English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Market

Market Çeviri Fransızca

1,198 parallel translation
Market kapanmadan önce bunun için dosya almaya gidiyorum.
Je sors acheter des chemises en carton avant que ça ferme.
Bir gece gizemli bir şekilde Doose'nin market önlüğüyle boğulmuş şu gençten...
Faudra pas s'étonner qu'un beau jour, on retrouve ce mec étranglé
Market onsuz yapabilir mi?
Ils peuvent se passer de lui?
"Bankamatikler DNA'mızı Çalıyor." "Market Barkodları, Sizi Takip Etmede Kullanılıyor."
LA TTA VOLE L'ADN LES CODES-BARRES VOUS SUIVENT A LA TRACE
Her zaman çek yazıyorsun. sinema biletlerini alıyorsun, market alışverişini ödüyorsun.
Tu règle toujours la note,... les billets de cinéma, les épicieries
Eğer bugün bizden market para hesabı açtırırsanız, 50 $!
SI vous ouvrez un compte du marché monétaire aujourd'hui
Lanet olsun. Eski bir market arabasıymış.
Zut, c'est juste un vieux chariot.
Artık bizim ücretimizden çok daha azını ödeyerek... ... sevmediğin akrabanı sokağın karşısındaki AIev Market'e verebiIeceksin.
Pour une fraction de notre tarif... les défunts qu'on n'aimait pas... passent au feu comme une chaise.
Market çığırından çıkmış yahu!
C'était la folie au marché!
Fakat artık onları..... Amerikan toplumunun dar katmanlarına sıkıştıracak hiçbir şey istemiyorlardı.
- Yankelovich Partners Market Research Inc : Les produits ont toujours une signification émotionnelle. Ce qui est nouveau, c'est l'individualité.
EST, Amerikan toplumunun bütün katmanlarında hızla yayılan bir düşüncenin yoğunlaşmış ve canlanmış ifadesiydi.
- Yankelovich Partners Market Research Inc. : En 1970 il n'y avait qu'un infime pourcentage sur la totalité de la population peut-être entre 3 et 5 %.
Bir market deposunda gece vardiyasında çalışıyordum. Sabah gidecek siparişleri kamyonlara dolduruyordum.
Je travaillais à l'entrepôt, à emmener des commandes aux camions pour qu'ils les livrent aux magasins le matin.
Ben hizmet etmedim sadece market.
Je n'étais pas au front. J'ai spéculé en bourse.
Chapala Market'teki kuzenime çekimi verirsin.
Tu donneras le chèque À ma cousine À Chapala Market.
Chapala Market'de bir dedikodu işittim.
J'ai entendu des ragots À Chapala Market.
Bu sadece sıradan bir market soygunu.
C'est un banal braquage de supérette.
Burası bir okul, market değil!
Ça suffit, c'est une école, pas un marché!
Bu gün erken saatlerde, Market'in güneyinde, depo olarak kullanılan bir binada...
Un entrepôt a pris feu ce matin au sud de Market...
Bu gün erken saatlerde, bölge sakinlerinden biri Market'in güneyinde çıkan yangından bir kadını kurtardı.
Aujourd'hui, un passant a sauvé une femme d'un incendie au sud de Market.
- Güney pazarındayım
Où es-tu? - À South Market.
Doose's Market'in önlüklerinden var bende eğer sana ilham verecekse onu giyeyim?
J'ai mon tablier de commis. Je peux le mettre, ça pourrait t'inspirer.
- "Tere Yağı Market" olmasın?
Peut-être Provisions de Caca Huètes?
Peki, öncelikle tereyağı tek kelime. Ve daha önemlisi "Tere Yağı Market" de ne?
D'abord, cacahuètes, c'est en un seul mot, en plus, qu'est-ce ça veut dire, Provisions de Caca Huètes?
Market Ram Şirketi'yleydi. Onu sahnede gördüğüm anda ona aşık oldum.
Quand je l'ai vue sur scène, je suis tombé amoureux d'elle.
Olamaz. Karısının ailesi market cinayetinden sonra öldürüldü.
Les beaux-parents ont été tués après le massacre de l'épicerie.
Sonra Farmers Market'da rastladığım şu adam var.
Puis j'ai rencontré ce type au Farmers Market.
- Singapur Market'te kriz.
- Le marché de Singapour est en crise.
Broadway market?
Au marché de Broadway?
- String'in market günüydü herhalde?
- Jour de marché pour String?
Siz ikiniz, böyle buralarda bir beyaz bir zenci geziyorsunuz kravatlar, takım elbiselerle ve bir hanıma market poşetleri için yardım ediyorsunuz.
Un Noir et un Blanc qui se baladent dans la cité en costard cravate pour aider les vieilles dames avec leurs courses, et autres.
Riverwalk Market, Caprica Şehri.
Marché de Riverwalk, Caprica City J'en prends deux!
Yerel bir market zincirinde yöneticiyim.
Je suis cogérant pour Circle Foods, une chaîne de supérettes.
Market zinciri.
Circle Foods...
Süper market soğuk ve siz böyle olmasını seviyorsunuz.
Il fait froid au supermarché, et tu aimes ça.
Sonra bir iç çekip onları market arabalarına koyuyorlar.
Et puis, ils soupirent et les mettent dans leurs caddies, en ayant l'air de dire :
Yakınlarda market var mı?
- Il y a une épicerie pas loin?
Asıl amacımız virüsün tamamını market alanından çıkarmamızdır. Aksi halde Sayın Başkan hiç kuşkunuz olmasın bu, şu ana kadar karşılaşacağımız en ölümcül tehdit olacaktır.
Notre objectif était de soustraire le virus du marché, car c'est la menace la plus meurtrière à laquelle nous avons eu affaire.
Hastane. Market gibi terk edilmiş olmalı.
L'hôpital doit être aussi vide que l'épicerie.
İzninizle. Benzin istasyonundaki mermimiz bir market soygununda kullanılan mermiyle eşleşti. Silah bulunamamış.
Excusez-moi.
Yellow Granex F tip melez soğan. At pisliği ve süper market soğanı.
- En fait, une espèce d'oignon hybride de type F à granule jaune.
Market beş dakika sonra kapanmış olacak.
Et le supermarché va fermer dans 5 minutes.
Çünkü bu market bu haliyle mükemmel bir yer.
Parce que cet endroit est parfait comme il est.
Herkes birazcık çalarsa market birazcık batar.
Oui, mais si tout le monde en prend un peu, le magasin va faire un peu faillite.
Ne kadar arsız? - West Hills Market'deyiz.
On est au supermarché West Hills à boire de l'alcool
Mr.Brunson bunun manası, Bonnet'in dondurmaları firması... sizin emriniz üzere... bütün ürün çeşitleri ve market planlamasını... değiştirmesi gerekecek.
Voyez-vous, M. Brunson, ça veut dire que la compagnie Bonnet devrait... reconstituer le programme de leurs parfums et leur plan de marketing... juste pour satisfaire votre commande.
Adamın evinde market açacak kadar vitamin, şifalı ot ve organik gıda vardı.
Ce type avait assez de vitamines, d'herbes et d'aliments bio pour ouvrir sa propre boutique bio.
Tamam, yarın sabah saat 7'de Market Street limanında buluşalım.
Okay, rejoins-moi demain à 7h aux quais de Market Street.
Önce tele market, şimdi de ciltçilik mi?
D'abord, la vente à distance, maintenant la reliure de livres?
Çocukları satıştan uzak tutmak için bu tele market işine dâhil oldum...
Je me suis impliqué dans ce commerce de vente à distance pour empêcher mes gars de dealer...
Bilgisayarlar sayesinde artık üreticiler, az sayıda malı ekonomik olarak üretebilir hale gelmişlerdi.
- Yankelovich Partners Market Research Inc. :
- Burası bir market.
- C'est un supermarché

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]