit avec l'argent de Linderman, il ne tuerait pas que moi.
Linderman için iş yapardık.
On bossait parfois ensemble pour Linderman.
Sen gittikten sonra, Linderman'dan borç para aldım.
Après ton départ, j'ai emprunté de l'argent à Linderman.
Linderman'a zamanında ödemediğimde, tahsil etmek için 2 adam gönderdi.
Quand je n'ai pas pu rembourser Linderman à temps, il m'a envoyé deux gars.
Linderman'ın satın aldığı.
Linderman l'a acheté.
Nathan onu Linderman'dan satın almış, buraya getirtti.
Nathan l'a acheté à Linderman et acheminé ici. Il est ici?
Bay Linderman Atlantic City'de.
M. Linderman est à Atlantic City...
Savcı Linderman'a dava açmamı istiyor.
Le procureur général veut que je poursuive Linderman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]