Masum Çeviri Fransızca
9,685 parallel translation
Amcanızın gerçekten masum olduğunu mu sanıyorsunuz?
Vous pensez vraiment que votre oncle est innocent?
O masum!
Il est innocent!
- Öyle görünüyor ama onun masum olduğunu hissediyorum.
- Ça y ressemble, mais je sens qu'il est innocent.
Bence masum.
Je pense qu'il est innocent.
Soru sormadan masum olduğunu nasıl kanıtlayacaksın Kİ?
Comment prouver son innocence sans demander?
Masum ya.
Il est innocent.
Hem adam masum.
Et il est innocent.
Scott'ın masum olduğunu kanıtlamamız gerek.
On doit prouver l'innocence de Scott.
Masum olduğuma inanan tek kişi sendin. Neden olduğunu hâlâ bilmiyorum.
Vous êtes la seule personne qui a cru en mon innocence, et je ne sais toujours pas pourquoi.
Masum ama yanlış bir flörtleşme.
Un flirt innocent, mais inapproprié.
Bence Stan Gardner masum.
Je pense que Stan Gardner est innocent.
Onların masum ruhlarına açlar
♪ Affamés de leurs âmes innocentes ♪
Yani o masum.
Il n'a pas commis ce meurtre.
Çıkışını güvence altına almak için, masum olduğunu kanıtlamalıyız.
Nous devons prouver votre innocence.
Masum kurbanları döven biri.
Prêt à passer à tabac d'innocentes victimes.
Masum birinin canını aldığında kurt adam gözlerinin renginin değişmesi gerekir.
Tu viens vraiment de dire ça au fils d'un flic? Les yeux d'un loup-garou sont censés changer de couleur quand tu prends la vie d'un innocent.
Bir hayatın diğer bir hayattan daha az masum olduğunu objektif olarak söylemezsin. Ya kendini suçlu hissettiğin zaman maviye dönüşüyorlarsa?
Tu ne peux pas dire qu'une vie est moins innocente qu'une autre.
Masum olduğunu bildiğin insanları tutukluyorsun.
Tu as arrêté des gens que tu savais innocents.
Onu buraya getirip, yargıca masum olduğunu söylettireceğiz.
Nous allons le faire revenir, pour dire au juge que vous êtes innocente.
Masum bir adamın canına mal olan olaylar zincirini başlattın.
Vous mettez en branle une série d'événements qui ont coûté la vie à un innocent.
Bunları o masum kız mı yaptı?
Tu as fait tout ça?
Yani senin, benim suçlu olduğumu kanıtlaman yerine benim sana hâlâ sana masum olduğumu kanıtlamam gerekiyor?
Je vais donc encore devoir prouver mon innocence au lieu que tu ne prouves que j'étais coupable?
Hep masum olduğunuzu savundunuz.
Vous avez toujours clamé votre innocence
Onu yakalamam için yardımına ihtiyacım var ki bu da masum olduğunu büyük bir ölçüde kanıtlayacak.
J'ai besoin de ton aide pour l'attraper, ce qui prouvera aussi que tu es presque innocent.
Sen benim masum evladımla mı yattın?
Vous avez couché avec mon innocent petit garçon?
O kadar da masum değildi.
Pas si innocent que ça.
Babam masum.
Mon père est innocent.
Bak, her üç yıl yada daha uzun bir zamanda, Senin gibi avukat tipli insanları bana gönderiyor. Onlara benim masum olduğumu söyleyerek türlü hikayeler uyduruyor.
Tous les 3 ans environ il envoie un de vous autres, avocats, vous dit que je suis innocent, vous fait gober une histoire pourrie comme quoi je voudrais faire pénitence pour la culpabilité que je ressens.
- Senin masum olduğuna inanıyorum.
je crois en votre innocence.
Liv gerçekten bu adamın masum olduğuna inanıyor.
Liv croit vraiment que cet homme est innocent.
Masum bir adamı bilerek parmaklıklar ardına göndermenin üstünden daha da bir zaman geçti.
Et encore plus longtemps que tu n'as pas sciemment poursuivi un homme innocent et mis derrière les barreaux.
- Masum kurbanlar üstünde.
Sur d'innocentes victimes.
Masum insanların ölme riskinin olduğunu bilmen gerekirdi.
Tu aurais du savoir qu'il y avait un risque pour que des innocents meurent.
Çiçek aşısı araştırmalarında kaç masum insan öldü?
Combien d'innocents sont morts pour la recherche du vaccin contre la variole?
Birçok masum insanı öldürdünüz, Dr. Powell.
Vous avez tué un tas d'innocents.
Benim yüzümden üç masum insan öldü, kendi annem ve babam da dahil, bu yüzden bu sana benim sözüm, kitap, ve sana küçük kahverengi Jewkins ve kendime... içimdeki bu güçte ustalaşacağım, ama bunu kamu yararı için kullanacağım.
Trois innocents sont mort par ma faute, ma mère et mon père inclus, alors voici ma promesse à toi, livre, et à toi, M. Jenkins, et à moi-même...
Masum bir canlıyı boğmamız mı gerekiyor?
On doit noyer une créature innocente?
Hiçbir canlı masum değildir.
Aucune créature n'est innocente.
Masum, iyi bir arkadaşın asılmasını kim unutabilir?
Qui pourrait oublier la vision d'une innocente amie pendue?
Bu insanlar masum.
Ces gens sont innocents.
Kaldı ki, kadının masum olması ve suçlamaların haksız çıkmasına karşın belli bir mahkeme kararıyla yola çıkabiliriz Yargıç Pike.
Vous la réglerez quand le verdict aura été établi, de crainte qu'elle soit innocente et ses accusateurs déboutés.
Kocanız masum.
Votre mari est innocent.
Masum bir kadını, Aktaion'un onun üstünde deney yapıp ona işkence etmesi için teslim ettin.
Tu as livré une femme innocente pour être testée et torturée par Aktaion.
O çocuk tüm bunlara rağmen masum olsada.
L'enfant est innocent dans tout ça.
Bu kubbenin altındaki herkes masum.
Joe est innocent. Tous les gens sous ce dôme sont innocents.
Hiçbir şeyi somutlaştıramayacaklar ve o da masum rolü oynayacaktır. Nezaretteyken ağzını açarsa birinci derecede cinayetten suçlayabilecekler.
Ils ont rien eu de concret et il joue l'innocent mais il a ouvert sa bouche en taule à propos de la fusillade et ils l'accusent au premier degré.
Dışarıda tehlikeli adamlar var, gerçekten tehlikeli adamlar ve birçok masum insanın canını yakmayı planlıyorlar.
Il y a des hommes dangereux dehors, vraiment dangereux, et ils ont prévu de blesser beaucoup d'innocents.
O masum.
Ça va pas?
O masum.
C'est pas lui. Passons au prochain suspect.
Masum insanlar, önemsediğim, sevdiğim insanlar.
Des gens importants, que j'aime.
Joe masum.
Pas de cette façon.