Lucinda Çeviri Fransızca
294 parallel translation
- Bu da benim karım, Lucinda.
- Et voici Ia mienne, Lucinda.
- Haydi, Lucinda.
- Viens, Lucinda.
- Lucinda nasıl?
- Comment va Lucinda?
- Lucinda çok üzülecek.
- Lucinda sera déçue.
O nehre karımın adını vereceğim. Lucinda Nehri.
Je vais l'appeler la rivière Lucinda, comme ma femme.
- Lucinda'yla çıkıyordun.
- Tu sortais avec Lucinda.
Çünkü Lucinda Roger Bunker'le dans ediyordu.
Oui, parce que Lucinda dansait avec Roger Bunker.
İkimiz Lucinda Nehrinin girdaplarını keşfedelim.
On explorera les sources de la rivière Lucinda.
Lucinda Nehri'nin kıyıları ne de kalabalık...
Comme les rives de la rivière Lucinda sont belles!
- Lucinda'yı sorsak ayıp olur mu?
- Je peux savoir comment va Lucinda?
Lucinda çağıracak.
Lucinda appellera.
İsterdim Lucinda önceden söz vermeseydi...
Ce serait super. Si Lucinda n'a pas d'autres projets.
Lucinda!
Lucinda!
Lucinda ve kızlar nasıl?
Comment vont Lucinda et les filles?
Lucinda iyi, kızlar evde tenis oynuyor.
Lucinda va bien et les filles jouent au tennis.
Lucinda bu ilçe için çok iyi işler yaptı.
Lucinda a fait beaucoup de bien à cette ville.
Lucinda beni bekliyor.
Lucinda attend.
Hey, ben Lucinda.
Je suis Lucinda.
J. B. Ranch hünerli bayan kovboy, Lucinda Fairlee.
Lucinda Fairlee. Tu... La cow-girl acrobate du J.B. Ranch!
Lucinda, onun bizim evimizde ne işi var?
Lucinda, que fair-il dans norre maison?
Lucinda nasıl?
Et Lucinda?
Lucinda?
Lucinda?
Öykülerle Lucinda.
Dans les histoires.
Lucinda dans edecek. Biz uyuduktan sonra da devam edecek.
Elle nous enterrera tous.
Dinle ona söyledim. "Lucinda böyle şeyler kabul etmez" dedim.
Je lui ai dit que c'était pas mon truc.
Adı ne Lucinda?
Son nom, Lucinda?
Lucinda benim bebeğimi istiyor.
Lucinda veut un enfant de moi.
Bu çok komikti Lucinda.
Amusant, Lucinda.
Büyük büyükbabam... bu kiliseyi Bellinger Nehrine getirmek için... bahiste her şeyini ortaya koymasaydı, ya da Lucinda Leplastrier'e... Prens Rupert Cam Damlasını vermeselerdi, sizlere anlatacak bir şeyim olmazdı.
Je n'aurais rien à raconter si mon arrière-grand-père... n'avait pas tout misé pour amener cette église à la rivière Bellinger... ou si Lucinda Leplastrier n'avait pas reçu une goutte du Prince Rupert.
Doğum günün kutlu olsun Lucinda.
Bon anniversaire, Lucinda.
Lucinda, kargaburnu dene.
Lucinda, essaie avec la pince.
Lucinda'nın annesi, hiçbir yere uyum sağlayamayacak bir çocuk yetiştirdiğini... onun toplumda hiçbir zaman ve hiçbir yerde... kabul edilmeyeceğini biliyordu.
La mère de Lucinda savait qu'elle avait produit... un être fier, carré... sachant très bien que partout... on ne trouvait que des chiffes molles.
Lucinda o güne kadar gemiye binmemişti.
Lucinda n'avaitjamais pris le bateau.
Lucinda, Prens Rupert Cam Damlasını patlattığı anı... PRENS RUPERT CAM FABRİKASI SATILIK... unutamıyordu.
Quand Lucinda explosa son cadeau, une goutte du Prince Rupert... elle n'oublia pas ce souvenir.
Lucinda son derece rahatlamıştı. Seçim yapma sorumluluğundan kurtulmuştu.
Lucinda était très soulagée... ni responsabilité, ni choix.
- Lucinda Leplastrier.
Lucinda Leplastrier. Enchantée!
Lucinda, skandal yüzünden odasından çıkamıyordu.
Le scandale fit de Lucinda une prisonnière dans sa cabine.
Lucinda, tek arkadaşını kaybettiğinden beri... ona hemen her gün yazıyordu.
Lucinda avait perdu son seul ami. Elle lui écrivait chaquejour.
Oscar, Lucinda'nın Dennis Hasset'ı sevdiğini düşünüyordu... ve bunu kolay kolay aklından çıkarmayacaktı.
L'idée que Lucinda aimait Dennis Hasset prenait racine... et ne serait pas facilement délogée.
Lucinda, bir sonraki buharlı geminin... dört hafta sonra Bellingen'e hareket edeceğini bilmiyordu.
Lucinda ne savait pas que le prochain vapeur... ne partait pour Bellingen que dans quatre semaines.
Oscar, kalbi Lucinda için atsa bile... şerefine zarar verdiği bu kadınla evlenmek zorunda olduğuna inandı.
Même si son cœur débordait pour Lucinda... Oscar pensait qu'il devait épouser cette femme qu'il avait compromise.
Lucinda'ya... ve babama ihanetimi... bağışla.
Pardonnez-moi... pour avoir trahi... Lucinda... et... mon père.
Bahis - Oscar Hopkins Lucinda Leplastrier
"Pari"
Oscar'ın Lucinda ile girdiği bahsi Miriam bilseydi... Lucinda'nın servetini almak için elinden geleni yapardı.
Si Miriam avait su le pari d'Oscar avec Lucinda... elle aurait remué ciel et terre pour avoir la fortune de Lucinda.
Dennis Hasset Lucinda'ya bebeğin öyküsünü anlatınca... Lucinda'nın aklında tek bir düşünce vardı.
Quand Dennis Hasset raconta à Lucinda l'histoire du bébé... elle n'eut qu'une pensée.
Bu öyküyü büyükbabama Lucinda anlattı... ben de size anlatıyorum.
C'est l'histoire que Lucinda a offerte à mon grand-père... à mon tour, je vous la donne.
Lucinda, ona bir içki ver.
Lucinda!
Lucinda, ona bir tane daha getir.
Lucinda, la même chose!
- Doktor istemiyorum muş. Georgie, Lucinda beyni tam olarak donmadan onu arka koltuğa oturtun tamam mı?
Emmenez-la avant que son cerveau se congèle!
Carrie ve Lucinda.
Voici Carrie et Lucinda.
Neyseki, üniversitede eskrim takımındaydım yoksa şimdiye kadar Lucinda Lester ile evlenmiştim.
Heureusement, je faisais de l'escrime à la fac, sinon, j'aurais épousé Lucinda Lester.