Lot Çeviri Fransızca
2,756 parallel translation
Lothian ve Orkney Kralı Lot.
Le roi Lot de Lothian et d'Orcanie.
Onu Lot öldürdü, buna boyun eğmelisin.
Lot l'a tuée pour que tu te retires.
Kral Lot'un bize saldırmasına sadece dört gün kaldı.
Il reste quatre jours avant l'assaut du roi Lot.
Lot adındaki bir savaşçı tarafından öldürüldü.
- Le roi Lot l'a tuée.
Lot'un yapabileceklerini yanlış değerlendirdim.
- Non. J'ai sous-estimé Lot.
Lot'un kılıçtan haberi var.
Lot sait pour l'épée.
Kral Lot yola çıkmış.
Le roi Lot approche.
Baş şövalyen yap ki, Lot'u bulup annenin intikamını alabileyim.
Je pourrai trouver Lot et venger la mort de ta mère.
Herkesin kral Lot'un bozguna uğradığından haberi olmasını sağlayın.
Tout le monde doit savoir que Lot est vaincu.
Lot ile savaşırken pek çok iyi adamımızı kaybettik.
Beaucoup d'hommes ont péri face à Lot.
Kral Lot'u yendi.
Il a vaincu le roi Lot.
Bana, karımın öldüğünü, seninse teselli ödülü olduğunu mu söylüyorsun?
Ma femme est morte, et tu es le lot de consolation?
İkinci sevkiyattan iki kiloluk bir örnek alınmıştı.
Un échantillon de deux kilos a été prélevé du 2e lot.
Evet, bu ve diğer 12'sinde bize geldiğinde zaten üstlerinde kod varmış.
Sur ce lot-ci, ainsi que sur 12 autres, quand on les a reçus, un code était déjà inscrit.
Annesiz olarak geldi, sonra da babasını Lot'a karşı olan savaşta kaybetti.
Élevé sans mère, et puis... il a perdu son père dans une bataille contre Lot.
Vay canına! Birinin şansı yaver gitmiş.
T'as touché le gros lot?
Endişelerim olmasaydı yahudi bir anne olmazdım.
C'est le lot de toute bonne mère juive.
Hepimiz hayal kırıklıklarımızla yaşamak zorundayız.
On doit tous vivre avec notre lot de déceptions.
Bunun Kevin ve Jenna'yı da kapsadığını biliyorsun değil mi?
Même si je fais partie d'un lot comprenant Kevin et Jenna?
Annen arkadaşlarının bunun için iyi fiyat vereceklerini söyledi.
Son mec nous donnera un bon prix pour le lot.
Basit ve korkak bir kişiliği var.
Elle n'est pas du genre à sortir du lot.
Eğer büyük biri olsaydı, mutlaka göze çarpardı.
S'il était plus vieux, il serait sorti du lot.
Şu anda numaraların izini sürüyoruz.
On se sert du numéro de lot.
Burada bir tek ben mi endişeleniyorum?
L'inquiétude, c'est mon seul lot?
Klonlarımın onurunu kurtarmak için bir kefaret ödüyorum.
Je fais pénitence pour restaurer l'honneur de mon lot clone.
Bu yüzden o kadar para alıyorum.
C'est pourquoi j'ai eu le gros lot.
Bez parçası kloroform için kullandığı bez parçası toptan satılan bir temizlik bezi.
Et le chiffon plein de chloroforme... Le chiffon plein de chloroforme qu'il a utilisé était un chiffon d'ouvrier, acheté en lot.
Ama üstün körü baktığımızda, yapraklar, çamur ve çeşitli canlılar var.
Mais au premier coup d'œil, il y a des feuilles, de la boue, un lot de petites créatures.
İşte, bunlar yeni teslimatta gelen kitaplar.
Donc, voici le nouveau lot de livres.
Ebay'de bir paket sutyen açık arttırmasının tam ortasındaydım.
J'allais enchérir sur un lot de soutifs sur eBay.
Vay be, son beş yılda TGS'de bir sürü çılgın karakter ve misafir yıldız oldu.
Ces 5 dernières années, on a eu notre lot de foldingues et d'invités dans TGS...
Bugün payına düşenleri paketledin mi, Scripes?
Vous avez pris votre lot aujourd'hui, Scripes?
Eğer kesme yapmazsanız, sezonun geri kalanını bankta oturarak geçirirsiniz.
Si vous ne sortez pas du lot, vous passerez le reste de la saison sur le banc.
Birisi yarışmayı ve büyük ödülü kazandı.
Tu viens de remporter le gros lot.
Bingo!
Gros lot.
Ama senin onu tanıman imkansız çünkü sen altılı paketlerde satılan boxerları giyiyorsun.
Mais tu ne connais pas, vu que tu portes des boxers - vendus par lot de six. - Hé.
Bakın sizi rahatsız etmek istemiyorum ama benimle gelen şu küçük tatlı şeye bir bakar mısın?
Je ne veux pas vous déranger, mais regardez le joli petit lot qui est avec moi.
For Hogan thinks he's awful smart, there's a lot that he does miss.
Hogan se croit très malin, Mais il ne voit pas tout
Morimoto's'ta şansınız yaver gitmiş diye duydum.
Il paraît que vous avez touché le gros lot.
Bir daha hata yaparsanız masum Honduraslı hademeler kasayı çalma fırsatı elde edecekler.
Encore une et les innocents concierges honduriens risquent de partir avec le gros lot.
Evet, ama sen ve Jorge göze çarptınız. O yüzden ikinizi seçtim.
Vous et Jorge sortiez du lot, c'est pour ça que je vous ai choisis.
Hayır işleri senin için önemli demek.
So, does this charity mean a lot to you then?
Açık arttırmada güzel miktarlar toplanacağını düşünüyor musun?
And you ll be hoping that the auction raises a lot of money?
Bunlar Lot'un renkleri.
C'est son blason.
Lot öldü mü?
Lot est mort?
sizi..
de vous inclure dans le lot.
Yakından bakın oyunculardan biri farklı
En regardant bien, un des joueurs sort du lot.
Kariyer stresi altında.
Huh. Elle est le cadre d'un lot de stress professionnel.
İçlerinden asabi biri çıkabilir.
Il peut y avoir un nerveux dans le lot.
Asıl şanslı olan o.
C'est elle qui a touché le gros lot.
Bakın büyük ikramiye kime vurmuş.
Voilà le gros lot.