English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Martyr

Martyr Çeviri Fransızca

599 parallel translation
Sakın unutma, sen artık halkın "Pagliaci" sisin.
Dès que je rigole un peu, tu prends des airs de martyr.
Seni temin ederim ki, çimento tarihinin en büyük kurbanı olarak görüleceksin.
Je te jure qu'on te considérera comme le plus grand martyr de l'histoire du ciment.
.. ne kadar samimi olduğumu söylesem.. " - Sorun ne?
"Si je devais vous dire quelle martyr j'ai enduré avec cette homme..."
Kendine acındırma.
Ne prends pas cet air de martyr.
Elbette tüm bunların aptal kahramanı, uzun zamandır acı çeken Bay Wilkes. Fikren karısına sadık kalamayan, ama teknik olarak ihanet etmeyecek olan Bay Wilkes.
Le comique dans tout cela est M.Wilkes, le martyr... qui est infidèle à sa femme en pensée... mais pas en fait.
Üzülerek söylüyorum ki, acılar içinde kıvranıyor.
Je suis désolé de vous dire, mademoiselle, qu'il souffre le martyr.
Kendini İngiliz şehidi varsayıp, enayileşmiyor musun?
Êtes-vous fou au point d'imaginer que vous êtes un martyr de l'Angleterre?
Teslim olmaya karar verdim. - Svoboda! - Soylu davranışlar sergilemeye çalışmıyorum.
Je n'essaie pas de faire un geste noble ou de devenir un martyr héroïque...
" Bir din şehidiydi İngiltere, Canterbury'de...
Pour chercher le saint et bienheureux martyr
Savaşmanı istiyorum Jean, şehit olmanı değil.
Bats-toi. Je ne veux pas que tu sois un martyr.
"mücadele yada şehitliği anımsatsın"
"combat ou détresse du martyr"
Ama, onu hapse gönderirlerse, onun gözünde mağdur olmuş olacak.
Mais s'ils l'envoient en prison, il deviendra un martyr à ses yeux.
Sadece bir çeşit şehit vardır, ölü şehit.
Pour être martyr, il faut être mort.
Bana bir şehit göster, bire dört bahse girerim ki çulsuz kalır.
Trouvez-moi un seul martyr qui s'en sort bien.
Uzak bir eyalette alelade bir şehit.
Un obscur martyr dans une province oubliée.
Askeri öğrenci Korab, günlük banyosunu yapamadığında büyük rahatsızlık duyuyor.
L'aspirant Korab souffre le martyr, sans son bain quotidien.
Şehit bir Filip, davamıza daha çok hizmet eder.
Un Philippe martyr est plus utile à notre cause.
Bir ölü, bir şehit, bir aziz ; mücadelemiz için çok daha faydalıdır.
Un mort martyr et saint est plus terrible dans la lutte!
"Montpaillard en Desteptarea" gazetesin de.. .. dün yazdığım yazıda, masum hemşehrimizin hapisten.. .. çıkışını kutlamak için sizleri buraya davet ettim..
Votre journal, l'Eveil de Montpaillard, vous a demandé d'être là, et Montpaillard est là, manifestant sa sympathie au martyr innocent, et sa réprobation à la tyrannie municipale!
Mağdur durumdayım.
Je suis un martyr.
- Beni şehit gibi göstermişsiniz.
- Vous faites de moi un martyr.
Şehitlerin hep ispat edecekleri birşeyleri vardır ; sizin de öyle.
Un martyr a toujours quelque chose à prouver. C'est votre cas.
- Bert'in şehit olmasını istemiyorum.
- Je refuse que Bert soit un martyr.
Aziz Sebastian'a.
De Saint Sébastien Martyr...
Thomas Becket, Canterbury eski başpiskoposu, tanrı ve onun kilisesi için şehit olan Thomas Becket, bundan böyle onurlandırılmış, ve bu krallıkta, kendisine bir aziz olarak dua edilmesine karar verilmiştir.
Thomas Becket, ancien Archevêque de Cantorbéry et martyr de la cause de Dieu et de son Eglise doit désormais être honoré et invoqué dans ce Royaume comme un saint.
Şehit olarak.
Dans le rôle d'un martyr.
Hadi, şehit olacağız yoksa. İyisi mi giyininde ve gidelim.
Enlevez votre couronne de martyr et filons!
Batı'ya kaçan bir başka şehit daha.
Martyr de l'évasion vers l'Ouest!
Sorumlusu onlardır. Herzaman onlar.
Et Brutus le pauvre martyr est innocent.
Bazen onun bir tür aziz, dâhi, tam bir fedakâr olduğunu düşünüyorum.
Parfois, je pense même qu'il a quelque chose d'un saint, d'un génie, d'un martyr.
Şehit de olamayacağına göre buna intihar denir.
Inutile de partir. Tu ne serais pas un martyr, juste suicidaire.
Townsend'i şehit yaparak uluslararası krizi prövake etmek için.
Pour en faire un martyr et provoquer un incident diplomatique.
İnsanların işkence çekerek öldürülmesindense bu estetik formların dünyamızda yaşaması bize çılgınca bir jestleri olur.
"c'est la façon de s'attarder sur les formes, " au lieu d'être comme le martyr sur le bûcher "qui fait des gestes désespérés."
Babası ona göre şehit oldu. NasıI öldüğünü biliyor musun?
Son père est mort en martyr pour leur cause.
Şimdi de mazlumumu oynuyorsun?
Tu joues à la martyr?
Sizde şehitlik kompleksi var.
Vous avez un complexe de martyr.
- Bu şehit bakışı değil Sarah.
- C'est pas un regard de martyr.
Ve öldürülen bir kahraman bir şehit olur ve bir şehit derhal bir efsane olur.
Un héros qui est tué devient un martyr et un martyr devient immédiatement un mythe.
Bir şehit daha olacak Sör William.
Il y aura un autre martyr, sir William.
Ve biraderlerim, inanır mısınız sizin sadık arkadaşınız, kurban edilmiş anlatıcınız iki km'lik kırmızı yabzikini çıkarttı vonili ve grahznili ayakkabıları yalamak için.
Et, ô mes frères, le croirez-vous : votre fidèle ami et narrateur martyr... a sorti une rouge yahzik de 2 km... pour lécher les grahzny et vonny souliers.
Bense, vicdanımda bir şehidin acısını taşımak istemiyorum.
Et je ne veux pas avoir de martyr sur la conscience.
Bir şehir komleksiyle mi?
On joue au martyr?
Fakat şehit olman için ölmen gerek.
Il faut mourir pour devenir un martyr.
Seni yanlış yönlendirilmiş fedai
Martyr fourvoyé
Yalnızca sonsuz yaşama sahip olmayacaksın, aynı zamanda seçilmiş azizlerin arasında oturacaksın.
Une mort de martyr. Vous n'aurez pas uniquement l'éternité, vous irez en plus rejoindre les Saints.
Ama kimseye faydası olmadan.
En prison, vous seriez un martyr, l'objet de la sympathie du monde entier. C'est vrai! Mais incapable d'agir.
- Onu şehit yapmayacağım.
- Je n'en ferai pas un martyr.
Haklısın, Allenby.
Venir ici quatre fois par an et voir un homme souffrir le martyr. Tu avais raison.
Hey, Martyr!
Martyr, écoute un ami.
- Şehit rolü oynamıyorum ben.
Je ne me crois pas martyr, non!
Size nasıl bir kayınbiraderiniz olduğunu göstereceğim!
Pauvre menuisier martyr!
marty 596

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]