English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Memo

Memo Çeviri Fransızca

663 parallel translation
Jorge ve Memo kahrolası ağa yakalandıkları geçiş yerindeler.
Et Jorge et Memo dans le col, où ils ont été pris par ce fichu filet.
Memo, seni gördüğüme sevindim.
Memo, content de vous revoir.
"Memo bis punitor della cattum!"
"Meno bis quelitor della cassum!"
Biz mezura kullanırız Memo!
Nous devons mesurer des mètres!
Bazı detaylarla ilgili daha sağlam bilgi ver, memo.
Raconte moi quelques détails.
Üçüncü Memorandum :
Mémo n ° 3.
Yedinci Memorandum :
Mémo n ° 7.
Memo'yla evleniyormuşsun.
Alors, tu es avec Memo?
Yeğenim Memo Paris.
Ma nièce, Memo Paris.
Benim, Memo.
C'est moi, Memo.
Gel Memo, dans edelim.
Tu danses, Memo?
Bu konuyu açtım, çünkü Memo senin için çıldırıyor.
J'en parle parce que je sais que Memo est folle de toi.
Haklıydın, Memo.
Tu avais raison.
Jack, bir dahaki sefer parlak bir fikirin olduğunda, bunu hafızanda sakla.
Jack, la prochaine fois que t'as une brillante idée, contentes-toi de la mettre dans un memo.
Memo kitapçıda.
Memo... il est dans la librairie.
Not alın lütfen.
Prenez un mémo, s'il vous plaît. "Réalisateur - Scripte"
Bn. McCardle'a not.
Un mémo pour Miss McCardle.
Sabah masama şöyle bir not yaz : "İnce düşün."
Laissez-moi un mémo : "Maigrir c'est rajeunir".
Bana yazılı bir not gönder. Haftaya görüşürüz bunu.
Envoyez un mémo, on en discutera.
Karşı kuvvet konusundaki güvenilirliğinize dair birşeyler okudum.
J'ai lu votre mémo sur la crédibilité des contre-attaques.
- Memo?
- Memo?
Notunuzu okudum.
J'ai vu votre mémo.
Küçük bir kağıt parçasıydı...
Un petit bout de papier. Un mémo.
"Mesaj Aleti!"
Le "Mémo-Pens'bêt"!
Evet, durum yeniydi ve bu nedenle hiç kimse "Yahudiler öldürülecek" diyen özel bir dosya, özel bir plan, taslak ya da bir tasarı bulamadı.
Oui, c'était neuf et c'est la raison pour laquelle on ne peut trouver un seul document, un plan spécifique, un "mémo" qui stipule noir sur blanc : "Désormais les Juifs seront tués."
Kurallarda bu tip kızlarla samimi olmayın yazıyor.
Le mémo dit : "Ne fraternisez pas". Texto.
Kuralları unut!
Oublie le mémo.
- Ruhunuza çağrı yapmak istiyorum!
Je veux donner à votre âme un mémo appel!
Masama not bırakırsan sevinirim.
Ca m'arrangerait si tu pouvais me faire un mémo.
Hazırladığın bildiriyi dikkatlice inceledim.
Alors, j'ai attentivement lu votre mémo.
Ofisinizden bay Claude Bellasarious adına yapılmış bir ödeme kaydı.
Un mémo de votre bureau à M. Claude Bellasarious.
Evet, evet, ödemeden haberim var.
Je connais ce mémo.
Dosyaya ne olursa olsun benim masamda olduğu sürece sorumluluk bana ait.
Ce qui arrive au mémo laissé sous ma garde... ne concerne que moi.
Keşke bu kadar basit olsaydı, fakat dosya bende değil.
Si c'était aussi simple..! Je n'ai pas ce mémo sur moi.
Bize bellarious kayıtlarının nerede bulacağımızı söyle, bizde uyandığında biten kabus gibi kaybolalım.
Dites nous ou trouver le mémo Bellasarious et nous disparaîtrons... comme un cauchemar à l'aurore.
Ne kayıtları?
Quel mémo?
Kayıtları istiyoruz.
Nous voulons ce mémo.
Beelarious belgeleri hakkındaki son tavrını bilmek zorundayım.
Je dois savoir Si vous avez-vous pris une décision au sujet du mémo Bellasarious?
Evraklarımı geri alırken üzerinde, çalıştığın doktoru hatırlıyormusun?
En reprenant le mémo, vous avez négligé... d'effacer le bon docteur.
Gelecek sefer, Jack, lanet bir kısa not yaz.
La prochaine fois, Jack, écris un putain de mémo.
FBl'dan Hoover'ın 1960 Haziran tarihli bir notunda... birinin... Oswald'ın pasaportu ve kimliğini kullanabileceği yazıyordu.
Au FBI, Hoover a un mémo de juin 1960, selon lequel on utilise peut-être le passeport et le nom d'Oswald.
Fotokopisi alınırken yok edilen... Oswald'ın Rusya'daki etkinlikleriyle ilgili gizli ClA muhtırasını sorun.
Ou le mémo secret de la CIA sur l'activité d'Oswald en Russie, détruit en cours de photocopie.
Bu uyarıyı yazan, bir Küba AK-47 tüfeğiyle hiç karşılaşmamış.
L'auteur du mémo ne s'est jamais... trouvé devant un fusil AK-47 cubain.
- Çek karşılıksız mı? Etrafta takılmak mı istiyorsun?
Je te montrerai le mémo quand j'aurai le temps.
- İyi, sana bir not yollarım.
- Je vous enverrai un mémo.
Dolph, Newton'una bir mesaj yaz :
Dolph, tape un mémo sur ton Newton :
Evet.
Vous n'avez pas eu le mémo?
Birisi benim en çok kullanılan şifreler hakkındaki notumu okumaya gerek duymamış
Quelqu'un n'a pas cru nécessaire de lire mon mémo sur les mots de passe les plus usités.
14 ünde petrol taşmasından sorumlu olan bir hatırlatma.
Une mémo concernant la manière dont ils vont réagir aux marées noires du 14.
- Belli ki mesajı almamışsınız..
- Vous n'avez pas reçu le mémo, alors.
- Ne mesajı?
- Quel mémo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]