English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Match

Match Çeviri Fransızca

11,843 parallel translation
Bir de eylüldeki Dodgers maçı ve Japon-Amerikan müzesinin bağış yemeği var. Ve de noelde ailecek baleye gidiyoruz.
Il y a eu aussi le match des Dodgers en septembre et le gala de charité au musée Nippo-Américain, oh et là nous partons tous voir un ballet avec vos familles respectives dans le cadre de Noël.
Yüzlerce milyon kişi şu an bunu izliyor.
Des millions de personnes regardent ce match partout dans le monde.
Şimdi, işte burada... Burada kazanmak için bacak kırma hareketini yapıyorum.
Cet endroit, c'est là où j'utilise ma clé de jambe pour gagner le match.
Red Sox maçları için geri dönmedikçe sıkıntı yok. Takım ne durumda falan diye bakarız.
Aussi longtemps que nous sommes de retour pour le match des Red Sox, car la façon dont on entraine l'équipe et tout.
Celtics maçını izleyeceğiz demiştin.
Tu nous avais dis qu'on allait regarder le match des Celtics.
Elektrik idaresini aramak, kız hayallerini anlatabilsin diye maçın sesini kapatmak gibi.
Appeler EDF, couper le son du match pour qu'elle te raconte ses rêves.
Cubs'un maçına bakmak için bara uğradım.
Je me suis arrêté au bar pour regarder le match des Cubs.
Derbi maçı çıkışı gibi sıkışık.
On dirait qu'il y a un match important.
Ding! Charlie Hutchison ağır siklet ünvan maçının birinci raundu.
Round 1 du match des poids lourds Charlie Hutchison.
Arkadaşlarıyla aptal bir futbol gecesine gitmek yerine benimle Ally'nin partisine gelebilirdi.
Il aurait juste dû venir à la fête d'Ally avec moi au lieu de sortir entre mecs à un stupide match de football.
Veya gece 02.00'ye kadar açık olan Chopper Barı'nda maç izleyebilirsiniz.
Vous pouvez également suivre le match au Chopper Bar, ouvert jusqu'à 2 h.
Onun yüzünden maçı kaybedebiliriz. Yedeklere almak zorunda kalabilirim.
Il pourrait nous coûter un match, je devrais peut être le remplacer.
Bizim oğlanın maçı var da.
J'ai le match de mes enfants.
Maça birkaç saat var daha.
Il reste encore quelques heures avant le match.
Bir rövanş maçından önce tüm kaşımı yolduğumu bilirim.
Une fois juste avant un match, je me suis arraché un sourcil entier.
Maçtan önce bütün kötü vuruşları aradan çıkarmış oldu!
Il vide tous ses mauvais tirs avant le match!
Herkes maçı izlerken, bir kuş avlunun otuz metre üstünde uçar.
Ainsi, alors que tout le monde regarde le match, un oiseau vole 30 pieds au-dessus de la cour.
Beysbola gideceğiniz için seviniyor musun?
Tu est excité pour le match de base-ball?
Bugün onu bir ikinci lig beysbol karşılaşmasına götürecek.
Il l'emmène à un match de ligue mineure aujourd'hui.
Drew ve Ralph beysbol maçında ne yapıyorlar diye düşünüyordum.
J'étais en train de penser à Drew et Ralph au match de baseball
Bu gece Axl'da kalacağız ve yarın sabah da maçı izleyeceğiz.
Alors on dormira chez Axl ce soir et on pourra voir le match le matin.
Üzgünüm ama Axl'ın ilk maçını kaçırmam daha plan bile yapmamıştın.
Je suis désolée, mais je vais pas rater le premier match d'Axl car tu n'as pas su t'organiser.
Devin Levin'i maça çağırmıştım.
J'ai invité Devin Levin au match.
Maçtaydı.
Elle était au match.
Futbol maçına gittim.
Bien, je suis allé à un match de foot.
Bir vaka var. Mükemmel zamanlama.
Le match est fini, on a une affaire.
... 10 yaşındaki küçük çocuğa biri hemşire biri doktor olan ebeveyleri New York Yankees'in oynadığı 5.'nci Dünya Kupasına götürüleceği sözü verilmişti....
Quand les parents d'un garçon de tout juste dix ans, l'une infirmière et l'autre médecin.... lui ont promis... qu'ils l'emmèneraient au 5e match des séries mondiales entre les Yankees de New York et...
Sadece orayı terkedip seni bezbol maçına götüremezdik.
On en pouvait pas tout lâcher et t'emmener à un match.
Futbol seyretmek istiyordum.
Je voulais regarder un match de football.
Maçı duyamıyormuş.
Il ne pouvait pas écouter son match de football.
Dünyadaki en sevdiğim gitarist maç seyretmesine engel oldum diye benim grubumda çalıyordu.
Mon guitariste préféré faisait maintenant partie de mon groupe parce que je l'avais empêché de regarder un match de football.
Kaydettiğim maça ne oldu.
- Hé. Qu'est ce qu'il s'est passé pour le match que j'enregistrais?
Oyun zaten çok boktandı.
De toute façon, pour le match, c'était une vraie boucherie.
Bakın bugün şükran günü. Sizin şu anda Detroit'te bir maçı kaybediyor olmanız gerekmiyor muydu?
C'est Thanksgiving, vous avez pas un match à perdre à Detroit?
Salonda çalışan tek bir kızım var ve yemin ederim ki hiç de iyi bir çalışan değil.
Je n'ai qu'une seule fille au salon, et elle ne pourrait pas en évidence un match de foot, je le jure.
Bir gece çok içtikten sonra her zamanki gibi kötü bir maç geçirdikten sonra kavga ederdi.
Une nuit après quelques verres, il a déclenché une dispute comme il le fait après chaque mauvais match.
Oyunun sonunda, topu geri istediğinde.
A la fin du match, quand tu veux récupérer le ballon.
Babamla maç kasetlerini izlemem lazım.
Je dois regarder des enregistrements de match avec Papa.
Babam ve benim bu hafta ilk hazırlık maçımız var ve ben orada sadece gey olduğum için bulunmadığımı kanıtlamak istiyorum.
Papa et moi avons notre premier match cette semaine, et je veux lui prouver que je ne suis pas là juste parce que je suis gay.
Maç kasetleri izliyorduk.
On regardait des enregistrements de match.
Telefonunu kapat ve hemen oyuna dön!
Lâche ton téléphone et concentre toi sur le match!
Bugün maçı izlemek yerine Kolombiyalılar'la çim dartı oynayacağım. Beynini kullanmadığın için teşekkürler.
Aujourd'hui, au lieu de regarder le match, je jourrai aux fléchettes avec les Colombiens, merci à toi de ne pas utiliser ton cerveau.
On beş yaşında bir kız beyzbol maçından sonra tecavüze uğramış.
Une ado de 15 ans de Northridge a été violée après un match de baseball du lycée.
Cumartesi maçın kaçta, Finley?
Alors, à quelle heure est ton match de samedi, Finley?
- Evet. - Berabere bitti diyelim mi?
~ Ouais. ~ Match nul, on dit que c'est un match nul?
- Evet. - Evet.
~ Oui. ~ On peut appeler ça un match nul. ~ Oui.
Akşamki Cardinals-Rams maçında kimi seviyor?
Et qui préfère-t-il dans le match NFL de ce soir?
- Sınır aç... Madem sınır ağzına kadar açık, o zaman neden Ronnie Price Vancouver'daki maçtan dönerken yarım kilo ot yüzünden yakalandı?
Si la frontière est grande ouverte, Pourquoi Ronnie Price s'est fait pécho avec 250g en rentrant d'un match de hockey à Vancouver?
Yarın akşam bir maç var.
Demain soir il y a un match.
- Sugar.
( Sugar Bowl : match foot américain )
- Maçta gayet iyi iş çıkaracaksın.
Tu vas gérer pendant le match.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]