Loulou Çeviri Fransızca
140 parallel translation
Lulu ne yapıyor?
Que devient Loulou?
Neden Lulu ile evlenmiyorsun baba?
Père, pourquoi n'épouses-tu pas Loulou?
Lulu nerede?
Où est donc Loulou?
Şimdi seninle evleneceğim Lulu.
J'épouse Loulou...
Küçük Lulu'mun gelin yatağına gül sermeseydim haklı bir hain olurdum.
Je serais un mufle si je ne déposais pas une rose sur le lit de noces de ma petite Loulou!
Lulu 3 aydır burada yaşıyor.
Et Loulou habite ici depuis trois mois...
Godfrey, geçen yaz pomeranian'ı öldükten sonra yakınlık gösterdiği ilk şey.
Elle ne s'était attachée à rien depuis la mort de son loulou.
Ve bana olan bu inancınızı iyi bir uşak olarak... ve belki de zamanla, ölen köpeğinizin yarattığı boşluğu doldurarak... doğrulamak istiyorum.
Je veux mériter votre confiance en étant un bon majordome. Et peut-être remplir le vide causé par la mort de feu votre loulou.
Bir saniye tatlim.
Un instant, mon loulou.
Ona yardım ederdim ama araba bugün Lou'da ve benim şehre gitmem gerek.
J'ai laissé la voiture à Loulou, il faut que j'aille dans le centre.
- Ne zamana bekleniyoruz? - Lou saat 7 : 30 gibi dedi. 7 : 30.
Loulou vous attend pour 7h30.
Teşekkür ederim Lou.
Merci, Loulou.
Lou, eğer bir şeyi kafana sokarsan hepimiz için çok daha iyi olacak.
Comprends bien ceci, Loulou :
Lou, bizim oğlumuz.
Loulou, notre fils...
İnancın var mı Lou?
Vous avez confiance, Loulou?
Biliyorsun, senin gibi bir serseri... - yılda 1 milyon dolar kazanabilir.
Tu sais... un loulou comme toi est fichu de gagner un million de dollars par an.
Buraya gel, Loulou!
Viens ici, Loulou.
İşte böyle sevgilim! Dikkat et.
Regarde, mon loulou : une piqûre.
- Loulou şu projektörü kapat.
- Loulou, coupe ce projecteur. - Ouais, monsieur.
Anlamıyorum baba. Küçük şeyin tuvaleti geldi yine.
Excuse-moi, mon loulou, mais ton bébé doit encore faire pissou.
Buna bak, baba! Bunun gibi bir şeyin içinde yakışıklı olmaz mıydın?
Mon loulou, comme tu serais beau au volant d'un truc comme ça!
Geliyoruz ve hemen bir benzin istasyonu bulmazsan bu prenses donuna edecek.
On vient, mon loulou! Si on s'arrête pas chez un pompiste, Blanche-Neige va mouiller sa petite culotte!
O ahlaksız ucuz bir serseriydi
C'était un affreux jojo Un loulou
- Loulou burada, değil mi?
- Il est pas là, Loulou?
Seninle gelmek istiyorum, Loulou.
- Je veux rester avec toi, Louis.
- Adı Loulou mu?
Alors, il s'appelle Loulou?
- Hatunlarından birini itti.
Loulou a bousculé une de leurs bonnes femmes.
Saat 12'de hastaneye Loulou'nun yanına gidiyorum.
Il faut que j'aille voir Loulou à l'hôpital, à midi.
- Loulou burada değil mi?
- Il est pas là, Loulou? - Non.
Loulou'dan hamileyim.
Je suis enceinte de Loulou.
- Loulou ne düşünüyor?
Et Loulou, qu'est-ce qu'il dit?
Loulou'yu tehlikeli bir işe bulaştırmayacağım.
Je veux pas le mettre sur un sale coup. Je sais ce qu'il risque.
- Loulou'yu da getir.
Tu devrais lui amener Loulou.
Wolf bu.
C'est Loulou.
Loulou hala seninle mi?
Et Loulou, il est toujours avec toi?
Sana karşı olan hislerim canlanmaya başladı, babacığım.
Je ressens encore des choses pour toi, mon loulou.
- Evet, babacığım.
- Oui, mon loulou.
- Lulu neden ki... - Kaplıca suyu kadar temizim.
- Voyons, Loulou, tu me connais!
- Yine kurslarına başlamıyorsun, değil mi?
- Loulou, tu vas pas t'y remettre! - Pourquoi pas?
Tabii ki hayır.
- Des clous, Loulou.
Tabii ki hayır.
- Des clous, Loulou!
Kendimi kaniş gibi hissediyorum.
Je ne suis pas un loulou de Poméranie.
Hiç pas verme. Kocası hemen arkasından beliriyor.
Reste en formation... son loulou arrive en piqué!
Hepsini almayacağım, Can.
Je ne garderai pas tout, loulou.
Vebigeyl, bunu sen al!
Tiens, loulou, prends ça!
Al, Cem. Pembiş'in gitmesini dile.
loulou, fais un vœu pour que Pinky disparaisse.
Sana bir sır vereyim mi?
Rince-toi l'oeil, mon gros loulou.
- Loulou ne olacak?
- Que va dire Loulou?
- Hayır, Loulou'yu bıçaklamışlar.
- Non. Il a reçu un coup de couteau.
- Evet. Loulou'yu tanıyor musun?
Tu connais Loulou?
Onlar ördek isimleri.
Riri, Fifi et Loulou.