English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Matador

Matador Çeviri Fransızca

322 parallel translation
Pascual, bu Morenito, matador.
Pascual, voici Morenito, le toréador.
Siz iki aptal dinleyin, sarhoş bir matador kadar gözü dönmüş Alberto'nun.
Écoutez les tourtereaux, Alberto est fou de rage.
Matador falan değil. O İspanya'daydı. Ama matador gibi biriydi.
Pas un matador, c'est en Espagne, mais un peu comme ça...
- Matador'mu?
Torero?
O köpeğe kim matador diyor? Bi karisiklik oldugunu biliyordum.
Ce paysan, un torero?
Bir matador oldugum zaman ilk resmi müsabakam bir Miura bogasiyla olucak.
Mon premier vrai taureau sera un Miura.
Bir matador olduğun zaman... belki menajerin olmamı sağlarsın.
Je deviendrai peut-être votre imprésario?
Kendisi tartışmasız benim bir hayranım olduğunu söyledi. Bir Matador olduğumda benim menajerim olmak istiyor.
Il sera mon manager quand je serai matador.
Biri ata binerken bir Matadorun yayan yürümesi nasıl görünür?
Je suis le matador. C'est toi qui marcheras.
Bende bir Matador olucam.
Je serai matador aussi.
| Bu çetede sadece bir Matador var, ve adı da Juan Gallardo.
Il n'y a qu'un matador.
Bu sana aptalca gelebilir, ama çok büyük bir Matador olmadan... ve kendi imzamı atamadan mektup atmak istemedim...
Je ne voulais pas écrire avant de pouvoir signer...
"Juan Gallardo, Matador de Toros."
Juan Gallardo, matador!
But if the matador could only see his godson just for a minute -
Juste une minute. C'est son filleul.
Bendeniz, Curro - iÖğleden sonra Madrid'e en büyük.... matadorun sunumunu yaptım.
Moi, Curro, j'ai assisté aux débuts de Juan... comme matador. C'était à Madrid.
- Sonunda, Sevilla'nın artık bir matadoru var.
Séville a son matador.
"Artık Sevilla'nın bir matadoru var" dedi.
"Enfin Séville a son matador."
"Tarihin en büyük matadoru" dedi.
"Le plus grand matador de l'histoire."
- Matador için bi mesaj getirdim.
Un message pour le matador.
Artık Sevilla'nın bir matadoru var.
Enfin Séville a son matador.
Sende hepimiz gibi küçük doğdun... ama seninle ilgili tek şey doğruydu - sen Matador olmak için doğmuştun!
Tu es né pauvre, mais avec un trésor. Tu es né matador.
Bugün izlenmeye değer tek matador göreceksiniz : Manolo.
Seul Manolo vaut le déplacement aujourd'hui.
Juan Montalvo ; tüm İspanyanın en büyük matadoru. Esperanza'da doğmuştur, çingene annesi de hâlen burada yaşamaktadır.
Juan Montalvo, le plus grand matador d'Espagne, était né à Esperanza, où vivait encore sa mère, une gitane.
Madrid'e Matador Juan Montalvo ile geleceksin. Katedralde evleneceğiz.
Vous viendrez à Madrid avec Juan Montalvo vous marier dans la cathédrale.
Öldürücü darbeyi vur Matador.
Le coup de grâce, matador!
- İyi şanslar Montalvo.
Bonne chance, Matador!
Ole, ole, matador.
- Quel genre? - Si nous fûmes fiancés.
Ne var? Ne duruyorsun matador?
Qu'attends-tu, Toréador?
Matador nerede? Mazereti mi var?
Il déclare forfait?
Hey matador!
Hé, Toréador.
Cesur matadora saldırışı!
Fonçant sur un matador intrépide
Matador her zaman tek başına yürür.
Le matador rentre toujours seul.
Gabriel Fouquet! Pierre Schull'den bile ünlü! ( Fransız Matador )
Gabriel Fouquet, plus grand que Pierre Schull!
Matador ya da boğa gördün mü?
Le matador? Le taureau?
Bana bakın, siz nankör Seyirciler, matador gördünüz işte!
Regarde, public ingrat! Arrache-toi les yeux!
- Sana bir Matador'u tanıştırayım.
Je te présente un matador.
Bazen matadoru görmeye gidiyorum, kim olduğunu öğrenmeye.
Un jour je verrai ce matador et je saurai qui il est.
Matador...
Le matador.
Matador!
Le matador!
Matador... benim!
Le matador. Moi!
Matador.
Oh, matador.
Matador neden boynuzların dibine kadar girer ki?
Le matador doit presque frôler les cornes.
Bir gün fiyortta yürüyorduk yerel matadorlardan biri ağaç evinden çıkıp şarap mahzeninde birikmiş pala ve giyotinleri fırlattı.
Nous nous promenions dans un fjord, un jour, quand un matador est sorti de sa maison perchée dans les arbres et a lancé des tas de cimeterres et de guillotines qui encombraient sa cave à vin.
Ünlü matador Palomo Linares'i taklit ediyor.
Il présente le célèbre matador Palomo Linarès.
Matador? Affedersiniz, üstü açık arabanızı yıkayıp cilalamamı ister misiniz?
Matador, voulez-vous la voiture décapotable?
Hector bize, yaptıklarını anlattı, Matador.
Hector nous a tout raconté.
Matador, kimin kalmasını istersin?
Qui doit rester?
Görüyorsunuz ya, ben genç bir matadorla birlikte arenaya çıkıyordum, o dondu kaldı ve boğa onu parçaladı.
Je combattais aux côtés d'un jeune matador terrorisé. Le taureau l'a attaqué.
Beni genç matadorla birlikte hastaneye götürmeğe çalıştılar, fakat ben gitmeyi reddettim.
Ils ont voulu m'emmener à l'infirmerie avec le matador mais j'ai refusé.
Bu nedenledir ki, matador boğayı kendisine doğru çekmek için pelerin kullanır.
La cape sert à les attirer.
"Muhtemelen arenada ölür... matador olduğu için kendini şanslı saymalı."
"avant de devenir matador."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]